NİHAT HATİPOĞLU

Müslüman Müslüman’a, dünya Müslüman’a muhtaç

Dünyaya yön vermeye çalışan uluslar doymaz bir açgözlülükle bütün dünyayı kontrollerinde tutmak istiyorlar. İslam beldelerinde birbirlerine zıt örgütler kurduruyor ve savaştırıyorlar. Aldıkları dolar ve euroları ya ceplerine ya da yeni sömürge alanlarına aktarıyorlar. Pragmatisttirler. İlkesizdirler. Zalimdirler. Zalimlerden yanadırlar. İslam'a düşmandırlar. Güçleri yetse ya Müslüman bırakmazlar veya sadece emir alan kapıkulu Müslümanlara müsaade ederler. Onların gözünde Müslüman sorgulayamaz. İki yakasını bir araya getiremez. Emir alır. Müslüman menfaatini savunamaz. Belli görevleri alamaz. Dünya üzerinde hak sahibi olamaz. Kısaca onlara göre Müslüman paryadır. Uşaktır. Bizim bu şımarık dayatmacıları hakkaniyete çağırmamız lazım. Bunlarla aynı hakka sahip iki taraf olarak konuşmalıyız. Onlara bu yeni oluşumu ve duruşu anlatmamız lazım. Onları hak -adalet- çizgisine çağırmamız lazım. Bu elbette zordur. Çünkü her şeyi menfaatlerine göre dizayn eden bu çağdaş kölecilere bunu anlatmak ve ellerindeki pazarı almak zordur. Ancak bıkmamak lazım. Sabırlı olmak, itidallı olmak ve birebir ilişkileri devam ettirip onları insaflı bir noktaya çekmek lazım. Bu noktada en büyük engelimiz Müslüman'ın kendisidir. İşbirlikçi, menfaatçi, şahsiyetçi, iki yüzlü, yalancıyığınla Müslüman var. Daha doğrusu Müslüman olduğunu iddia eden insan var. Bizim her türlü barışçıl, iyi niyetli tavrımızı sabote edeceklerdir. Onun için bizim bütün ayrı gayrı duruşları bir kenara koymamız lazım. Dinimizin menfaatını şahsi ikballerden, cemaat hizip ve grup menfaatinden öne almamız, kucaklaşmamız lazım. Onun için Müslüman'ın Müslüman'a ihtiyacı var. Çünkü sömürmeyen, hor görmeyen, zulmetmeyen, yaralıya vurmayan, düşeni ezmeyen iman ve duruş Müslüman'ın genlerinde var. İstese de istemese de. İnanınız ki bugün dünyaya yön verenler Müslümanları ortadan kaldırsalar birbirlerini tüketmeye, yok etmeye çalışacaklardır. Dünya savaşlarında bunları acı bir şekilde gördük. Bizim dışımızdakiler mutlaka bize saygı duymayı öğrenmeliler. Bizlerle onlar; makul, makbul ve adil bir dünyada oturup konuşabilmeliyiz.

