NİHAT HATİPOĞLU

Yeni hedef gençler

Bugünün gençleri hem şanslı hem de şanssız. Şanslılar, çünkü ellerinin altında müthiş iletişim aygıtları var. Geçmiş günlerin olumsuz yanlarını, yıllarını bilmiyorlar. Dar bir alanda değiller. Bütün dünyayla iletişim imkânına sahipler. Bu işin bir yönü.
Şanssız oldukları yönler de var: Algı operatörlerinin ilgi alanındalar. Aileden uzak olsun isteniyorlar. Yabancı kültürlerin empozesi içindeler. Her gün yenisi kurulan yüzlerce inkârcı, yabancı, yerli, paralı, parasız, kutsal tanımayan, her ahlaki güzelliği karalamaya çalışan saldırganların hedef alanındalar
Gençlerden ayrı bir toplum oluşturmaya çabalıyor birileri. İstiyorlar ki, dinini, ülkesini, inancını, ailesini inkâr eden ve istenilen şekilde organize edilen bir gençlik olsun. Diliyorlar ki, ateizm, deizm, Budizm, agnostisizm, septisizm, naturalizm ve benzeri tartışmaların ağlarına takılsın gençler.
Dinlerini dine ait asli kaynaklardan değil, sloganlardan, sosyal medyanın kirletilmiş ağlarından öğrensinler. Bu ağların hemen hemen tümü, kötü niyetli, tahripkâr, saldırgan, algı oluşturan, hiçbir inancı olmayan kişilerin elindedir. Gençlerin bu konuda bilgilendirilmesi şarttır.
NAMUS ABİDESİ İSİM: HZ. MERYEM
Gençlerin şanssız oldukları bir diğer alan da dini bilgilenme alanı oldu. Dini sorumluluğu olan bazı kişiler akla hayale ve insafa sığmaz yorumlarda bulunuyorlar. Tüyleriniz ürperiyor. Hz. Meryem gibi namus abidesi olan bir kutsal isim bile bu çirkince operasyona malzeme edilebiliyor.
Allah, Meryem hakkındaki çirkin sözleri "bühtan", yani iftira kabul ediyor (Nisa/156).
Kur'an "Meryem'i an" diyor (Meryem/16). Kur'an, Hz. Meryem'in iffetini Hz. Muhammed'e (SAV) bildiriyor:
"İmran'ın kızı Meryem'i de an, ki o ırzını korumuştu." (Tahrim/12). Kur'an, Hz. İsa'nın babasızlığına apaçık işaret ederken Hz. Meryem'in ağzından iffetini ilan ettiriyor:
"Benim nasıl oğlum olabilir ki, bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben utanmaz bir kadın değilken nasıl gebe kalabilirim?" (Meryem/20).
Erkek görünümlü melek, Hz. Meryem'e göründüğünde -ki meleği tanımadı- Hz. Meryem şöyle demişti:
"Ben senden sınırsız rahmet sahibi Rahman'a sığınırım. Bana yaklaşma!" (Meryem/18).
Kur'an bu iffet abidesi kadın adına sure indiriyor. Ancak bu hanımefendi hakkında çirkin bir söz söyleyen kişi de dini sevdirmesi, kutsalı sakınması gereken bir insan. Şimdi biz bu işin neresini toparlayacağız. Elbette garip değil.
Sünneti, sahih hadisleri, Hz. Peygamber'in pratiğini hayattan çekerseniz gün gelir Kur'an'a zararınız olur, Kur'an ayetleri eleştirilir. Farklı cereyanlar çıkmaya başlar, siz bir ayeti görmezden gelirsiniz, sizden sonra gelenler ayetleri inkâr ederler.
Biri en hafif deyimle saygısızlık olan çirkin ve inkârcı bir söz söyler, arkadan gelenler buna yüzlercesini ekler. Dediğimiz gibi de oldu. Gençleri yabancı felsefelerin, akımların, ideolojilerin boyunduruğundan çıkarıp onları dinleriyle övündürmeleri gerekenler adeta bu fütursuzca akıma hayat suyu veriyorlar.
Bu nasıl bir akıl tutulması anlamak mümkün değil. Bir gram faydaları yok halka, gençlere, vatandaşa, ama bunlar her gün yeni bir tahribatla karşımıza dikiliyorlar.
Sadece yıkıyorlar.
Düne kadar Kur'an diyorlardı, şimdi Kur'an'da olan ayetleri görmezden gelip konuşuyorlar.
Ahireti, cenneti, cehennemi, şefaati, kabir azabını, mucizeyi inkâr edenleri zaten saymıyorum. Beyler ne oluyor size! Emin olun Batı'nın bilinen meşhur İslam düşmanı oryantalistlerin tahribatı daha çok olmamıştır.
GENÇLERE BASKI DOĞRU DEĞİL
Evlatlarımız kendilerini yalnız hissediyor. İnternetten başka bir dostları yok gibi. Kalabalıklar içinde yalnızlar. Dertlerini kimseye açmıyorlar. Aileden kopuyorlar.
Onlara ümit ve umut aşılamalıyız. Geleceklerinin parlak olduğunu, olabileceğini anlatmalıyız. Sebeplere yapışmadan neticenin olmayacağına inandırmalıyız.
Bugün hissettikleri olumsuz herhangi bir şey, bir yıl sonra öyle olmayacaktır. Yarın için hiç geç değil. Gençlere yönelik hiçbir baskı doğru değildir. Gençleri din ile hayatın gerçekleri arasında tercihe zorlamayalım. Din, kişilerin her sorusuna cevap verebilir.
İYİLER ORGANİZE OLMALI
İnternette ve sosyal medyada din düşmanlarının, küfürbazların, saldırganların sayısı, olgun ve saygın insanlardan çok daha fazla. İyiler daha organize olmalılar. Küfürleşmek, saldırmak, düşmanlık için değil, doğru bilgi aktarmak için. Sevdirmek, düşmanlığa son vermek için.
Gençler, dini sosyal medyadan veya din düşmanlığıyla maruf adreslerden öğrenemezsiniz. Onlardan sadece saygısızlık, ümitsizlik, inkârcılık ve isyan öğrenirsiniz.
Sorularla sizi, siz olmaktan çıkarmak için gayret ederler. Hiçbir kutsalınız kalmasın isterler. Aman! Siz saygınlığı hak etmeyen çirkin platformların malzemesi olamazsınız.

