NİHAT HATİPOĞLU

Şeytanın 15 azılı düşmanı

Şeytanın en çok nefret duyduğu kimlerdir ve nelerdir?
1- Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem); O,bütün şeytanların ve şeytanlaşmış iki ayaklıların baş düşmanıdır.
2- Adil imam (idareci); Adaletle geçireceği her dakika onun için cennet vesilesidir.
3- Mütevazı olan zengin. O büyüklenmez.
Çünkü, mal ve mülkün bir imtihan için verildiğini bilir.
4- Doğru tüccar.
5- Hüşû duyan (Allah'tan korkan ve mütevazı) alim.
6- Nasihat eden mümin.
7- Kalbinde merhamet olan mümin.
8- Tövbesinin üzerinde durup sebat eden kişi.
9- Haramdan sakınan (verâ sahibi) kişi. Haram işlese bile hemen tövbe eder.
10- Taharet (temizlik, gusul ve abdeste) devam eden mümin. Çünkü temizlendikçe namaza koşar.
11- Çok sadaka veren mümin.
12- İnsanlarla olduğu zaman ahlakı güzel olan mümin.
13- İnsanlara faydalı olan mümin.
14- Kuran-ı Kerim'i öğrenen, ezberleyen ve gereğini yaşayan kişi.
15- İnsanlar uyurken geceleri kıyamla (uyanık ve namaz kılmakla) geçiren kişiler.
Şeytanın sevdiği 10 kişi
Hz. Peygamber'in ümmetinden de olsa şeytanın en çok yakınlık duyduğu kişiler şunlardır:
1- Zalim idareci.
2- Kibirli zengin.
İnsanlara karşı böbürlenir ve onları küçük görür.
3- Hain tüccar. İnsanları aldatan ve haklarını yiyen tüccar.
4- İçki içen ve buna devam edip tövbe etmeyen kişi.
5- Kovuculuk yapan, insanlar hakkında laf taşıyan, aleyhlerinde konuşan münafık.
6- Gösteriş sahibi kişi.
7- Faiz yiyen ve bütün kazancını faize dayandıran kişi.
8- Yetimin malını yiyen ve yetimi aldatan kişi.
9- Zekâta mani olan (zekâtı vermeyen, zekâtı verilmesi gereken yerlere vermeyen ve kendisine zekât almak düşmediği halde zekât alan ve böylece Müslümanların zekâtına mani olan.)
10- Tul-u emel sahibi olan (Sonsuz arzu ve açgözlülüğü devam eden) kişi.
Şayet bizlerde bu sıfatlardan birisi varsa , bu halden hızlıca sıyrılıp Allah'a sığınmak lazım. Bu tövbeyi de geciktirmemek lazım. Çünkü ölüm ve yaşam arasında ince bir çizgi var ki, o çizginin ne zaman kopacağını sadece yüce Rabbımız bilir. Yarın ölecekmiş gibi hazır olmak lazım. Ve elbette hiç ölmeyecekmiş gibi çalışıp kazanmalı ve bu kazancı hem kendimize ayırmalı ve hem de çevremizle paylaşmalıyız.
MAHŞER GÜNÜNDE İLK ÇAĞIRILACAKLAR
Mahşer günü çetin bir gündür. O gün insanlar kademe kademe, grup grup hesaba çekileceklerdir. Bu yazımızda ilk çağrılacaklardan üç grubun halini paylaşalım.
Bir seslenici bağıracak. Ve bütün mahşer ehli bu sesi duyacak: "Fazilet ehli nerededirler?"
Bir grup insan cevap verip ayağa kalkarlar. Ve onlar süratle cennete doğru koşarlar. Yolda melekler onlarla karşılaşır.
Melekler sorar; "Sizi süratle cennete koşarken görüyoruz! Sizler kimlersiniz?"
Onlar, "Biz fazilet ehliyiz!" derler.
Melekler "Sizin faziletiniz neydi?" diye sorarlar.
Onlar "Bize zulüm edildiği zaman biz sabrederdik. Ve bize kötülük edildiğinde affederdik" derler.
Melekler onlara "Girin cennete!
Cennet, çalışanların ne güzel ecir karşılığıdır!" derler.
Sonra bir seslenici şöyle çağırır: "Sabır ehli nerededirler?"
Bazı insanlar ayağa kalkarlar. Ve onlar süratle cennete doğru koşarlar.
Yolda melekler onlarla karşılaşır.
Melekler sorar "Sizi süratle cennete koşarken görüyoruz! Sizler kimlersiniz?"
Onlar "Biz sabır ehliyiz!" derler.
Melekler sorarlar: "Sizin sabrınız neydi?"
Onlar "Biz Allah'ın emirlerine uyar ve ibadetleri konusunda doğru yolda sabrederdik. Ve biz Allah'ın isyanlarının üzerine yani günah işlememek için sabrederdik" derler. "Girin cennete! Cennet, çalışanların ne güzel sevaplarını alacakları yerdir!" derler.
Sonra seslenici şöyle seslenir:
"Birbirlerini Allah için sevenler nerededirler?"
Bazı insanlar ayağa kalkarlar. Ve onlar süratle cennete doğru koşarlar.
Yolda melekler onlarla karşılaşırlar.
Melekler sorar: "Sizi süratle cennete koşarken görüyoruz! Sizler kimlersiniz?"
Onlar "Biz muhabbet ehliyiz!
Birbirimizi Allah için sevenleriz!" derler.
Melekler sorarlar: "Sizin Allah için olan muhabbetiniz neydi?"
Onlar "Biz birbirimizi sırf Allah için severdik" derler. "Girin cennete! Cennet, çalışanların karşılığını alacağı sevap yeridir!" derler.
Elbette çağrılacaklar sadece bunlar değildir. Rabbim bizleri cennete çağrılanlardan eylesin. Cehenneme doğru davet edilenlerden değil.
Cennete en sonda giren kişi

