İnternetin toplumdaki değişime etkisi
Teknolojinin Sosyoloji üzerinde güçlü bir değişim etkisi var.
Bu etki toplumdaki her yaş grubu ve sosyal kimliği kapsıyor.
Çocuklar, gençler, yetişkinler, ebeveynler…
Her kesim yeni gelişen teknolojilerle etkileşime geçtikçe değişimin dinamikleri harekete geçiyor.
Artık bu süreç eskisine göre çok daha hızlı ilerliyor.
Türkiye'de ilk internet bağlantısı ODTÜ'de Ankara-Washington arasında 12 Nisan 1993'te kuruldu.
2 yıl sonra, 1995'te İstanbul'da ilk internet kafe açıldı.
İlk kafenin ardından kısa sürede İnternet kafeler hızla yayıldı.
O dönemin imkanları düşünüldüğünde ilk internet bağlantısı ile ilk internet kafenin hizmete açılması arasında çok uzun bir süre yok denilebilir.
(ODTÜ'de ilk internet bağlantısı için hazırlıklar)
(Sabah Gazetesi'nde ilk internet bağlantısı haberi)
Mahalle aralarında İnternet kafelerin açılmasıyla birçok insan bilgisayar başında uzun saatler geçirmeye başladı.
O günlerde İnternet kullanıcılarının favorileri ise ICQ ve mIRC gibi chat uygulamalarıydı.
Aynı bugün telefonlarda olduğu gibi.
Zaten yeni bir kültürün toplumda yer edinmeye başlaması değişimin ilk adımlarını şekillendiriyor.
İnternet kültürünün temeli de internet kafelerde atıldı.
Sonraki süreç çok hızlı gelişti.
Kişisel bilgisayar satışları ve internet kullanıcı sayısı hızla arttı.
WEB 2.0'ın hayatımıza dahil olmasıyla birlikte çevrimiçi haberleşme uygulamalarıyla tanıştık.
Facebook devrimi de böyle başladı.
Facebook'un dünyanın en büyük nüfusuna sahip olan ülke konumundaki Hindistan'dan daha fazla kullanıcısı var.
Facebook'un kullanıcı sayısı 2,56 milyar.
Hindistan'ın nüfusu ise 1,428 milyar.
İşte Facebook bu nedenle dünyanın en büyük sanal ülkesi olarak da anılıyor.
İlk başlarda eski arkadaşları bulmak gibi bir göreve hizmet eden Facebook, zamanla eş-dostun haber akışının sıkı sıkıya takip edildiği bir platforma dönüştü.
2007'nin ikinci yarısında Türkiye'de hızla yayılan Facebook'un hızını, 2008'de iPhone 3'ün piyasa sürülmesiyle başlayan akıllı telefon furyası da destekledi.
BlackBerry ve Android işletim sistemine sahip telefonların kullanıcılarla buluşmasıyla mobil internet kullanımı ivme kazandı.
Arından sosyal medya günlük hayatın merkezine oturdu.
"Paylaş" butonu artık başka bir işlev görmeye başlamıştı.
Bu dönüşüm sadece Sosyal ağlar için geçerli değildi…
Türkiye'nin ilk E-ticaret sitesi 1996 yılında kuruldu.
2023 yılında ise ülkemizde E-Ticaretin payı 1,85 Trilyon TL'ye ulaştı.
Bugün her türlü alışveriş için internet siteleri kullanılıyor.
Pazarlamada kullanılan 360 derece konsepti ile internet hayatın her alanını çepeçevre sardı.
Yani internet yeni dünyanın düzeninde baş aktörü oldu.
Çünkü internet her alanda insanların hayatını kolaylaştırıyordu.
Fatura ödemekten, bankacılık işlemlerine, alışverişten, araç kiralamaya kadar her türlü hizmet internette ulaşılabilir hale gelmişti.
Herkesin mutabık olduğu bir konu ise değişimin en büyük itici gücünün sosyal medya olduğuydu.
Sosyal medya hayatı nasıl şekillendirdi?
Sosyal medya, coğrafi sınırları kaldırarak dünyanın farklı yerlerinden, farklı kültürlerdeki insanlarla anlık olarak iletişim kurulmasını sağladı.
Bilgiye hızlı ve kolay şekilde ulaşılmasına aracılık etti.
Kullanıcıların yeteneklerini geniş kitlelere sergilemesine imkan tanıması da sosyal medyaya olan ilgiyi artırdı.
Influncerlık gibi yeni iş alanları ve gelir kazanma yöntemleri ortaya çıktı.
Sosyal medya, influencer pazarlama gibi yöntemlerle tüketim alışkanlıklarını şekillendirmeye başladı.
Bu sürekli süreç hâlâ gelişerek ilerlemeye devam ediyor.
Sosyal medya görünüşümüzü nasıl değiştirdi?
Sosyal ağlar kullanıcıların paylaşımlarında beğenilme sayısı, yorum sayısı ve takipçi sayısı gibi değerlendirme ölçütlerinin etkisinde kalmasına ve gerçek hayattan farklı profiller çizmesine neden olabiliyor.
Yani sosyal medyanın kullanıcılarda, sürekli olarak beğeni ve onay arama isteğini artırmak gibi bir yan etkisi ortaya çıkabiliyor.
Burada Mükemmellik algısı devreye giriyor.
Çünkü sosyal mecralarda paylaşılan fotoğraflar ve videolar genellikle en iyi anları yansıtıyor.
Ayrıca sürekli başkalarının hayatlarını izlemek, kullanıcıların kendi hayatlarını onlarla kıyaslamasına neden olabiliyor.
Sosyal medya filtrelerinin estetik üzerindeki etkileri
Sosyal medyada gördükleri kusursuz görüntüler, insanları estetik cerrahi yaptırmaya teşvik edebiliyor.
Londra'da yapılan bir araştırmaya göre kadınların yüzde 90'ı sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflarda filtre kullanıyor.
Instagram 14 yaşında intihar eden bir kızın platformda estetik ameliyat filtresi ile fotoğraflarını gördükten sonra bu filtreleri kaldırma kararı almıştı.
Yakın zamanda basında yer alan haberlerde estetik cerrahlar, sosyal medya filtrelerinde gördükleri görünümlere ulaşmak isteyenlerin de kendilerine başvurduklarını ifade etmişti.
Araştırmalara göre filtrelerle oluşturulan yapay güzellik standartları, insanların kendi bedenlerini olumsuz değerlendirmelerine ve beden algısı bozukluğu (Dismorfobi) sorunları yaşanmasına neden oluyor.
İnternet ve sosyal medya, hayatın her alanına etkili bir şekilde nüfuz etmiş durumda.
Hayat artık suncuların içinde, kabloların arasında ve bilgisayarlar işlemcilerinin içinde.
"Tek bildiğim, internetin dünyayı dönüştüreceğidir."
Alfred DuPont Chandler Jr.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çip savaşları yeniden mi alevleniyor? (19.11.2024)
- ABD’NİN AFRİKALI BAKANI: ELON MUSK (15.11.2024)
- Yasaklanan röportaj! (05.11.2024)
- Ebeveynler dikkat: Tehlike çocuğunuzun tabletine sızdı (29.10.2024)
- İnternetin toplumdaki değişime etkisi (22.10.2024)
- Geleceğe hoş geldiniz! (15.10.2024)
- Bilinç bilgisayara veya başka bir insana aktarılabilir mi? (08.10.2024)
- Teknoloji insan hafızasının sonu mu? (30.09.2024)