ÇAĞDAŞ MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ
Münafık ile zıt inancı aynı yürekte taşıyan insanlar için kullanılan bir tabirdir. Eskiler; bunlara içi puthane, dışı cami olarak tarif etmişlerdir.
Görüntüde Müslüman görünüp aslında İslam'a inanmayan insanlara münafık denilir. Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında Medine'de münafıklar daha çok olmuştur. Çünkü münafıklar İslam hâkimiyetinin daha güçlü olduğu dönemlerde ortaya çıkarlar.
Açık şekilde din düşmanlığı yapamadıkları için sureti hak'tan görünüp gizliden her türlü çirkinliği ve ihaneti yaparlar.
İnançta münafık olanlar Müslüman değillerdir. Müslüman yanında 'sizdeniz' derler. Kendi kendilerine kaldıklarında ise; onlarla alay ettik derler.
Çağımızda münafık çoktur.
Hayli yaygınlar. Münafıklar ben de Müslüman'ım ama cümlesini bolca kullanır.
Tabii her bu cümleyi kullanan münafık olmaz. Münafıklar zayıf olduklarında yaltaklanırlar. Çaresiz görünürler.
El avuç ovuştururlar. Samimi görünürler.
Güçlü olduklarında ise dişlerini gösterirler.
İçerdeki putu dışarı çıkarırlar.
Medine'de inen ve on bir ayetle kısa sure görünümünde olan 'Münafikun' suresinin ilk 6 ayeti bunların profilini sergiler;
1. (Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde, "Senin, elbette Allah'ın peygamberi olduğuna şahitlik ederiz" derler. Allah senin, elbette kendisinin peygamberi olduğunu biliyor.
(Fakat) Allah o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder.
2. Yeminlerini kalkan yaptılar da insanları Allah'ın yolundan çevirdiler. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür!
3. Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar.
4. Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!
5. O münafıklara, "Gelin, Allah'ın Resülü sizin için bağışlama dilesin" denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
6. Onlara bağışlama dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez. (Münafikun, 1-6)
Bunlara karşı dikkatli olmak lazım. Bunlar Müslümanların en mahremine kadar sızarlar. Müslüman idarecileri yönlendirmeye çabalarlar.
Gaye İslam'a ve Müslüman'a zarar vermektir. Dış görünüşleri ayetlerin dediği gibi sizi aldatabilir. Onların iç yüzlerini yüzlerinden okursunuz.
Aman bu tiplere dikkat edin.
Münafık kötülüğü emreder ve iyiliğe engel olur. (Tevbe, 67)
Münafık insanların namuslarını lekelemekten uzak durmaz. (Nur, 11)
Münafık kötü söz yayar. Zann ile hükmeder ve boş zannın -sözün peşinden koşar. (Hucurat, 6)
Münafık, ikiyüzlüdür. İki dillidir. İki kalplidir. (Bakara, 14)
Münafık, yalan söyler. Yalancılığı meslek haline getirir. Yalan yeminlerde bulunur. (Münafıkun,1)
Münafık, Allah'ın adını anarak yemin eder. Yüce Rabbin adını istismar aracı yapar. (Mücadele, 14; Tevbe,74) Münafık, ahdi bozar. Sözünde durmaz. Kendince tuzak kurar ama kurduğu o tuzağa kendi düşer. (Tevbe, 75)
Münafık namaz kıldığında gösteriş yapar. Allah'ı çok az zikreder.
İbadetinde gösterişten uzak durmaz. (Nisa, 142)
Münafık kibir sahibidir. Bağışlanma dilemekten bile uzak durur. (Münafikun, 5) Münafık, kalbinde olmayanı diliyle söyler. Dilinde olanı ise kalbine yerleştirmez.
(Fetih, 11) Münafık, düşmanlık yaptığında zalimce davranır. İlkesizce davranır. Aşırıya gider. İnsafı terk eder. (Bakara, 178, 194; Maide, 94)
Münafık, şeytanın oyununa gelir ve Allah'ın bağışlayacağı ile kendini avundurur.
Daha zamanım var diye kendini kandırır. (Hadid, 13) Münafık, yapmadığı şeylerle övünür. Önce kendini sonra çevresinde olanları kandırır. (Al-i İmran, 188) İnanıyorum ki şu anda bu şartları okuyan hiçbir kardeşimizde bu hastalıklar yoktur. Çünkü bu hastalıklar kişiyi amelde münafıklıktan imanda münafıklığa doğru hızla sürükler. Kelime-i şehadet getiren hiçbir kardeşimizi bu kategoride görmeyiz inşallah.
BİR HADİS
Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. "Mümin, müminin aynasıdır. Mümin, müminin kardeşidir. Onun malını, mülkünü korur. Bulunmadığında da ona ait her şeyi korur." (Ebu Davud, Edeb, 49)
BİR AYET
"Kullarıma de ki, sözün en güzelini söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozmaya çalışır. Unutmasınlar ki şeytan insanın açık bir düşmanıdır." (İsra, 17/53)
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.