Hz. Peygamber'e (s.a.v.) sordular: Ey Allah'ın Resulü, en büyük günah nedir? Şöyle cevap buyurdu: Allah'tan başka ilah edinmek ve baba ile anneye saygısızlıkta bulunmak. Sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) sırtını dayadığı yerden doğruldu ve şöyle devam etti: Yalancılık ve yalan şahitlik. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu sözü o kadar çok tekrar etti ki, sahabe; Efendimiz bir an önce bitirse diye beklemeye başladık dediler...
***
KÖPEK ONU CENNETE TAŞIDI
Bir kadın. Kötü yola düşmüş.
Hayatını öyle kazanıyor.
Ama çok merhametli.
Bir gün bir kasabadan ötekine gidecek. Yol uzun.
Çöl. Hava sıcak. Susadı.
Su aradı. Bir kuyu gördü.
Ne var ki, kuyuda su alacak kova yok. Çaresizce kuyuya indi. Duvarlara tutuna tutuna...
Kana kana su içti ve çıktı. Tam gidecekken, dilini sarkıtmış, susamış bir köpek gördü. Köpek kuyunun başında kuyuya havlıyor.
Belli ki çok susamış. Suyu içmezse belki de ölecek.
Kadın tam gidecekken geri döndü. Gönlü el vermedi gitmeye. Bu köpek de benim gibi susuz. Bulamazsa ölecek.
Acıdı köpeğe. Kuyuya inmeliyim dedi.
Kadın yeniden kuyuya indi. Hayatını tehlikeye atarak.
Ayakkabısının ökçesine su doldurdu. Ağzıyla ayakkabısını tutup kuyudan çıktı.
Ve köpeğe su verdi. Köpek memnun ayrıldı oradan.
Ve bu kadın yolun sonunda ecele yakalandı öldü. Sırf bu köpeğe gösterdiği merhametten dolayı Allah bu kadının bütün günahlarını affetti ve onu cennete koydu.
Köpeğe olan merhameti bu kadını cennete taşıdı.
Hayvanlara merhamet edin. Onlar dertlerini anlatamıyorlar ve sizin merhametinize sığınıyorlar.
Merhamet edin.
***
YAHUDİ DİN ALİMİNİN BOYUN EĞİŞİ
Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye geldi.
İslam'ı anlatmaya dini yaymaya başladı. Bir anda Efendimiz'in (s.a.v.) etrafı O'na hayran ve O'na itaat edenlerle doldu.
Medine'de hatırı sayılır sayıda Yahudi-Musevi de vardı. Onların en önemli ve saygın âlimi ise 'Abdullah bin Selam' isimli Tevrat bilgini bir din adamıydı.
Abdullah bin Selam diyor ki; "Ben de onu merak ettim.
Bir yakından tanıyayım dedim. Bulunduğu yere geldim.
Kendimi tanıtmadım.
Baktım konuşuyor.
Sözlerine dikkat ettim.
Neler anlatıyor diye; 'Selamı yayın. Açları doyurun.
Misafiri ağırlayın. Komşuyu incitmeyi. Herkes uykudayken namaz kılın' diyordu.
Sözü tatlı ve güzeldi. Yüzüne baktım. Yüzü gördüğüm yüzlerin en güzel ve tatlı olanıydı.
Kendi kendime şöyle dedim: Vallahi bu yüzden ve bu yüzün sahibinden yalan söz çıkmaz. Ve Müslüman oldum.' Abdullah bin Selam daha sonra hayatı boyunca İslam'a hizmet etti.
***
ÜMMETİNE DÜŞKÜN PEYGAMBER
Kur'an-ı Kerim, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ümmetine düşkünlüğünü bakın nasıl tanımlıyor;
Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O'na çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir.
Merhametlidir. (Tevbe, 128