Zekat, fakirin zenginin malındaki hakkıdır
Dünyada kazanılan mal geçici ve yok olucudur. Bunun tek istisnası, Allah yolunda infak edilen maldır. Rabbimizin rızası için harcanan her zerre, ebedi âlemde kul için bir kazanç ve tükenmez bir hazinedir. Harcanmayan ve elde sımsıkı tutulan mal, sahibinin dünyayı terk ettiğinde ayrılmak zorunda kalacağı ve mirasçıları bu dünyada onun kazancını tüketirken, onun ise hesabıyla uğraşacağı bir yük olacaktır.
Allah-u Teâlâ'nın insanlara lütfettiği malda, elbette ki yakınlardan başlamak üzere ihtiyaç sahiplerine verilmesi gereken bir pay vardır.
Zekât, zenginin malındaki fakirin hakkıdır. Toplumdaki gelir düzeyini dengeleyen zekât, zenginin malını manen temizleyip arındırırken, ihtiyaç sahibine de rahat bir nefes aldırır. Üstelik fakirin zengine haset etmesinin, zenginin ise fakiri hor görmesinin önüne geçer. Böylece sevgi ve kardeşlik hukuku kuvvetlenir.
Cimrilik edenler hakkında Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Allah'ın kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine onlar için pek fenadır.
Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır.
Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Al-i İmran, 180)
Hz. Peygamber (sav) ise bu konuda şöyle buyurmuşlardır: "Zekât ile mükellef olup da bunu yerine getirmeyen her kişiye, kıyamet gününde ödemediği zekât borcu, azgın bir yılan haline getirilerek o kişilerin boyunlarına dolanacaktır!" (İbn-i Mace, Nesai) Cimrilik sadece zekât vermemek değildir elbette, o bütün hayata çirkince sirayet eden kötü bir ahlaktır.
Kâinata baştan sona rahmet getiren Peygamberi Efendimiz (sav), cimriliği şu şekilde yasaklamışlardır:
"Cimrilikten mutlaka sakının! Çünkü cimrilik bir toplumu zekât vermeyi terke, akrabalık bağlarını kesmeye ve birbirlerinin kanını dökmeye sürükler." (Ebu Davud) Yine "Şu iki sıfat bir mü'minde bulunmaz; cimrilik ve kötü ahlak!" (Tirmizi, Ebu Davud) buyuran Peygamberimiz (sav):
"Allah'ın adına yemin ederim ki, hiç bir cimri cennete giremez!" (Suyuti) ifadeleriyle cimrinin hazin sonuna işaret etmektedir.
Büyük İslam âlimi İmam-ı Azam Ebu Hanife (ra) şöyle der: "Ben cimri kişiyi emin ve güvenilir bulmam.
Çünkü cimrilik onu, her şeyi inceden inceye hesaplamaya ve aldanma korkusuyla hakkından fazlasını almaya sürükler.
Bu vasıftaki bir kişi güvenilir ve emanete layık değildir." Bu kötü hasletten korunmak için, kendimizi ihtiyaç sahiplerinin yerine koymalı ve Allah yolunda infak etmeye gayret etmeliyiz.
***
BÜYÜKLERİN DUALARI
Muhiddin-i Arabi'nin duası
RAHMAN ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Ey kudret sahibi olan Allah, ey her şeyi zuhura koyan, her şeyin içini bilen, ey lütuf sahibi, ey her şeyden haberdar olan Allah! O'nun sözü doğrudur. Sura üfürüldüğü vakitte ululuk O'na mahsustur. Hazır ve gaibin ilmi O'nun kalındadır. Zira O, hem hakim ve hem de habirdir.
BİR AYET
"SİZİ karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna (Muhammed'e) apaçık ayetler indiren O'dur. Allah size karşı çok şefkatli ve merhametlidir." (Hadid, 9)
BİR HADİS
"RABBİMİZ her gece, gecenin son üçte biri kaldığında en alt semaya inip, 'Hani bana dua eden kimse? Onun duasını kabul edeyim! Hani benden istek dileyen? Onun istediğini vereyim! Hani benden bağışlanma dileyen? Onu bağışlayayım!' buyurur." (Buhari, Teheccüd 14)
BİR SEVAP
Hasta ziyareti
"Bir Müslüman diğer bir Müslüman hastalandığında sabahleyin ziyarette bulunursa yetmiş bin melek akşama kadar o kimsenin bağışlanmasına dua ederler. Eğer akşam vakti ziyaret ederse yine yetmiş bin melek sabaha kadar bağışlanması için dua ederler ve onun için cennette meyveler vardır."
SORU - CEVAP
1-
Adak, kişinin ibadet niteliğindeki bir şeyi yapacağına dair Allah'a söz vererek üzerine borç kılması anlamına geldiğinden, bu borçtan kurtulması için adağını yerine getirmesi gerekir. Belirlenerek adanan şey aynen yerine getirilmedikçe adak yükümlülüğü düşmez. Bundan dolayı kurban keseceğine dair adakta bulanan kişi, ancak kurban kesmek suretiyle adağını yerine getirmiş olur. Bu itibarla, adak kurbanını kesmek yerine, parasını fakirlere vermek ya da aynî yardımda bulunmakla bu adak yerine getirilmiş olmaz.
2-
Kesinlikle fitil kullanmak, lavman yaptırmak orucu bozar. Bir kişi oruçluyken tıbbi gereksinim halinde fitil ya da lavman yaptırabilir. Ama o gün için de bir gün kaza orucu tutar.
3-
Mezar üzerine görkemli yapıtlar yapmak hoş karşılanmaz. Peygamberimiz (sav) Medine'de ilk vefat eden sahabe Osman Bin Muaz (ra)'ın mezarının baş tarafına işaret olsun diye bir taş koymuştur sadece.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)