Kadın kimdir?
GECELERİ NAMAZ KILIN
Kuran-ı Kerim cennetlik müminleri anlatırken onları şöyle tanımlar: "Geceleri pek az uyurlardı.
Seherlerde istiğfar ederlerdi." (Zariyat; 17-18) Seherde istiğfar -bağışlanma- dileyen müminlere melekler eşlik ederler. Onların sağ ve sollarına, ön ve arkalarına oturup dualarına amin derler.
Onun için Hz. Resul (s.a.v.) gecenin karanlığında şöyle dua ederdi. "Allah'ım! Kalbimi nurlandır. Gözlerimi nurlandır. Kulaklarımı nurlandır. Sağımı nurlandır. Solumu nurlandır. Önümü nurlandır. Arkamı nurlandır. Üstümü nurlandır. Altımı nurlandır. Ve benim için nuru çoğalt."
Seherde az uyurdu. Çokça dua okurdu. Çokça zikrederdi. Çokça düşünür, tefekkür ederdi. Çokça secde ederdi. Boynu bükük, Rabbe yalvarırdı. Bazen heyecanlanır. Bazen derin bir sükûnete varırdı.
Gecenin seherine yakın namaz ve dua onun ibadetini oluştururdu. Bazen sahabenin adını bir bir söyler ve onlara dua ederlerdi. Bazen ümmete.
Bazen gelecek müminlere dua ederdi.
O sehere başlamadan önce şöyle derdi: "Allah'ım! Bütün övgüler senin içindir. Sen yeri ve göğü ve ikisi arasında bulunan her şeyi ayakta tutansın. Her şeyin dizgini senin elindedir. Bütün övgüler sana aittir. Sen yerin, göğün ve ikisi arasındaki her şeyin nurusun. Yine övgüler senin içindir. Sen yerin, göğün ve ikisi arasındaki her şeyin tek sahibisin. Bütün övgüler sana aittir. Senin içindir. Sen haksın. Sözün de haktır. Ahirette seni görmek de haktır. Gerçektir. Cennet de, cehennem de haktır. Peygamberlerin de haktır. Muhammed de haktır. Kıyamet günü de haktır."
Gelin sizler de onun ümmeti olarak onun yaptığını yapın.
MÜNAFIK KİMDİR?
Eskiler münafığın tarifini yaparken dışı cami, içi kilise demişlerdir. Çift inanç taşıyan kişi anlamında böyle bir yakıştırmada bulunmuştur. Bu elbette ki, imani anlamda münafık olanla ilgili bir tanımdır. Dışarıdan Müslüman görünür ama iç dünyasında başka düşünceye sahiptir.
Münafık kişi her türlü inançsızdan daha tehlikelidir. Çünkü çift suratlıdır, binbir renge girer, takiyye yapar, saklanır, gizlenir, aldatır, oyuna getirir ve zayıf anı kollar.
Hz. Peygamber (s.a.v.) müşrik putperestlerden çok münafıklardan sıkıntı yaşamıştır. İbni Selül münafıkının yaptıklarını İslam tarihini okuyanlar iyi bilir. Bir ara öyle bir fitne ateşi tutuşturdular ki Ensar (Medineli Müslümanlar) ve Muhacirun (Mekkeli Müslümanlar) az daha kılıçlarıyla çatışacaklardır. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) engin tecrübesi ve manevi heybeti ile bu sıkıntı aşıldı. Bir de ameli münafık var. Bir Müslüman'ın imanda münafık olması düşünülmemeli. Öyle olursa zaten kafir diye anılan gruba dahil olur.
Ama ameli ve ahlaki anlamda münafıklık tozları, her Müslüman'a bulaşabilir. Bir Müslüman; sözünde durmuyorsa, emanete ihanet ediyorsa, konuşurken yalan söylüyorsa Hz. Peygamber'imizin (s.a.v.) ifadesiyle zaten münafıktır. Peygamberimiz münafıkların alameti üçtür der, bu saydıklarımızı sayar.
Hiçbir Müslüman kendinden son nefesinden emin olmamalı. Her an uyanık bulunmalı. Hz. Ömer (r.a.) sahabeden Hz. Huzeyfe'ye soruyordu: Hz. Peygamber (s.a.v.) münafıkların gizli tutulacak listesini sana verdiğinde benim adımı andı mı? Beni münafıklardan saydı mı diye! Huzeyfe hayır deyince, Hz.Ömer rahatlıyordu.
Tasavvufun büyüklerinden Mevlana Halid şöyle diyor bir mektubunda; "Nice fasık, günahkâr kişi vardır ki sonradan tövbe eder ve tertemiz Rabbine gider. Hatta veli olur. Nice takvalı olan kişi ise son nefesinde şeytana uyar ve perişan bir halde ahirete göçer."
Bu doğrultuda kendini teraziye koy ve tart.
MÜRŞİDİNİZ KİM?
Birçok Müslümanlar bu soruya muhatap olmuştur. Bir Müslüman'ın mürşidi Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed'dir (s.a.v.). Allah'ın kitabından daha güzel bir yol gösterici, Hz. Peygamber'den (s.a.v.) daha iyi bir rehber olabilir mi?
Ancak yol alırken kişi; kendisini yönlendirecek, eğrildiği yerde düzeltecek, ayağı kaydığında düşmeden tutacak bir öğretmene ihtiyaç duyabilir. Bu öğretmen Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sünnetinden hareketle kişiye önder olur. Yol arkadaşı olur. Öğretmenin gayesi; kişiyi maksuda, yani Rabbe ulaştırmaktır. İşte bu anlamda kişi; uygun gördüğü bir mürşide uyabilir. Onu muallim olarak ilan edebilir.
Yeter ki öğretmen gerçekten ihlaslı olsun, samimi olsun ve kitap ile sünnete bağlı olsun.
HZ. PEYGAMBER'İN (S.A.V.) NAMAZINDAN BİR AN
İbn Mesud (r.a.) anlatıyor: Bir gece Hz.Peygamber ile (s.a.v.) beraber gece namazı kılmaya niyetlendim. Gece onunla beraber namaz kılacaktım. Namaza durdu. Ben de durdum. Fakat bir türlü rüku'a gitmiyordu. Bakara suresini bitirdi. Şimdi rükua gider dedim. Fakat o devam etti. Ali İmran, sonra Nisa suresini okudu. Ve ardından rükua gitti. Namazımızda o kadar yoruldum ki, bir ara aklıma kötü şeyler geldi. İbn Mesud'u (r.a.) dinleyenlerden biri sordu: "Kötü ne düşünmüştün." İbn Mesud cevap verdi: "Namazı bozup onu namazıyla bir başına bırakmayı düşünmüştüm." (Müslim, Salatül Misafirin, 203) Hz. Resulullah'ın namazı böyleydi. Bizler ise, beş vakit namazı bile yük gibi görüyoruz. Rabbim tümümüze namaz şuuru versin. Namaza muvaffak eylesin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Büyük Rus yazar Tolstoy’un İslam ve Peygamber hayranlığı (22.11.2024)
- Dindarlık zayıflıyor mu? (15.11.2024)
- Büyük yazar Victor Hugo’dan Hz. Muhammed şiiri (08.11.2024)
- Vefasız insanlar olduk (01.11.2024)
- Mısır’dan izlenimler (25.10.2024)
- Kendimizi sorgulayalım (18.10.2024)
- Hayırlı evlat yetiştirelim (11.10.2024)
- İslam’a sistematik saldırı yapılıyor (04.10.2024)
- Süte su katınca bozulduk (27.09.2024)
- Ahir zamanda neler olacak?.. (20.09.2024)