Pazartesi akşamı Beraat Kandili'dir. Beraat Kandili, Şaban ayının 15'inci gecesine denk geliyor. Yani Ramazan'a 15 gün kalmış oluyor.
Bu gece hakkında birçok hadis vardır. Bu gece umumi bir af ve tevbe gecesidir. Son bir fırsattır. Ramazan'a daha büyük bir manevi hazla girmek için bir hamle imkânıdır.
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu; "Şaban ayının 15. gecesi olduğunda o geceyi ibadetle geçirin. Gündüzünde ise oruç tutun. Çünkü o gece Yüce Allah güneşin batısından fecre kadar dünya semasına tecelli eder ve şöyle buyurur:
Yok mu tevbe eden kabul edeyim. Yok mu rızık isteyen rızık vereyim. Yok mu şifa dileyen şifa vereyim. Başka dileği olan yok mu vereyim. (İbn Mace, hd: 1388)
Kindar, müşrik, bencil ve benzerleri bu gecenin feyzinden yararlanamazlar. (İbn Mace, 1390)
Büyücüler, anne ve babaya zulmedenler, içkiye bu gece devam edenler, kindarlar bu geceden yararlanamazlar.
Bu gecede yapılan dualar kabul olur. Bol bol Kur'an okuyup istiğfar edilip gece değerlendirilmelidir. Salat-u Selam getirilmelidir. Kaza namazı kılınmalıdır.
Bu gecede bir yıllık her önemli işin meleklere bildirildiği bilgisi vardır. Kabir ziyareti yapılmalıdır. Sabahında ise mümkünse oruç tutulmalıdır.
NOT: Pazartesiyi salıya bağlayan gece, Beraat Kandili. O gece Atv'de canlı yayınımız var. Gece boyunca beraber olalım. Beraberce amin diyelim. Belki Rabbimizin razı olduğu bir duayı yakalarız.
*******
ALLAH'I İSTEMEK LAZIM
Bestamlı Beyazıd'ın çok sevdiği bir öğrencisi vardı. Çok ihlaslı olan bu öğrenci der ki; Bir gece rüyamda Rabbimi gördüm. (Bilindiği gibi Yüce Allah rüyada görülebilir. Ancak bu görme kişiye göredir. Burada manevi mesaj alınır ancak bir dini hüküm buradan çıkarılamaz.)
Sanki o esnada bana şöyle dendi: "Beyazıd dışındaki insanlar benden başka şeyler istiyorlar. O ise sadece beni istiyor."
Sadece Yüce Allah'ı istemek. Sadece O'nunla ünsiyet bulmak. Sadece O'nunla emin olmak. Sadece O'na sığınmak. O'nu sevmekten dolayı O'na kulluk etmek. Arzu edilen bu değil mi?
*******
ALLAH RESULÜNDEN HZ. ALİ'YE TAVSİYELER
Ey Ali! Müminin üç alameti vardır: Namaz kılmak, oruç tutmak ve zekât vermektir.
Kıskançta üç alamet vardır: Yanındaki kişiye yaltaklanır, arkasından gıybet yapar, başkası musibete uğrayınca sevinir.
Riyakârın üç alameti vardır: İnsanların yanında iken işlerini seve seve koşturarak yapar. Yalnız iken de her şeyde gevşeklik gösterip tembellik eder. Her işte övülmekten hoşlanır.
Ey Ali! Münafıkta üç alamet olur: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.
Ya Ali! Her şeyin bir afeti vardır. Sözün afeti yalandır. İlmin afeti, unutmaktır. İbadetin afeti, riyadır. Zekânın afeti, kibirlenerek haddi aşmaktır.
Ey Ali! "Rabbim! Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederim. Senden başka ilah yoktur. Tevekkülüm yalnız Sanadır. Arş-ı Azimin Sahibi de Sensin" diye duada bulunursan her türlü korkudan emin olursun.
