Gönüllere dokunmalıyız
İnsan kırılgandır. Zor sever, kolay kırılır. İçten davranılmayı sever. Peygamberler dini anlatırken ilk etapta zayıf halkayı yanlarında hissetmişlerdi. Sonra bu halka, her kesimi içine aldı. İlk halka zayıflardı, mazlumlardı. Zira zayıf halkanın kalbi kırıktır. Kucaklanmayı sever. Kendisine saygı duyulmasını ister. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi?
Hz. Enes (RA) diyor ki: "Hz. Peygamber, Medine'de gezinirken bir dadı (veya köle kadın) gelip elinden tutar, O'nu dilediği yere götürürdü. O da reddetmez, istediği şeyi yapardı. Elini çekmezdi." (Buhari, Edep, Nesai).
Hz. Peygamber'in bir dadıya karşı bu kadar toleranslı olması Medine'de büyük karşılık buluyordu. Zira Medine halkı, dadıyı (veya köle kadını) insan yerine koymazdı.
Yine Hz. Enes anlatıyor: "Bir kadın, aklında delilik gibi bir şey vardı, Hz. Peygamber'in önüne geldi. Şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Resulü! Sana arz edecek bir ihtiyacım var.' Hz. Peygamber (SAV) durdu ve şöyle buyurdu: 'Ne dilersen dile, çekilelim, oturalım, derdini anlat." Oturdular. Efendimiz kadını dinledi." (Müslim, Ebu Davud).
Hz. Enes'ten gelen bir başka tespit de çok sarsıcıdır: "Bir adam gelir, Hz. Peygamber'e yaklaşırdı. Sonra başını Hz. Peygamber'e doğru sarkıtırdı. Adam başını uzaklaştırmadıkça O da başını çekmezdi. Bir adam gelip Efendimiz'in elini tutardı. Adam elini çekmedikçe Efendimiz de elini asla çekmezdi." (Ebu Davud, Tirmizi).
Fiil daha etkilidir
Söz uçup gidiyor. Etkisi çok kalıcı olmayabiliyor. Ama dokunma ömür boyu unutulmuyor. Dini anlatımda da bu iş böyledir. Aslında her meslekte durum budur. İnsanları dine çağırdığımızda samimi, gönülden, dürüst ve söylediğimizi ahlakımıza yansıtır halde muhatabımızın yanına gidersek sonuç alırız. Ama onları küçümseyen bir üslupla yanaşırsak muhatabımızın cevabı da aynı olacaktır. Hz. Ebubekir'in yaşlı bir kadının elindeki su kırbasını sırtlaması ve evine kadar götürmesi, Hz. Ömer'in yaşlı bir Hıristiyan kadının ihtiyacını gidermek için sabah namazı sonrası kapının önünde dikilip, "Geldim teyze, söyle. Neresi kazılacaksa kazayım" demesi, anlatmaya çalıştığım şeyi fiilen bize tanımlamıştır. Unutmayalım: Her konuda Allah'ın hakkımızda vereceği karar, bizim amelimizle doğrudan ilgilidir.
***
GÖZDEKİ LENS, ABDEST VE GUSLE ENGEL Mİ?
Hem gusül hem de abdestte gözün içini yıkamak farz değildir. Bu nedenle gözdeki lens, abdeste de gusle de engel değildir. Gözün iç tarafını yıkamak hem çok zor ve meşakkatli bir iştir hem de göze zarar verme ihtimali vardır.
***
YOKSULLARI HOR GÖRME
Yoksul insanları küçümsemek en şerli kibirdir. Onları varlıklı insanlardan küçük görmek, günah olarak kişiye yeter. Bir rivayette şöyle söylenmiştir: "Yoksul insanları tanıyın ve onlardan tanıdığınız, dostlarınız olsun. Gün gelecek onların sözü geçecek."
Hz. Peygamber'e soruldu: "Ey Allah'ın elçisi! Onların sözü nerede geçecek?" Şöyle cevap verdi: "Kıyamet günü yoksullara şöyle söylenecek: Size dünyada bir lokma olsun yediren, elbise giydiren kişiye bakın. Onların ellerinden tutup cennete götürün." (Feyzü'l-Kadir, Kenz).
Durumu iyi olmayan insanlara yardımcı olmak, yükünü hafifletmek, imkânı olan her Müslüman'ın görevidir.
Bir sure
Rahmân ve rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1- Senin için bağrını açmadık mı?
2- İndirmedik mi senden o yükünü?
3- O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
4- Senin şanını yüceltmedik mi?
5- Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
6- Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
7- O halde boş kaldığında yine kalk yorul!
8- Ve ancak Rabb'inden ümit et, hep O'na doğrul!
(İnşirah 1-8)
Bir hadis
Efendimiz şöyle buyurdu: "Benim ve sizin durumumuz, ateş yakıp da ateşin içine cırcır böcekleri ve pervaneler düşmeye başlayınca onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer. Ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum. Siz ise benim elimden kurtulup ateşe gitmeye çalışıyorsunuz." (Müslim, Fedail, 19)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)