Dünyanın en zor ve zorlu bölgesi; elbette binlerce ajanın, örgütün ve ajandanın cirit attığı Ortadoğu coğrafyasıdır.
Bu Adem dedemizden Hz. Nuh'a, Hz. İbrahim'den Hz. Musa'ya, Hz. İsa'dan Hz. Resulullah'a kadar böyle olmuştur. Böyle de olacak.
Kıyametin kıvılcımı da Ortadoğu'da olacak. Onun için bu bölge kıyamet ve öncesini bekleyen bütün güçlerin ilgi alanıdır.
Binlerce kilometre uzakta olan devletlerin Ortadoğu'yu siyasi proje merkezi ilan edip orada uzun hesaplar yapmaları çok da şaşırtıcı değildir.
Elbette hesap yapanların üzerinde bir hesap yapıcı var. Ve her hesap gün gelir akamete uğrar ama Yüce Rabbin hesabı başka.
Ülkemiz bu bölgenin en önemli ve hayati merkezinde bu nedenle istikrarsız ve zayıf olsun isteniyor. Oyun kurucu değil, taşeron olsun isteniyor. Emirleri yerine getiren ve aşiret mantığıyla var olmaya çalışan devletçik olsun isteniyor.
Türkiyemiz buna "hayır" deyince ben de devletim ve buradaki üç bin yıllık hesabı bozarım deyince de dışarıdan ve içeriden gelen operasyonlara muhatap oluyor..
Son askeri harekâtı da böyle okumak lazım. Ülkemizin sınırlarını koruması elbette hakkıdır. Güçlü olmak zorundasınız. Hele de bu bölgede caydırıcı olmak mecburiyetindesiniz. Aksi takdirde sizinle oynarlar, bölerler, parçalarlar. Yüce Rabbimiz fırsat vermesin. Bütün ülke insanını kucaklaştırsın ve kalbimizi tek kalp yapsın.
Mertebelerin en şereflisi olan şehadet makamına yükselen kardeşlerimize, askerimize de rahmet eylesin.
İslam âleminin gelecekte de yüz akı olacak olan Türkiyemizi her tuzaktan korusun.
Zor zamanlarda, zor günlerde birlik olmak zorundayız. Bu ülkeye bir şey olursa, bilin ki hiç kimsenin nefes alacak, adım atacak mecali kalmaz. Zira bu ülke üzerinde hesabı olan o kadar sinsi güç var ki; onlara el altından sadakat çubuğu uzatanların da geleceği olmaz. Bugün taşeron kullananlar gün gelince onları da kâğıt gibi burup atarlar.
Ortadoğu; bir gecede kurulu düzeni yıkılan imha edilen sanık sandalyesine bile çıkarılmadan adice asılan o kadar lider gördü ki bu coğrafyayı böyle üstünde tepinilen bir coğrafya yaptılar.
Zaferlerimiz, tırnaklarla aldıklarımız bir gecede elimizden alınmaya çalışıldı. Zaferlerimiz maalesef çoğu kez kahır sebebi oldu. Çark böyle işledi. İslam âlemine bakın, devletsiz kalmanın, kaosun ne büyük felaket olduğunu anlarsınız. Sermayeye, güce tapınanlar bu coğrafyayla böyle oynadılar.
Türkiyemiz inşaallah, tarihte büyük devlet olmanın, büyük liderlere sahip olmanın verdiği güvenle bir kırılma döneminin başlatıcısı olacaktır. İnanıyoruz. Dua ediyoruz. Kalbimizle... Bir dönemin hatası ve sevabıyla güçlü liderlerinden olan Kaddafi'nin sokaktaki gençlerin tokatlarından korunmaya çalışırken, linç edilmeden önceki son sözleri hâla belleğimizde: 'Evladım! Senin baban yaşındayım.'
Kim bu coğrafyayı bu hale getirdi. Ortadoğu bu kişilerin emanına mı eman edilecek! Bunlar mı İslam gençliği! Güldürmeyin! Allah ülkemizi korusun.
********
İSLAM'IN SAĞLAM KULPU NEDİR?
Efendimiz (s.a.v.) bir gün yanında oturan sahabeye sordular. İslam'ın en sağlam ve güçlü kulpu nedir?
Sahabe: Namaz'dır, dediler.
Efendimiz: Namaz güzel bir şeydir, ama o değil.
- Ramazan orucudur dediler.
Efendimiz: Oruç güzeldir ama o değil.
Sahabe bu sefer cihattır, dedi. Efendimiz (s.a.v.) cihat (Allah yolunda gayret) güzeldir ama o da değildir.
İslam'ın en güzel kulpu Allah için sevmek ve Allah için uzak durmaktır, buyurdu.
********
KENDİNİZİ TEMİZE ÇIKARMAYIN
Kendilerine iman ve ibadeti ihmal etmeyin dediğinizde insanların çoğu 'Benim kalbim temizdir, sen esas buna bak' derler. İçim temiz! Kalbim temiz! Niyetim temiz! Eğer bu sözler doğruysa mesele yok.
