Daralmıştık ki ramazan geldi
Zira ramazan ayındaki ibadetler Rahman'ın arşında karşılık bulacaktır. Aminlerimiz meleklerin aminleriyle beraber semaya yükselirken inanıyorum ki musibetler, belalar savuşup gidecek. Azalacak ve sonra coğrafyamızı terk edecek.
Perşembeyi cumaya bağlayan gece ilk sahurumuza kalkacağız. Cuma günü ilk orucu tutacağız. Kalplerimiz yumuşayacak.
Dualarımız daha içten olacak. Kendimiz kadar başkalarını da düşüneceğiz. Fiziki olarak sosyal mesafeyi koruyacağız ama kalben kucaklaşacağız.
Ramazana girmemize bir hafta var. Bu hafta içinde ramazana manen hazırlanmamız lazım.
Bu hususta acizane bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum:
a) Helalleşin İnsanlarla maddi, manevi alışverişiniz olmuştur. Bilerek veya bilmeyerek hak yemiş, gönül kırmış olabilirsiniz. Bilerek hakka geçmişsek hem hakkı iade edelim ve hem de helalleşelim. Manevi yönden hak çiğnedik ise mutlaka gönül alalım.
b) Kuran-ı Kerim alın Başta Diyanet meali olmak üzere güvenilir meallerden birini edinelim. Ramazanda Kuran okumaları yapalım. Namaz sureleri dediğimiz kısa surelerden başlayarak hazırlanalım.
c) Sadaka dağıtalım Bereket ayındayız. Bu aya muhtaç olarak girenler var. Efendimiz (s.a.v.) bu ayda çokça cömertleşirdi. Biz de elimizden, gönlümüzden geldiği kadar sadaka ile kardeşlerimizi sevindirelim.
d) Yardım paketi Kendi imkanlarımız ile birkaç yoksul aileye yardım paketi hazırlayınız. Akrabaları tercih etmek lazım. Peygamberimiz (s.a.v.)'de yardımlaşmada aileden -akrabalardan- başlamayı emreder.
e) Kötü alışkanlıkları bırakalım İçki, kumar, sigara, dedikodu, çirkin dil, haset, dedikodu gibi yanlış, zararlı alışkanlıklarımız olabilir. Bu ramazan bunları terk etmek için bir bahane olsun. Tövbe edelim. İstiğfarda bulunalım.
f) Yeni bir sahife açalım Temiz, duru bembeyaz bir sahife açalım. Samimiyetle yola koyulalım. Faydalı işler yapan bir mümin olmayı tercih edelim.
Bir mızrak boyu uzaklaş
Eski dönemin en korkulan hastalıklarından biri olan cüzzamın bazı türlerinin bulaşıcı olduğu biliniyor. Hz. Ömer Bedir savaşına katılmış sahabeden olan Muaykıb ile karşılaştı. Muaykıb cüzzam hastalığına yakalanmıştı. Muaykıb Hz. Ömer'e yaklaşmak istediğinde Hz. Ömer ona şöyle dedi: "İclis minni kayde rumhin- Bana bir mızrak uzaklığında otur." Bir mızrak uzaklığı yaklaşık 1.5 metreye tekabül ediyor. Hz. Ömer bulaşıcı olma ihtimali olan bir hasta ile kendi arasındaki mesafeyi korumaya çalışıyor ve modern tıbbın bugün bize anlattığı 'sosyal mesafeyi' hatırlatıyor.
NOT: Bu rivayetin kaynağı: İbn Battal, Şerhu Sahihi'l Buhari, 9/411)
Üstad Necip Fazıl'ın cevabı
Necip Fazıl bir gün Karaköy vapurunda yolculuk yapıyor. Kitabına dalmış okuyor. Gencin biri üstada yaklaşır. Soru sormak ister bir hali var. Şöyle der; "Üstad! Peygambere ne gerek var. Kendimiz yolumuzu bulabiliriz. Ne dersiniz?"
Üstad bu aklı ermeyen delikanlıya döner ve şöyle der: "Delikanlı Karaköy'e gitmek için niçin vapura bindin ki o zaman. Karaköy karşıda. Denize atla, yüzerek Karaköy'e geç o zaman."
Mümin günahından ürker
İbn Mesud mümin ile günahkar insanı şöyle tanımlar. Mümin kişi işlediği küçük bir günahı gözünde o kadar büyütür ki onu başına düşüp onu ezecek bir kaya gibi görür. Günahkar kişi ise işlediği büyük günahı burnunun üstüne konan bir sivrisinek gibi görür. Önemsemez.
Hastalık korkusuyla oruç tutmazsak günaha girer miyiz?
Kronik hastalığınız varsa elbette ramazan ayında oruç tutamazsınız. Hasta iseniz elbette oruç tutmazsınız. Ama sırf hastalık endişesinden dolayı oruç tutmamanız doğru olmaz. Kaldı ki oruç bağışıklık sistemine müsbet anlamda fayda sağlar. Zarar vermez. Bir rahatsızlığınız söz konusu ise elbette doktorunuza danışın.
Ramazan ayı Kuran-ı Kerim'de belirlenmiş bir aydır. Kuran'ın indiği aydır. Oruç bu ay içinde emredilmiştir. Bakara suresinin 185. Ayeti şöyledir: "Ramazan ayı içerisinde insanlar için hidayet rehberi, doğruyu gösteren açık belgeleri kapsayan ve hak ile batılı birbirinden ayıran kitap olan Kuran'ın indirilmiş olduğu aydır. Sizden kim bu aya erişirse onda oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar..." Bu nedenle ramazanın herhangi bir zaman dilimiyle değiştirilmesi söz konusu olamaz.
Teravih namazı Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında hem cemaat halinde hem de ferdi olarak kılınmıştır. Hz. Ebu Bekir zamanında da teravih namazı hem küçük kümeler halinde ve hem de tek tek kılınmıştır. Hz. Ömer zamanına gelindiğinde büyük bir cemaat mescidi saadette bir imamın arkasında teravihi cemaatle kılmaya başladılar. Hz. Ömer bu uygulamadan son derece memnun kaldı. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.)'de bir müddet teravih namazını cemaatle kıldırmıştı. Ancak bilindiği gibi salgın virüs dolayısıyla camilerde cemaatle namaz kılmak sakıncalı bulunuyor. Bizler de teravih namazlarımızı evlerimizde tek başımıza kılabiliriz. Dileyenler evlerinde aile fertleriyle cemaat kurup namazlarını kılabilirler.
Sağlıkçılar zor şartlarda çalıştıkları malum. Özellikle hastahanede, yoğun bakımda hastalarla muhatap olan sağlıkçılar daha riskli şartlarda çalışıyorlar. Sürekli su içmek, ilaç almak zorunda olabilirler. Mevcut olan yoğunluk devam ettikçe oruç tutamayabilirler. Bu tamamıyla kendi şartlarını ve sıhhatlerini göz önünde tutarak alacakları bir karardır. Ramazanda oruç tutamayacak olan kişiler ramazan sonrasında on bir ay içerisinde oruçlarını kaza etmeliler.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)