Komşunun üzüntüsünde yanında ol.
Sevincine katıl. Dedikodusunu yapma.
Aldığı ve sattığı şeyle meşgul olma. (Yardım niyetiyle hariç) açığını kollama. Tecessüs etme. Ayıbını yayma. Düştüğünde yanında ol.
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Cebrail bana komşu hakkını öyle çok anlattı ki; neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim." (Buhari, 6014) İslam ahlakı ve dini doğru yaşamak bu tür hukuka riayet etmekle sağlanır. Yoksa Müslüman'ı kamil kılan sadece; namaz, oruç, hac görevi değildir.
Müslüman olmayan da komşu mudur?
Komşuya iyiliği emreden hüküm her türlü komşu için geçerlidir. Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, ateist, Brahmanist vs. hangi inançta olursa olsun, hatta düşmanımız bile olsa onun komşuluk hukukuna riayet etmek zorundayız.
******
HZ. PEYGAMBER (S.A.V.) BİZİM İÇİN KUTSALDIR
Din adına konuşanların bir kısmında Hz.
Peygamber'i (s.a.v.) sıradanlaştırmak için telaşlı bir gayretkeşlik gözleniyor.
Efendimizin Kur'an'daki müstesna yeri, mucizelerinin nesilden nesle aktarılması, olağandışı bazı müdahalelerle desteklenmesi, her dönemde Müslümanların hayatında tartışılmaz bir saygınlıkta olması, adının dahi imanlı yüreklerde derin teslimiyet ve sevgi oluşturması bazı kişilerde çözülemeyen bir idraksizliği tetikliyor.
Kur'an-ı Kerim ayetlerinin bizzat kendisi Efendimize öylesine istisnai bir yer vermiştir ki bunu görmemek mümkün değildir.
Yer gelir Hz. Resul (s.a.v.) binlerce melekle desteklenir (Ali İmran, 124-125), (Enfal, 9). Yer gelir ömrüne Yüce Allah yemin eder (Hicr, 72). Yer gelir O'na itaat Allah'a itaat sayılır (Nisa, 80).
Yer gelir; boşa konuşmadığı, her sözünün vahiy olduğu hatırlatılır (Necm, 3).
Yer gelir O'na adıyla hitap edilemeyeceği, birbirimize seslenir gibi seslenemeyeceğimiz söylenir (Nur, 63). Yer gelir Yüce Allah O'nu kendine ait olan "Rauf" ve "Rahim" isimleriyle anar (Tevbe, 128).
Yer gelir Efendimizin Müslüman için kendisinden daha öncelikli olduğu hatırlatılır (Ahzab, 6). Eşlerinin Müslümanların anneleri olduğu vurgulanır (Ahzab, 6). Azimyüce- bir ahlak üzerine olduğu söylenir (Kalem, 4). Yer gelir verdiği kararlara -ne olursa olsun- itaat ve iman edilmedikçe iman sahibi olunamayacağı hükme bağlanır (Nisa, 65).
Örnekler o kadar çoktur ki, Kur'an'ın tümü O'nun örnekliğine, O'na itaate ve O'nun bütün hayatını kendimize rehber edinmemize bir çağrıdır dersek hakkıyla tanımlamış olamayız.
Sahabe tam 23 yıl O'nun muhteşem ve olağanüstü vahiy mücadelesine birebir tanıklık etmiş ve O'nunla öylesine aynileşmiştir ki; adının anıldığı yerde sıkıntılarının aşıldığını, imanlarının takviye edildiğini, O'nun mübarek saçından bir teli bile ölümlerinde dillerinin altına koyduracak kadar saf ve temiz bir imanla hatıralarında taptaze yaşattıklarını bize yansıtmışlardır.
Sahabenin bu mucizevi hayatı tarif ederken aktardıkları her bilginin, her sevgi cümlesinin nasıl bir tebliğ ve aktarım icazı taşıdığını anlamaktan aciz olanlara ne denilebilir ki!
O bütün hayatıyla kutsaldır. Bir o kadar beşerdir. Bir o kadar içimizden biridir.
Bir o kadar vicdanıyla Abdullah'ın oğlu Muhammed'dir (s.a.v.). Kul'dur.
Kulluktan haz alan bir kuldur. Melik ve imparator değil. Ama Adem oğluna mahşerde Efendidir. Sahabe içinde Allah'ın Resulüdür, liderdir, üsvei hasenedir, komutandır, imamdır. Ailesi içinde babadır, dededir. Eşi için eştir. Allah'ın kudret ve azametinden rahmet dilerken en çok yalvarandır. Yer gelir Huneyn'de korunur.
Yer gelir Uhud'da yaralanır. Yer gelir müşrik Abdullah bin Ureyket'in yol göstermesiyle Medine'ye hicret eder, Yer gelir Kabe'nin yakınındayken "ahd=kul" olarak eti ve kemiğiyle (a.s.) göğe yükseltilir.
Yer gelir sırtına işkembe konur, yer gelir kendisini öldürmeye gelen Süraka'nın atının ayakları kuma batar.