***


PEYGAMBERİMİZDEN BAĞIŞLANMA DUALARI
İlahi, hatalarımı, bilgisizliğimi, işlerimdeki israfımı (aşırı hareketimi), Sen'in benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla! Allah'ım, ciddi hâlimi, şakamı, hatamı, kasıtlı davranışlarımı bağışla. Bu kusurların hepsi bende var. İlahi, önden gönderdiğim, önceden yaptığım ve sonraya bıraktığım, sonradan yapabileceğim gizli ve açıktan işlediğim ve Sen'in benden daha iyi bildiğin kusurlarımı bağışla. Çünkü Sen'sin ileri götüren, Sen'sin geri bırakan, Sen'sin her şeye gücü yeten! (Buhari, Müslim).
Hayy ve Kayyum olup kendisinden başka ilah bulunmayan yüce Allah'tan mağfiret dilerim, O'na tövbe ederim. Bu dua ile ilgili bilgi: Kim bu cümleleri okursa deniz köpükleri kadar günahı da olsa (Efendimiz şu ifadelerden birini kullanmıştır: Alic Çölü kumları sayısınca yahut ağaçların yaprakları adedince veya dünya günleri sayısınca günahı da olsa) Allah günahlarını bağışlar. (Tirmizi).
Rabbim beni bağışla ve tövbemi kabul et. Sen tövbeleri çok kabul eden ve esirgeyensin.
Azim olan Allah'ı tespih ve O'na hamd ederim. Azim olan Allah'a istiğfar eder, O'na tövbe ederim.
Allah'tan af diliyorum. Çünkü Allah bolca bağışlayıcıdır.
Allah'tan af talep ediyorum. Çünkü Allah bolca tövbeleri kabul edendir.
Ya Rabbi, affet, rahmet et, zira Sen rahmet edenlerin en hayırlısısın.
Bizi affet, bize mağfiret gönder. Zira Sen affedenlerin en hayırlısısın.
Allah'ım, Sen Rabbimsin. Sen'den başka ilah yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Sen'in kulunum, gücüm yettiğince ahdin ve vaadin üzerindeyim. Yaptığım kötülüklerden Sana sığınırım. Üzerimdeki nimetlerini itiraf ve günahlarımı ikrar ederim. Beni affet, çünkü günahları ancak Sen affedersin. Ey merhametlilerin en merhametlisi!

