‘Kuran bize ne diyor?’
Mahşer gününde herkese amel kitabı uzatılacak. Orada yapacağımız bir şey yoktur. Tek satırı silemez veya tek satır ekleyemeyiz. Ama şu anda hazırlanan kitap üzerinde yapabileceğimiz çok şey var. Bir tebessüm, bir iyilik, bir af, bir özür, bir gözyaşı, bir hayır duası, belki de amel defterimizdeki günahları silebilir.
Ramazan ayında ciddi ciddi hesap yapalım. İyiliklerim ve kötülüklerim, helallerim ve haramlarım, ibadetlerim ve günahlarım diye bir çizelge hazırlayalım. Samimi, dürüst ve objektif olarak çizelgeyi dolduralım. Durum kötüyse, neler yapabiliriz diye biran önce düşünelim. Çünkü hayat çok uzun değil.
Mutlaka her birimiz Kuran-ı Kerim'i elimize almışızdır. Bazı ayetlerini, bazı surelerini ezberlemişizdir. Ama Kuran-ı Kerim'i bir defa olsun baştan sonuna kadar tefekkür ederek okuduk mu? Rabbimizin bizden ne istediğini biliyor muyuz? Kuran-ı Kerim'le ilgili bilgimizi neden ekranda veya camide konuşan ilahiyatçıların sundukları bilgiyle sınırlıyoruz. Daha ötesi yok mu? Namaz sureleri diye nitelenen kısa sureleri anlamlarıyla okuduk mu? Merak ettik mi?
İşte bu ay Kuran-ı Kerim okumak için bir fırsat. Çok güzel mealler var. Mesela, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın meali ile Muhammed Esed'in veya Elmalı'nın mealini karşılaştırmalı olarak okuyabiliriz.
İnşallah; bu Ramazan ruhumuzda bir kıpırdanma meydana getirir. Hiçbir günahkârı hor görme Dilerim ki; Yüce Rabbe giderken, başımızı kaldırıp bakabilecek yüzümüz olsun.
***
HİÇBİR GÜNAHKÂRI HOR GÖRME
Denir ki; Bağdatlı Cüneyd bir gün camiye giderken yolda yatan bir sarhoş görür. Sarhoşla karşılaşmamak için yolunu değiştirir. Camiye diğer bir yoldan girer. Cüneyd o gece rüyasında Hz. Peygamberi görür. Peygamberimiz rüyasında Cüneyd'e sırt çevirir. Bunu gören Bağdatlı Cüneyd altüst olur. Kızarır. Renkten renge girer. Sonra büyük bir utanç ve korku içinde sorar. Efendim, der; "hangi kusurum oldu ki, Siz bana sırt çevirdiniz?" Peygamberimiz rüyasında şöyle cevap verir: "Sen bugün camiye giderken yola düşmüş bir sarhoş gördün. Onu horladın, önemsemedin ve ondan yüz çevirip başka yoldan camiye girdin. Hâlbuki sen onunla ilgilenseydin, onu yanına alıp ayıltsaydın ve ona bu yolun boş olduğunu anlatsaydın doğru olanı yapmış olurdun. Sen ondan yüz çevirdiğin için ben de senden yüz çevirdim." Kimseyi, hiçbir günahkârı hor görmemek lazım. Belki onun bulunduğu halde biz de olabilirdik. Yarın öyle olmayacağımızı kim garanti edebilir ki...
***
BİR DUA
PEYGAMBERİMİZİN HZ. EBUBEKİR'E ÖĞRETTİĞİ DUA:
Allah'ım, Peygamberin Muhammed, dostun İbrahim, sırdaşın Musa, kelime ve ruhundan olan İsa hürmetine, Musa'ya inen Tevrat, İsa'ya inen İncil, Davut'a inen Zebur, Muhammed'e (sav) inen Kur'an hürmetine, Bütün peygamberlerine indirdiğin vahiy hürmetine, mahlûkatın üzerindeki kaza ve takdirin, senden isteyenlere verdiklerin; fakir ettiğin zenginler, zengin ettiğin fakirler, hidayete ulaştırdığın kimseler hürmetine, Kur'an-ı Kerim'de olan Samed, Ehad ve Tahir isimlerin hürmetine, gündüzleri aydınlatıp geceleri karartan ismin hürmetine, azamet ve kibriyan ve zatının nuru hürmetine, senin kuvvet ve kudretinle Kur'an-ı Kerim'i okuyup anlamamı ve bütün hareketlerimi ona uydurmamı senden dilerim. Güç ve kuvvet ancak sendendir. Ey merhametlilerin en merhametlisi!
***
BİR AYET
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an-ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. (Bakara Suresi 185)
***
BİR HADİS
İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah"tan başka ilah olmadığına ve Muhammed"in O"nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek. (Tirmizi, İman 3, (2612))
***
BİR SÜNNET
Sabah namazı vakti çıkınca ilk 45 dk (Kerahet vakti) ve akşam ezanının okunmasına 45 dk kala uyumamak.
***
BİR ESMA
Er-Rahmân: "Dünyada bütün mahlûkata merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden."
***
SORU - CEVAP
Gebe olan bir kadın doktoruna danışmalıdır. Bu konuda inancınız hakkında bilgisi olan bir doktorun beyanı bizim için esastır. Ancak bu hususta sizin de kararınız ve durumunuz önemlidir.
Zekât vermenin belli bir zamanı yoktur. Farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir ayı veya Ramazanı beklemeye gerek yoktur. Ancak, zekât vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri uygun olur. Çünkü zekât bir borçtur, borç bir an önce ödenmelidir.
Evlat durumu iyi olmayan annesine zekât veremez. Çünkü evlat durumu iyi olmayan anneye de babaya da bakmak zorundadır. Başka biri anneye zekât verebilir ama evlat veremez. Anne - babanızın ihtiyacını Allah rızası için karşılamalısınız. Senin paran, malın zaten annenin malıdır. Bir Müslüman annesine zekât vermeyi aklından geçirmemelidir. Evla anne ya da babasına zekât vermeyi aklından geçirecek ahlakta olmamalıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)