Bilim kurgu ile gerçeğin sınırları hiçbir dönemde günümüzdeki kadar birbirine yaklaşmamıştı.
Yıllar önce sinemada izlerken ütopik bulduğumuz birçok teknoloji artık kullanımımıza sunuldu.
Çoğu zaman bu filmlerde geleceğin bir fragmanını izliyor gibiydik.
Aslında hala neyin, ne zaman hayatımıza dahil olacağını bilmiyoruz.
Ancak içinde bulunduğumuz zaman diliminde konuşulanlar bir taraftan geleceğe dair umut aşılarken, diğer taraftan da korkularımızı tetikliyor.
Bu konulardan biri de bilinç transferi mümkün mü?
İnsandan insana bilinç transferini Ryan Reynolds'ın başrol oynadığı Self/less filminde, insandan bilgisayara bilinç transferini de Johnny Depp'in başrol oynadığı Evrim filminde izlemiştik.
Evrim filminde Elon Musk'ın da küçük bir rol aldığını hatırlatmak isterim.
Avatar, Upload, Black Mirror, The Peripheral gibi yapımlarda da bilinç transferi konu alındı.
Örnekleri daha da çoğaltmak mümkün.
Günümüzde bu film sahnelerini gerçekleştirmeyi hayal edenler çoktan çalışmaya başladılar bile.
Güney Afrika kökenli ABD'li girişimci Elon Musk ve Rus girişimci Dmitri Itskov bu konuda ciddi projeler yürüten isimler arasında.
Bilim insanı Stephen Hawking, beynin bilgisayara kopyalanmasının mümkün olduğunu söylemişti.
Ancak bu o kadar kolay değil.
Beyinde yaklaşık 100 milyar nöron mevcut.
Yani dünyadaki insan sayısından 12 kat fazla nöron beynimizin içinde yer alıyor. Başlı başına bir gezegen gibi.
Kafatasımızın içinde 1,5 kilo ağırlığı olan beynimiz, vücuttaki kan ve oksijenin yüzde 20'sini kullanıyor.
Beynin o kadar kompleks bir yapısı var ki çalışma şekli hâlâ tam olarak çözülmüş değil.
Beynin 1 saniyede yaptığını gelişmiş bir bilgisayar 40 dakikada yapabiliyor.
Aynı zamanda beyin her öğrendiği bilgide yapısını yeniden değiştiriyor.
Fare beyni üzerinde gerçekleştirilen bir mikroskobik incelemede, milimetrik bir kesitteki sinir dokusunda kapsamlı bir analiz yapıldı.
Bu minik hacimde, 100 binin üzerinde nöron ve toplamda 4 kilometreyi bulan bir sinir lifi ağının varlığı tespit edildi.
İnceleme 5 ay sürdü.
O küçük beyin parçasında toplamda 100 milyondan fazla görüntüye ulaşıldı.
Elde edilen verilerin büyüklüğü ise 2 bin terabayttı.
İnsan beynine bu işlemin yapılabilmesi için ne kadar büyük bir depolama alanına ihtiyaç duyulacak bir hayal edin!
Çünkü beyindeki miyelin kaplı hücrelerin uzunluğu 150.000-180.000 kilometre arasında. (Miyelin: beyindeki sinir hücrelerini saran kılıf)
Dünya ile Ay'ın arasındaki mesafe ise 384.400 kilometre.
Peki Elon Musk ve Dmitri Itskov ne planlıyor?
Musk'ın sahibi olduğu Neuralink firması, beyne yerleştirilecek mikroçipler kullanılarak körlük ve felç gibi rahatsızlıkları tedavi etmeyi hedefliyor.
Mayıs 2023'te insan üzerinde deney yapmak için ABD'de onay alan Neuralink, beyin çipi yerleştirdikleri kişinin sadece düşünce yoluyla bilgisayar faresini kontrol ederek satranç oynadığını açıkladı.
Itskov ise insan beyninin tamamını bir bilgisayara aktararak robot beden eşliğinde bilinci yeni bir bedenle buluşturmayı hedefliyor.
Bu hedef için belirlediği tarih 2045.
İddiası ise ölümsüzlük!
Ab-ı Hayat ve insanın ölümsüzlük arayışı…
Ab-ı Hayat, efsanelerde içtiği kişiye ölümsüzlük kazandırdığına inanılan su.
"Ölümsüzlük suyu" farklı mitolojilerde yer alan ortak bir nokta.
Her kültürde bunun yer bulması ise üzerine düşünülmesi gereken bir konu.
Dmitri Itskov'un iddiası insanlık adına bir ilk değil.
Hollywood etkisi…
2023 yapımı The Creator filminde insan ile yapay zeka arasında yaşanan bir savaş konu alınıyor.
Kıyasıya devam eden insan-robot savaşında küçük bir robot çocuk en üstün ve yetenekli sürüm olarak karşımıza çıkıyor.
Hikayenin ele alınma şeklinde robotların yaptığı zulme değil, robot çocuğun başına gelenler üzerinden yakınlık kuruluyor, o çocuk aracılığıyla duygulara hitap ediliyor.
İster komplo teorisi kabul edilsin, ister edilmesin, akıldaki sorular belli:
"Gelecek senaryoları filmler üzerinden aktarılmaya mı çalışılıyor?"
İnsanların teknoloji ile birleşerek yeni bir tür haline gelmesi fikri neden bu kadar yoğun işleniyor?
Bilinç, bedenden bağımsız olarak var olabilir mi?
Her ne olursa olsun, bir sunucunun içindeki yazılımın, insanın hayattan aldığı keyfi alması ne kadar mümkün olabilir?