O'nu; tenkidçi, tebliğini sıradanlaştırmaya çalışan, oryantalist bakışıyla sürekli gözden düşürmeye çabalayan, peygamber algısında bin tane tereddüt yaşayan, O'nu konumlandıramayan hasta bakışın ne hayata, ne insanlığa, ne vicdana ve ne de Müslüman'a bir gram faydası olabilir.
Ne de hayatını doğru anlayabilirler.
Yüce Allah dilerse bazı kullarını "Muhlas=ilahi makamla korunmuş (Yusuf, 24; Meryem,51) kılar; dilerse bazı peygamberlerini diğerlerinden üstün kılar (Bakara, 253) bazılarına ulu'l azm sıfatını verir (Ahkaf, 35).
Kısacası; bazı din yazarlarının peygamber algısı problemlidir ve kendi içinde yoğun çelişkilerle doludur. Peygamber kavramının vahiydeki yerini ve etkinliğini konumlandırmada yazdıkları her yazı yığınla tenakuzlar oluşturuyor. Kendi peygamberlerini nereye koyacaklarını bilemez bir savrulma içindedirler. Utandıran bir inkâr içindedirler. Kimi mucizesini inkâra, kimi teşri yetkisini elinden almaya, kimi ümmetin ona karşı duyduğu muhabbeti tahfife çalışmada adeta yarışıyorlar. Biri bir şeyi inkâr ederken, ötekisi vagonu kaçırmamaya çalışmaktadır.
Bu ise peygamberin peygamberliğini kabulde veya tarifte ciddi akıl karışıklığında olduklarını gösteriyor.
Akademisyenlik inkârı gerektirmez
Son dönemlerde çok popüler olan "yeni okumalar, farklı okumalar, geleneksel kutsal metinlere yeni bakış, modern okumalar" başlıkları altında yapılan akademik vasıflı çalışmaların birçoğunda maalesef muhalif, rahatsız edici ve eskiye dair ne kadar kabul varsa tümünü yok edici bir rüzgârın estiğini görüyoruz.
Kendilerini özgün ve özgür olarak takdim eden, eskilerin dini diye eleştirdikleri Kur'an ve sünnetin kabullerini inkâr için bir kuram geliştirmeye çalışanların neyin dinine, hangi dine yelken açtıkları belli değil. Özgün veya özgür olmak için reddi miras gerekmiyor. Kutsalı inkâr etmeden de, makul ölçülü, insaflı ve kaynakların bir kısmını karartmadan da yayın yapılabilir.
Bu şuursuz bakış tarzını çok da zikretmekten haz almadığımı 'deist' anlayışa kapı açtığını üzülerek zikrediyorum.
Atölyelerde müzeyyef fikir üretiliyor
Din adına üretilen yorumlar sağlıklı sistematiği bozup, müzeyyef olan, saf ve temiz olmayan malzeme üretmeye başladı.
Kur'an kıssalarını dahi inkâr etmek, başka türlü takdim etmek için tahrif edip 'eskilerin masalları' diyen anlayıştan makul bir sonuç beklemek çok zordur. Bu iş; önümdeki arkadaşım beş temeli yıktı, ben de on temeli yıkmalıyım şeklindeki bir çirkin yarışa dönmüş durumda. Dilerim sorumluluk, şerle iştihara galip gelir.
Kutsal saymak ayrı ilahlaştırmak ayrı
Peygamberler ve peygamberimizle ilgili sıcak, samimi, temiz, nezih, duru bütün yaklaşımlar bu taife tarafından hemen ilahlaştırma yaftasıyla karşılaşıyor. Onlara göre peygamberlerin sıradan bir insandan hiçbir farkı yoktur. Kıyasıya eleştirilmeliler. Örneklikleri bir mana ifade etmemektedir. Varlıkları ve yoklukları bunlar için aynı seviyededir.
Bu anlayışın hiçbir dinde karşılığının olmadığı ortada. Bu anlayış gizli ve örtülü deizmi çağrıştırıyor. Bu fikir erbabının önümüzdeki yıllarda birer deist olarak önümüzde arzı endam etmeleri bizi şaşırtmamalıdır.
İlahlaştırma konusuna gelince. Hiçbir Müslüman peygamberine ilahlık sıfatı yakıştırmamıştır. Onlar; kendilerine hakikati ileten, uygulayan, yorumlayan, liderlik yapan bir sevgiliye, peygambere bağlılar.
Muhabbetle onu kendilerinden daha aziz sayıyorlar.
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bizzat kendisi ve sahabesi; Allah'ın kulu ve elçisi olan peygamber algısını en güçlü ve kalıcı şekilde zaten gönüllere ve hayat tarzlarına uygulamışlardır. Allah yaratan ve muktedir olan Allah'tır. Kul ise kuldur.
*************
HZ. EBU BEKİR AYETİ YORUMLUYOR
M aide suresinin 105. Ayetinin meali şöyledir: "Ey iman edenler.