Cennet ehli cennete davet edilir.
Cehennem ehli de cehenneme sokulur.
Zor, çetin, dehşetli ve uzun bir gündür.
Belki milyonlarca yıla denk bir gündür.
Bu arada cehennemde kalıp da, sonradan tahliye edilip cennete girenler vardır. Çünkü mümin kişi cehennemde ebedi kalmayacaktır. Efendimiz buradan bir manzarayı bize aktarıyor ve şöyle buyuruyor: "Cennete en son girecek olan kişi, bir yürüyüp, bir düşen kişidir. Onu ateşe atarlar. Ateşten kurtulunca şöyle der:
- Beni senden -cehennemden- kurtaran Allah'ı tespih ederim (O noksan sıfatlardan uzaktır.) Daha önce ve sonra gelenlerin hiçbirine vermediğini bana verdi. Yani beni cehennemden kurtardı.
O kişi için gölgesi çok büyük olan bir ağaç yükselir. Adam burayı görünce der ki:
"Ya Rabbi! Onu bana yaklaştır!
Ondan başka bir şey istemem!" Onu ağaca yaklaştırır ve suyundan içirir.
Sonra onun için önceki ağaçtan daha büyük bir ağaç yükseltilir. O yine der ki: "Rabbim! Beni o ağaca yaklaştır!"
Senden bundan başkasını istemeyeceğime söz veririm. Allah onu yaklaştırır.
Adam gölgeye gider. Sonra Yüce Allah önceki ağaçlardan daha büyük bir ağaç gösterir. Adam bu sefer yine dua eder: "Ya Rabbi! Beni ona yaklaştır!"
Adam o ağaca yaklaştırıldığı zaman cennet ehlinin seslerini duyar ve şöyle dua eder: "Ey Rabbim! Beni cennete yaklaştırırsan artık senden başka bir şey istemem!"
Bunun üzerine Yüce Allah der ki: "Ey Adem oğlu! Sen ne sözünde durmaz kimsesin! Kaç kere söz verdin, sözünde durmadın, hep caydın, hep yalan söyledin! Sana dünya ve onun gibisini versem razı olur musun?"
Bunun üzerine adam "Sen benimle alay mı ediyorsun? Halbuki sen âlemlerin Rabbisin!" der.
Hadisi rivayet eden İbni Mes'ud burada güldü (tebessüm etti). Yanında olanlar ona "Neden tebessüm ettin?" diye sordu. O "Efendimiz de (s.a.v.) böyle böyle tebessüm etmişlerdi!" dedi.
O zaman, sahabe, Efendimiz'e (s.a.v.) "Ya Resulallah! Neden tebessüm ediyorsun?" diye sorduklarında, Efendimiz (s.a.v.) "Yüce Allah güldüğü için!" buyurdular. (Yüce Allah'ın gülmesi gibi ifadeler insanın gülmesi ile benzetilmemelidir.
Bunun yorumunu ve nasıl olduğunu sadece yüce Allah bilir. Bizler bu konuda sadece ifadeyi arz etmekle yetinir ve keyfiyetini Allaha bırakırız) Allahu Teala "Ben alay etmem!
Fakat istediğimi yapabilirim. Her şeye kadirim!" buyurur. Ve kuluna burayı nasip eder.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.