Ey Ali! Aynaya bakınca da şöyle söyle:
"Ey Allah'ım! Yaratılışımı güzel kıldığın gibi ahlakımı da güzelleştir. Beni (en güzel bir rızıkla) rızıklandır."
Ya Ali! Geceleyin bir koyun sağacak kadar bir müddet için de olsa gece namazını kıl. Seher vakitlerinde dua ve niyazda bulun. Zira bu vakitte yapılan dualar reddedilmez. Yüce Allah şöyle buyurur:
"(Onlar) seherde istiğfar ederler." (Ali-İmran, 17)
Bir şehre ya da köye girerken o şehri görünce şöyle dua et:
"Ya Rabbi bu şehrin ve şehirde takdir ettiğin şeylerin hayrını senden isterim. Bu şehrin ve onda takdir ettiklerinin şerrinden de zat-ı uluhiyetine sığınırım. Allah'ım onun hayrından beni rızıklandır, şerrinden muhafaza buyur. Bizi buranın ehline sevindir. Buranın salih kişilerini bize sevdir."
Ya Ali! Münakaşadan uzak dur. Çünkü bunda bir hikmetin ortaya çıkması düşünülemeyeceği gibi fitnesinden de emin olunamaz.
Ey Ali! Sadaka vermek hususunda yarış. Çünkü bela sadakayı atlayıp geçemez.
Ey Ali! Gazaplanma. Zira şeytan insanı daha çok gazap halinde alt eder.
Ya Ali! İhlas suresini okumaya devam et. Zira bu sure fakirliğe engel olur.
Ey Ali! Evine girince hane halkına selam ver ki evinde hayır ve bereket çoğalsın.
Ey Ali! Fakir ve miskinleri sev ki, Allah da seni sevsin. Onları kovup azarlama ki kıyamet gününde de melekler sana aynı muameleyi yapmasın.
Sadakaya ehemmiyet ver. Sadaka senden kötülük ve belayı defeder.
Ya Ali! "Allah'tan kork" denilince kızma. Aksi halde bu kızmanın cezasını görürsün.
Allah Teala kulunun "Ey Allah'ım beni affet. Zira günahları senden başkası bağışlayamaz" diye dua etmesinden hoşlanır da meleklere şöyle buyurur:
"Ey meleklerim! Şu kulum benden başkasının günahları affetmeyeceğini yakinen bilmiştir. Şahit olun ben onu affettim."
Hırslı olma. Zira baban Adem'i (a.s.) cennetten çıkaran hırstır.
* Kimseye haset etme. Çünkü haset, ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi güzel amelleri yer bitirir.
Ey Ali! Hz. Adem'in şu duasıyla dua et:
"Ey Allah'ım! Senden Muhammed ve ehl-i beyti hakkı için talepte bulunuyorum. Seni tesbih ve tenzil eder, sana hamd ederim Rabbim. Ben kötü bir iş işledim, nefsime zulmettim. Beni bağışla. Çünkü günahları Sen'den başkası bağışlayamaz. Bana acı. Zira merhametlilerin en üstünü sensin."
Seni tesbih ve tenzil eder, sana hamd ederim Rabbim. Senden başka ilah yoktur. Ben bir kötülük işledim, nefsime zulmettim benim tövbemi kabul buyur. Tövbeleri kabul edici ve merhamet edici olan sensin sen.
Ya Ali dört haslet vardır ki kötülüğün alametidir:
1- Göz yaşarmazlığı.
2- Kalbin katı olması.
3- Emelin uzun olması.
4- Dünya sevgisi.
- Ya Ali! İnsanların en şerlisi kimdir sana bildireyim mi?
- Evet Ya Resulullah bildir, dedim. Buyurdular ki; "Yalnız başına yiyen, bağışta bulunmayan ve kölesini döven kimselerdir. Devamla; bunların hepsinden daha şerlisini haber vereyim mi?
- Evet Ya Resulullah haber ver, dedim.
