ALLAH cömertleri sever
Bir olayda henüz Müslüman olmayan Safvan, Allah Resulü'nün ganimet malları arasında dolaştığı sırada, develer ve çobanlarla dolu vadiye hayran hayran bakıyordu. Peygamber'imiz (SAV) de onu göz ucuyla takip ediyordu. Ona hitaben, "Ebu Vehb! Vadi pek mi hoşuna gitti?" diye sordu. Safvan, "Evet" dedi. Peygamber'imiz (SAV), "O vadi de içindekiler de senin olsun!" buyurdu. Safvan kendini tutamadı, "Bir Peygamber'den başka kimsenin kalbi böyle cömert olamaz" dedi ve şehadet getirerek Müslüman oldu (Vakıd). Sonra Kureyş'e, "Ey kavmim! Müslüman olunuz. Muhammed öyle ihsanda bulunuyor ki yokluktan ve yoksulluktan hiç korkmuyor" dedi (Müslim, Fedail). İnsanları hiçbir şartta incitmeyen Efendi'miz (SAV), kendisinden bir şey istendiğinde asla "Hayır" demezdi. İstenen kendisinde yoksa dahi, borçlanır ve ihtiyaç sahibini memnun ederdi. Bir gün biri, Peygamber'imize gelerek bir şeyler istedi. Allah Resulü (SAV), "Sana vereceğim bir şey yok, git benim namıma satın al, mal geldiğinde öderim" dedi. Efendi'mizin sıkıntıya girmesine gönlü razı olmayan Hz. Ömer, "Ya Resulallah! Yanında varsa verirsin, yoksa Allah seni gücünün yetmeyeceği şeyle mükellef kılmamıştır" dedi. Allah Resulü'nün (SAV) Hz. Ömer'in bu sözlerinden hoşnut olmadığı mübarek yüzlerinden belli oldu. Bunun üzerine ensardan biri, "Anam babam sana feda olsun ya Resulallah! Ver! Arşın sahi- bi azaltır diye korkma!" dedi. Bu sahabinin sözleri Efendi'mizin çok hoşuna gitti, tebessüm etti ve "Ben de bununla emrolundum" buyurdu (Heysemi). Cömertliğin faziletini beyan sadedinde Allah Resulü şöyle buyurmuşlardır: "Cömertlik, dalları dünyaya uzanan cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Kim onun dallarından birine tutunursa, bu onu cennete götürür. Cimrilikse dalları dünyaya uzanmış cehennem ağaçlarından bir ağaçtır. Kim de onun dallarından birine tutunursa, bu da onu cehenneme sürükler" (Beyhaki). Hz. Ali'nin (RA) şu ifadeleri ne kadar güzeldir: "İki nimet vardır ki, beni hangisinin daha çok sevindirdiğini bilemiyorum. İlki, bir kimsenin ihtiyacını karşılayacağımı umarak bana gelmesi ve bütün samimiyetiyle benden yardım istemesidir. İkincisi de Allah'ın, o kimsenin arzusunu benim vesilemle yerine getirmesi ya da kolaylaştırmasıdır."
"HERKES, HER ALLAH'IN GÜNÜ KENDİNE SADAKA VERMELİDİR"
Bir gün Allah'ın elçisi, "Herkes, her Allah'ın günü kendine sadaka vermelidir" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Zer (RA), "Ya Resulallah, benim malım yok ki, nereden bulup da sadaka vereyim?" deyince, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Tekbir getirmek sadakadır. Subhanallah demek sadakadır. Elhamdülillah demek sadakadır. La ilahe illallah demek sadakadır. Estağfurullah demek sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır. Kötülükten sakınmak sadakadır. Yoldaki taşı kaldırman sadakadır. Görmeyene yol göstermen sadakadır. Sağıra, dilsize, seni anlayana kadar anlatmaya çalışman sadakadır. Aradığı, sorduğu bir şeyi nerede bulacağını bildiğin kimseye yardımcı olmak sadakadır. Zor durumda kalıp yardım isteyenin bir an önce yardımına koşman sadakadır. Güçsüze arka çıkman sadakadır. Eşinle cinsel yakınlığın sadakadır. İşte bütün bunlar kendine yardım edeceğin konulardır, hayır çeşitleridir. Malın olmasa da sen sadaka vermeye devam et." (Ahmed, Müsned 168-169)
BİR DUA
Şeyh Sünnüsi'nin duası
Allah'ım, sen her türlü noksanlıklardan uzaksın. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'tan başka gerçek ilah yoktur. Allah en büyüktür. Güç ve kuvvet ancak yüce ve büyük Allah'ın yardımıyladır. Bu zikirleri, şimdiye kadar yazılmış, yazılmakta olan ve sonsuza kadar yazılmaya devam edecek olan harfler sayısınca ve bütün zamanlar boyunca tekrar ediyorum.
BİR AYET
"Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş mümin kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Muhakkak ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin." (Haşr 59/10)
BİR HADİS
"Kardeşinle münakaşa etme, aşırı bir şekilde şakalaşma, yerine getiremeyeceğin vaatte bulunma." (Tirmizi)
BİR ESMA
Es-Semi: Her şeyi işiten, duaları kabul eden.
SORU - CEVAP
Ölenin 40. veya 52. günü şeklindeki uygulamanın dini bir kaynağı yoktur. Ama kişi vefat eden yakınının 40. veya 52. gününde hayır yapacaksa, mevlit veya hatim okutacaksa bunun da sakıncası yoktur. İstediğiniz gün istediğiniz iyilikleri yapıp vefat edenin ruhuna gönderebilirsiniz.
Ne olursa olsun gelininizin böyle bir hakkı yoktur. Dünyanın en güzel nimeti olan torunlarınızı, evlatlarınızı, kimse sizden kaçırmamalı. Bu günahtır, zulümdür.
Mezara su dökmek, Peygamber'imizin ve sahabesinin uygulamasıdır. Toprağın oturmasını sağlar. Mezara yeşil ot dikmek sünnettir. Peygamber'imiz bir mezarın başında durmuş ve "Buradaki azap çekiyor" dedikten sonra oraya yeşil bir dal dikmiştir. Bunun sebebini sorduklarında, "Yeşil olan bu dal yüce Allah'ı andıkça bunun da azabı hafifler" buyurmuştur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)