Kurtuluş gecesi geldi
Bu gece şu duayı okurdu:
"Allah'ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınırım. Senden yine sana sığındım. Sana gereği gibi hamd etmekten acizim.
Sen, seni övdüğün gibi yücesin." Bu duayı ilk okuduğunda Hz. Aişe şaşırdı ve "Ben senden daha önce bu duayı hiç duymamıştım" dedi. Efendimiz (s.a.v) "Cebrail secdede bana bunu okumamı söyledi" cevabını verdi.
Kur'an-ı Kerim'de yer alan Duhan Suresi'nin 2, 3 ve 4. ayetlerinin bu geceye işaret ettiğini söyleyen âlimler vardır. Bu durumda Kur'an-ı Kerim yerin semasına bu gece indirildi ve Kadir Gecesi'nde ise Hz.
Peygamber'e iletilmeye başlandı. Bu gece her şey ayrıştırıldı. Meleklere bu gecede her şey bildirildi.
Duaların kabul edildiği 5 geceden biridir şaban ayının 15. gecesi, yani Berat Gecesi.
Bu geceyi soran Hz. Aişe'ye Efendimiz şöyle demiştir: "Allah bu gece -hayvanları bol olan- Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanı cehennemden azat eder." (Tirmizi)
Yok mu af dileyen?
Bir hadiste şöyle bilgi veriliyor. "Şaban ayının ortasını (yani Berat Gecesi'nin) gece ibadet, gündüz oruçla geçirin. O gece Allah güneşin batmasıyla tecelli eder. Rahmetini yansıtır. Bu hâl tanyeri ağarıncaya kadar devam eder."
"Yok mu benden af dileyen, affedeyim."
"Yok mu benden rızık isteyen, rızıklandırayım."
"Yok mu sıkıntıya düşen, afiyet vereyim."
"Yok mu şunu şunu isteyen, vereyim." (İbn Mace)
Seherde bağışlanma dilerlerdi
Kur'an-ı Kerim, geceyi ibadete ayırıp bol bol tövbe edenleri övgüyle anlatıyor. "Geceleri pek az uyurlardı.
Seherlerde bağışlanma dilerlerdi"
(Zariyat, 17-18). Bu gecelerde Müslüman'a düşen, ayetlerin yönlendirdiği gibi tövbe ve istiğfarla vakti doldurmaktır.
Tövbemiz dil ucuyla olmamalı
Bu gecelerde bolca tövbe etmeliyiz. Ama gönülden, kalpten, samimiyetle. Büyük İslam kadını Rabia Hatun şöyle derdi: "Dille yapıldığı için kalbe inmeyen istiğfarımız (tövbemiz) da tövbeye muhtaçtır."
Not: Yarın gece saat 00.20'de ATV'de canlı yayında Berat Kandili Özel Programı yapacağız. Televizyonda bu gece neler yapmamız gerektiğini anlatacağım. İnşallah canlı yayında duamızı edeceğiz.
ABDESTİ KÜÇÜMSEME
"Abdestle namaz kılmak şarttır" (Maide, 6. ayet). Abdestsiz namaz olmaz. Ancak abdestin başkaca özellikleri var. Bunu genellikle göz ardı ediyoruz. Abdest denilince namaz aklımıza gelir sadece.
İslam büyükleri gece uyumak için yatağa girdiklerinde de abdestli olmaya dikkat ederlerdi. Şöyle buyuruldu: "Kim temiz bir abdest alıp yatağa girerse ve böylece yatarsa, o gece bir melek sabaha kadar 'Allah'ım sen bu kulunu affet. Çünkü bu kulun abdestli yattı' der."
Başka bir rivayette de şöyle buyurulmuştur: "Abdestli olarak uyuyan, gece ibadet edip gündüz oruç tutan kimse gibidir." Bütün bunlar abdestin değerini anlatmak için ifade edilmiştir. Tasavvuf büyükleri Allah'a giderken abdestsiz olmaktan sakınırlardı
Maruflu Kerhi, Dicle Nehri'ne giderken kollarını sıvazlayıp teyemmüm abdesti aldı. Dostları dediler ki: "Dicle Nehri buraya haylice yakın. Zaten orada su ile abdest alacaksın. Neden teyemmüm ettin?" Maruf şöyle cevap verdi: "Benim oraya gidinceye kadar ölmeyeceğimi kim bilir. Rabb'imin huzuruna abdestsiz gitmek istemem."
BİZİMLE NAMAZ KILDIN MI?
Sahabeden Ebu Ümame anlatıyor: Resulullah (s.a.v.) ile beraber mescitte idik. O anda bir adam geldi. Efendimize şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Ben bir günah işledim. Bana cezasını ver."