***


ÜÇ AYLAR ORUCUNUN DİNDE YERİ VAR MI?
Üç aylar recep, şaban ve ramazan aylarıdır. 2 Şubat Çarşamba günü üç ayların başıdır. Bu aylar özel günlerdir. Bilindiği gibi ramazan ayı, orucun farz olduğu bir aydır. Diğer aylar olan recep ve şaban aylarında ise oruç tutmak nafiledir. Hz. Peygamber (SAV) bu günlerde, yani recep ve şaban aylarında zaman zaman oruç tutar, zaman zaman da ara verirdi. Efendimiz, ramazan dışında hiçbir ayın tümünü oruçlu geçirmemiştir. Bu nedenle de üç aylar orucu emredilmemiştir. Ancak kişi dilerse tutar, dilerse tutmaz.
Kadınlar umrede âdet geciktirici ilaç kullanabilirler mi?
Evet kullanabilirler. Bunun dini açıdan sakıncası yoktur.
Gebe olan bir hayvanı adak olarak alabilir miyim?
Gebe olan bir hayvanı adak olarak satın almak doğru değildir. Böyle bir hayvanı tercih etmeyin.
Duayı sessiz mi, sesli mi yapalım?
İkisi de olabilir. Ancak duada sessizce, teslimiyet içerisinde, içten gelen bir duyguyla Allah'a yalvarmak daha makbuldür. Hz. Peygamber sessiz olanı daha çok tercih etmiştir. Siz kendinizi nasıl daha iyi hissediyorsanız duanızı öyle yaparsınız.
Peygamberimizden önce namaz var mıydı?
Diğer peygamberlerin de namaz kıldırdıkları Kur'an-ı Kerim'de anlatılıyor. (Bakara 83, Yunus 87, İbrahim 37, Taha 14, Enbiya 72-73, Lokman 17.) Diğer dinlerin belki hepsinde namaz ibadeti bulunmaktaydı. Kıyam, secde gibi rükünlerden bahsediliyor. Ancak Kur'an bu hususta geniş bir izahatta bulunmuyor.
Abdestli olmayan kişi namaz kılarsa ne olur?
Kişi abdestli olmadığı halde abdestliymiş gibi kendini gösterip namaz kılarsa elbette günaha girer. Zira bu halde namazı küçümsemiş olur. Ancak böyle bir niyeti yok da abdestli olmadığını unutarak namaz kılarsa tövbe etmeli ve vakit geçmişse kaza kılmalı. Vakit içinde ise namazı iade etmelidir.
Kişi su içerse orucu bozulur mu?
Orucu neyin bozup bozmayacağı keyfi bir olay değildir. Oruç bir ibadettir. Bu ibadeti Allah emretmiştir. Bu ibadetin nasıl icra edileceği de Kur'an-ı Kerim ve sahih hadislerde belirtilmiştir. Su içince orucun bozulduğunu artık herkes bilmektedir. Nitekim Bakara Suresi'nin 187. ayetinin meali şöyledir: "Fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için. Sonra orucunuzu geceye kadar sürdürün." Bu ayet, su ve yiyeceğin orucu bozacağını gösteriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.