"Kendisinden hayır beklemeyen ve şerrinden emin olunmayan kimsedir, buyurdular. (İbn Arabi, Futuhattan öğütler, Dr. Adem Ergül, 254-267)
*******
KUR'AN 'YAPMA' DİYOR
Yeryüzünde fesat çıkarmayın. (Bakara, 11)
Bile bile Allah'a ortak koşmayın. (Bakara, 22)
Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten korunun. (Bakara, 24)
Hakkı batıl ile karıştırmayın. Bilerek hakkı gizlemeyin. (Bakara, 42)
Allah'ın rızkından yiyin için, yeryüzünde fesatçılar olarak bozgunluk yapmayın. (Bakara, 60)
Allah'tan başkasına ibadet etmeyin. (Bakara, 83)
Birbirinizin kanlarını (haksız yere) akıtmayın. (Bakara, 84)
Kâfir ve nankör olma (Bakara, 102)
Onlardan korkmayın benden korkun. (Bakara, 41)
Şeytanın adımlarına uymayın. (Bakara, 168)
Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendinizi bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haksızca yemek için o malları hâkimlere aktarmayın. (Bakara, 188)
Size harp açanlarla, Allah yolunda siz de savaşın. Aşırı gitmeyin. (Bakara, 190-191)
Müşrik kadınlarla onlar iman etmediği sürece evlenmeyin. (Bakara, 221)
İman edinceye kadar putperest erkeklerle de (Kadınlarınızı) evlendirmeyin. (Bakara, 221)
Ay halinde olan kadınlardan (eşlerinizle o dönemde cinsel temastan) sakının. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. (Bakara, 222)
Allah'ın ayetlerini oyuncak yerine koymayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, kendisiyle size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti düşünün. (Bakara, 231)
Ne bir anne çocuğu sebebiyle ve ne de bir baba çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. (Bakara, 233)
Başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle yaptığınız hayır ve hasenatı boşa çıkarmayın. (Bakara, 264)
Allah'tan korkun ve faiz olarak artan miktarı bırakın. (Bakara, 278)
Allah'a döndürüleceğiniz günün sorumluluklarından sakının. (Bakara, 281)
Bir kısmınız diğerlerine bir şey emanet ederse, yediemin alan kimse, kendisine emanet edileni yerine versin ve bu hususta Rabbi olan Allah'tan korksun şahitliği gizlemeyin. (Bakara, 283)
Yetim malına yaklaşmayın. (En'am, 152)
Zinaya yaklaşmayın. (İsra, 32)
Yalan şahitlikten sakınırlar. (Furkan, 72)
*******
HAC YAPMAK İSTİYORUM AMA!..
Halife Harun Reşid hac yapıyordu. Merve'den Safa'ya doğru giderken Hz. Ömer'in soyundan olan Umeri onunla karşılaştı.
Umeri, Harun Reşid'e seslendi:
Ey Harun!
O da; buyur ey Umeri ne istiyorsun.
Umeri; Harun Reşid'e şöyle dedi:
Göz ucuyla Kâbe'ye baktın mı ey Müminlerin emiri.
Baktım cevabını verdi.
Kaç kişi var?
Onların sayısını Allah bilir.
Umeri şöyle dedi:
Ey Harun! Şu gördüğün herkes kendinden sorumludur. Fakat sen tek başına tümünden sorumlusun. Sen kendinin ahiretteki halini düşün artık!
Harun Reşid, bu sözler üzerine Safa-Merve arasındaki yürüyüşü durdurup ağlamaya başladı. Gözyaşları çoğalınca, gelip-geçenler ellerindeki mendilleri ona uzattılar.
Umeri sordu: Daha söyleyeyim mi?
Harun Reşid: Söyle ey amcam demeye başladı.
Malını sorumsuzca harcayana el konulur. Senin de ahiretine el konulacak. Bunları dedi ve çekip gitti.
Harun Reşid şöyle derdi: Aslında ben her yıl hacca gitmek istiyorum. Ama Hz. Ömer soyundan olan Umeri'nin beni tekrardan görüp bana ağır sözler söylemesinden çekinip de gitmiyorum.