Resulullah (s.a.v.) adama cevap vermedi. Ama adam aynı sözü tekrar etti. Efendimiz yine cevap vermedi.
Biraz sonra ezan okundu. Efendimizle namaz kıldık.
Hz. Peygamber (s.a.v.) namazdan çıkınca o adam yine Efendimizin peşine düştü. Ben de adamı takip ettim. Doğrusu Efendimizin ne cevap vereceğini merak ediyordum. Efendimiz adama döndü ve şöyle sordu:
"Evinden çıkınca abdest almış, abdestine dikkat etmiş miydin?" Adam, "Evet ey Allah'ın elçisi" dedi.
Efendimiz: "Peki bizimle namaz kıldın mı?" Adam: "Evet ey Allah'ın elçisi, kıldım." Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurdu:
"Öyleyse Allah senin günahını affetmiştir." Bir günde kılınan 5 vakit namaz, o vakitler arasında işlenen günahlara kefarettir.
BABAM İLE KOCAM ARASINDA PROBLEM VAR. BENİM İÇİN HANGİSİ DAHA ÖNCELİKLİDİR?
Babanız hayata gelme vesilenizdir. Hayat boyu ona iyilikle saygıyla yükümlüsünüz. Eşinizle de hayat birliği anlaşmanız var. Evlenmeden evvel babanızın hukuku, evlendikten sonra ise eşinizle karşılıklı hukuk ön planda olur. Bununla beraber tercih noktasına gelmeden aracı olmanız gerekir. Kocanızın hatırınıza babanızı yok sayamazsınız. Babanızla ilgili problem sebebiyle de eşinizi reddetmeniz doğru olmaz.
ABDEST, GÜNAHLARI DÖKER
Hz. Peygamber, abdestin günahları affetme özelliğini şöyle anlatıyor:
"Müslüman bir kul abdest alırken, ağzına su verdiği vakit ağzıyla işlediği günahlar ağzından yere dökülür. Burnuna su alıp temizlediği zaman oradan günahları çıkar. Yüzünü yıkadığı zaman günahlar yüzünden, hatta kirpiklerin bittiği göz kenarından ellerini yıkayınca tırnaklarının altına varıncaya kadar yere akar. Başını meshedince kulaklarının altına kadar bütün günahları başından yere dökülür. Ayaklarını yıkayınca ayak tırnaklarının altına ulaşıncaya kadar işlediği bütün günahlar akar. Böylece yıkadığı her organından, o organla işlediği günahlar akıp gider. Sonra camiye gider. Namazını kılar. Bu da yanında kalır, yani diğer günahları da affettirilir." (Ebu Davud, İbn Mace) Aklınıza şu soru gelebilir: "Bu iş bu kadar kolay mı?" Allah (c.c.) isterse, affetmeye layık kulunu bir damla suyla da affeder. Yeter ki abdestimiz, ibadetimiz Rabb'in rızasını kazansın. Yoksa koca okyanusla yıkansak da bir mana ifade etmez. Bir de işin manevi boyutu var. Mümin kişi abdestin akabinde Rabb'in huzuruna çıkacağını düşünürse manevi dereceler elde eder ve temizlenir.
YA RABBİ KİMİ SEVİYORSUN?
Musa Peygamber, Yüce Rabb'inden şu sorunun cevabını bilmek istedi: "Ya Rabbi! Ben istiyorum ki, kullarından kimi sevdiğini bileyim. Bileyim de ben de onu seveyim." Rabb'imiz lütuf buyurdu: "Beni çok zikreden kulumu gördüğün vakit bil ki ben onu severim. Beni zikretmeyenleri de gördüğünde anla ki ben onları sevmem." Neticede sizin Allah'ı sevmeniz yetmez. Önemli olan Yüce Allah'ın sizi sevmesidir. Gerçi Allah sizi sevmezse, siz onu sevmezsiniz zaten.
ALLAH'IM KENDİNİ ANLAT
B estamlı Beyazıt, Yüce Allah'ı zikreder. Manevi bir haz içinde olsa bile Yüce Allah'ın hak ettiği zikri yapmadığı için de tövbe ederdi. Allah'ın kendisine lütfunu ise şöyle dile getirirdi: "Allah'ım bana kendini anlat. Zira ben, sen anlatmadan seni anlayamıyorum."
SEN GÜÇLÜ SULTANSIN
Bestamlı şöyle derdi: "Fakir ve zavallı bir kul olarak benim seni sevmemde şaşılacak bir şey yok. Şaşılacak şey şudur: Sen güçlü bir sultan iken beni seviyorsun. Allah birini sevmezse o, onu nasıl sevebilir ki!"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)