Kendi nefsinize dikkat ediniz. Siz hidayette iseniz, yoldan çıkmış olanlar size zarar veremezler." Ancak bu ayeti kerimeyi bazı sah abe yanlış anladı ve 'önemli olan kendimizi kurtarmaktır. Başkasının dalalette, yanlış yolda olması bizi ilgilendirmez onların dalaleti bize sorulmayacak, gibi yorumlamaya başladılar.
Halbuki bu ayetin anlamı şuydu;
Önce kendinizi düzeltin. Sonra başkalarına da uyarıcı olun. Siz sağlam bir imanla iman ettikten sonra kimse sizi yoldan çıkaramaz ve uyarmanıza rağmen yola gelmeyenlerden de sorumlu olmazsınız.
Müslümanların din kardeşine iyiliği emredip, yanlıştan sakındırması da yani 'emr-i bil maruf, nehiy ani'l münker' dini bir görevdir de.
Hz. Ebu Bekir yorumu düzeltiyor Bu ayetin yanlış anlaşıldığını gören Hz. Ebu Bekir minbere çıktı ve şöyle konuştu. "Ey insanlar! Siz Maide suresinin 105. Ayetini okuyor ve ama yanlış anlıyorsunuz. Zira ben Hz. Resulullah'ın şöyle buyurduğunu işittim: İnsanlar iyiliği emretmeyi, kötülüklerden de sakındırmayı terk ettiklerinde (sadece kendilerini kurtarma telaşına düşüp, her koyun kendi bacağından asılır anlayışına bağlandıklarında) neredeyse Yüce Allah onların tümüne ceza verecektir." (Ebu Davud, 4338; Tirmizi, 2168; İbn Mace, 4005)
*************
MÜSLÜMAN'IN MÜSLÜMAN'A BEŞ HAKKI
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Kişinin Müslüman kardeşine karşı beş sorumluluğu vardır.
1- Selam verdiğinde selamına cevap vermesi.
2- Hapşırana sağlık ve esenlik duasında bulunması.
3- (Düğün - nikâh - ziyafet gibi) Davete icabet etmesi.
4- Hasta olanı ziyaret etmesi.
5- Cenazeyi mezara kadar (cenaze namazı ve defin işlemlerinde) bulunması. (Buhari, 1240; Müslim, 2162; Tirmizi, 2737; Nesai, 1938; Ebu Davud, 5030; İbn Mace, 1435)
*************
HANGİ KOMŞU ÖNCELİKLİ
Her konuyu Efendimiz'e soran Sahabe bunu da sordu: Hz. Aişe soruyor:
Herhangi bir hediye göndereceğimizde hangi komşudan başlayalım?
Efendimiz cevap buyuruyor: 'Kapısı sana en yakın olandan başla' (Buhari, 6020;
Ahmed bin Hanbel, 24895; Ebu Davud, 5155)
En yakın kapı diyor. Zira eve giren çıkanı en yakın kapıda oturan komşu daha çok görür.
Komşum duvarıma kalasını koydu Hz. Peygamber (s.a.v.) komşular arasındaki dayanışmayı anlatırken şöyle buyurur:
"Bir komşu diğer komşunun duvarına kalasını (hatil başını) - tahtasını- koyarsa diğeri müsaade etsin." (Buhari, 1609; Müslim, 2463; Tirmizi, 1353; İbn Mace, 2335) Tabii burada kanuni bir engelin olmaması gerekir. Ayrıca duvarın zarar görmemesi, komşunun buna gereksinim duyması gibi şartlar da ileri sürülmüştür.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- Küçük bir hareket, büyük bir ipucu: Kollarınızı nasıl kavuşturduğunuz, kişiliğinizi yansıtıyor!
- Soğuk algınlığına son! Bu doğal kür bağışıklığınızı güçlendiriyor: Öksürük ve balgamı anında kesiyor
- İkinci el araç alımında kilometre kontrolü nasıl yapılır? Hızlı ve güvenilir bilgi: SMS ile kilometre sorgulama!
- 240 Kamu işçisi alımı başladı! Tarım Bakanlığı OGM ve DSİ bünyelerine İŞKUR ile işçi alımı yapacak
- Tesisatçı milyoner oldu! Tadilat sırasında bulduğu altınla hayatı değişti
- Cebindeki bozukluk milyonlar eder! Nadir paralarla servet kazan
- Şaşırtıcı gerçek! Köpeklerin ezan sırasında ulumasının sebebi ortaya çıktı
- 22 Kasım Diş Hekimleri Günü: Diş Hekimleri Günü için resimli, yazılı, anlamlı mesajlar
- Evde başladı, Türkiye’nin her köşesine ulaştı: Yoğun talep görüyor, siparişlere yetişemiyor!
- YDS SONUÇLARI SORGULAMA EKRANI: 2024-YDS/2 sonuçları açıklandı! YDS sonucu nereden öğrenilir?
- Uyanık kadınlar! Erkeklerin hilelerini fark eden 3 burç
- Çocuğunuz dahi olabilir! Anlamak çok kolay!