Yüce Allah büyük günahtan kaçınanları överken şu ikazı yapar. Ayete bakalım; "Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizlikten kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada dahi sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü o, kötülükten sakınanı daha iyi bilir." (Necm, 32)
Kendinizi övmeyin, temize çıkarmayın ayeti hayati bir noktaya odaklıyor bizi. Allah sizi sizden iyi tanıyor, sizi yoğuran o! Şimdi kalkmış bütün eksiğinize, hata, kusur ve aymazlığınıza rağmen 'benim içim temiz' diyorsunuz. Halbuki ben, sizin ne olduğunuzu en iyi bilenim.
O zaman doğrusu ne? Doğrusu şu: İman edileceklere inanmak lazım. Günahlardan kaçınmak lazım. Allah'ın aldatılmayacağını bilmek lazım. Şeytanın bizi aldatabileceğini unutmamak lazım. İşte bütün bunlardan sonra 'kalbim temiz' diyorsak ne mutlu.
********
CEHENNEMLİKLER NE DİYECEK?
Cehennemi hak eden insanlar mezarı ve ahireti görünce pişman olacak ve dünyaya yeniden dönmeyi isteyecekler. Dönsünler de ibadetlerini yapsınlar diye yalvaracaklar. Bu bedbaht insanlara şöyle cevap verilecektir:
1'inci yakarışları
Cehennemlikler şöyle diyecek:
Onlar da şöyle derler; Rabbimiz! Bizi iki defa öldürdün. İki defa da dirilttin. Günahlarımızı kabulleniyoruz. Şimdi (bu ateşten) bir çıkış yolu var mı (Mümin, 11. Ayet)
Cehennemliklere cevap verilir:
'(Onlara denir ki) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah'a çağırıldığınızda inkâr edersiniz. O'na ortak koşulunca bunu tasdik edersiniz. Artık hüküm Yüceler Yücesi Allah'ındır." (Mümin, 12. Ayet)
2'nci yakarışları Cehennemlikler yalvarırlar:
O gün zalimler 'Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağırına uyalım ve Peygamberine tabi olalım" derler. (İbrahim, 44)
Cehennemliklere cevap verilir:
Onlara denir ki; "Daha önce, sizin için bir zeval olmadığına yemin etmiş miydiniz" (İbrahim, 44)
3'üncü yakarışları
Cehennemliklerin yakarışı:
O günahkârların, Rableri huzurunda başlarını önlerine eğecekleri: Rabbimiz gördük, duyduk. Şimdi bizi dünyaya geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin inandık, diyecekleri zamanı bir görsen. (Secde, 12)
Cehennemliklere cevap:
Onlara yine cevap verilecek 'Daha önce sizin için bir zeval olmadığına yemin etmemiş miydiniz (İbrahim, 44)
4'üncü yakarışları Cehennemlikler yalvarır:
Onlar cehennemde, Ey Rabbimiz! Bizi çıkar. Yaptıklarımızdan bambaşka bir amel yapacağız diye bağrışırlar. (Fatır, 37)
Cehennemliklere cevap verilir:
(Onlara şöyle denilir) Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alacağı kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiç bir yardımcı yoktur. (Fatır, 37)
5'inci yakarışları
Ey Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize galip geldi. Biz doğru yoldan sapan güruhlar idik. Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer yine küfre dönersek, artık hiç şüphe yok ki zalimlerden oluruz. (Müminun, 106- 107)
Cehennemliklere cevap:
Onlara nihai cevap verilecektir:
Ses çıkarmayın. Sinin orada. Bana bir şey söylemeyin. (Ateşten çıkmayı istemeyin)
Rabbim; son ve faydasız bir çırpınışla çırpınanlardan eylemesin bizleri.
********
ARAYI DÜZELTİN
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: Size derece bakımından namaz, oruç ve sadakadan daha faziletli bir ameli haber vereyim mi?
Sahabe evet ey Allah'ın Resulü dediler.
Efendimiz (s.a.v.) cevap buyurdu: Dargınların arasını bulun. Zira küskünlük fesatlıkla her şeyin kökünü kazır. Ben bunu saçı tıraşa benzetmiyor. Dini kökünden kazır diyorum. (Ebu Davud, 4273)
********
UTANMA DUYGUSU KAYBOLUNCA
Sahabeden Selmanı Farisi (r.a.) şöyle der;
Bir kul kötülüğü tercih eder, Allah da onu helak etmek isterse ondan utanma -ar- duygusunu alır. Böylece herkesin yanında o kişinin sevgisi kaybolur.
Sevilmez hale gelince, acıma duygusu kaybolur. Acıma duygusu alınınca da katı ve kaba bir yürek sahibi olur.
Katı, haşin ve kaba olunca da emin ve güvenilir olma duygusunu ve dürüstlük niteliğini kaybeder. Artık o insan bir haine dönüşür.