Türkiye’nin Baas Partisi CHP’dir

Baas Arapça'da "rönesans" veya "diriliş" anlamına gelir ama pratikteki karşılığı malumunuz, halka rağmen halkçılıktır.
Şam'ın diktatörü düşünce Suriye'deki Baas Partisi de buharlaştı.
Ne gam, CHP var!
İki haftadır CHP cephesinden gelen tepkiler, Esad kaybedince kendilerini kaybetmiş hissettiklerinin açık kanıtı değil mi?
Evlerine dönme planları yapan Suriye halkının coşkusuyla, umuduyla kederleniyor, Türkiye için bile sevinemiyorlar.
Üzüntülerini gizlemek için buldukları yöntem ise sinirli külyutmazı oynamak.
Ülkede seçim yapmayan, yüzde 6'lık kesimin desteğini ordunun gücü ve Suriye'ye doldurduğu "Şeriatçı" İran'ın devrim muhafızlarıyla tahkim ederek ayakta kalan, uyuşturucu kaçakçısı bir diktatörün devrilişine "laiklik elden gitti", "demokrasi bitti" diye ağıt yakmaları sebepsiz değil.
Çünkü Esad'ın Sosyalist Baas Partisi'nin Suriye'deki işçilerle ne kadar bağı varsa, Cumhuriyet Halk Partisi'nin de halkla o kadar bağı var.
Bu yüzen de mezhepsel ve ideolojik kemik tabanının dışına çıkamıyor, asla sandıkta çoğunluğu yakalayamıyor.
Haliyle her dönem, iktidarın yolunu açacak darbeci generallerin yolunu gözlüyor. Esad, iktidarı uğruna nasıl Suriye'nin kuzeyini bıraktığı YPG ile işbirliği yapıyorsa, CHP de Türkiye'de "Sırtımızı YPG'ye dayıyoruz" diyenlerle ittifak yapabiliyor.
Şimdi de Esad'ın tarumar olmasında kendi akıbetlerini görmeleri normal.

***

İSRAİL HEMEN VURDU AMA...
Muhalifler Şam'a girer girmez Suriye'ye saldıran İsrail apar topar Muhaberat binasını vurdu.
Suriye'den kaçmadan önce son umut herkese telefon açtığı belirtilen Esad'ın Netenyahu'dan son dileği midir bilinmez ama bir döneme ait delillerin yok edildiği açık.
Ancak Türkiye'de terör saldırıları düzenleyen ve Suriyeliler üzerinden gerçekleştirilen provokasyonlarda parmağı olan Muhaberat'ın operasyonlarına ve ilişkilerine dair tüm kayıtların yok edilmesi mümkün değil.
Önümüzdeki günlerde Suriye'den gelecek çarpıcı ifşalarla kafamızdaki puzzle'ın eksik parçaları da tamamlanmış olacak.

***

SURİYELİLERDEN DAHA İYİ Mİ BİLECEKSİNİZ?
Dünyanın dört bir yanındaki Suriyeliler onca yıl sonra ilk kez memleketlerine dönme planları yapıyor.
Suriye'den gelen görüntülerde halinden yakınan kimse yok. Sokağa çıkma yasağına rağmen şehirler sabaha kadar ayakta. Kutlamalar yapılıyor.
Gelin görün ki daha düne kadar kimyasal silahların kullanıldığı hayalet şehirlerde hayatın canlanması kimilerini ikna etmeye yetmiyor.
"Hemen sevinmeyin, durun bekleyin her şey kötü olacak" diye kehanette bulunmayı sağduyulu olmak sanıyorlar.
Evet, aslında karamsarlıklarının Suriye ile bir alakası yok. Zaten Golani'nin sakal boyu dışında ilgilendikleri başka bir şey de yok.
Genel ruh halleri bu.
Müzmin mutsuzluklarının kendilerinden kaynaklandığı gerçeğini yüzlerine vurduğu için umutlu insan görmeye tahammülleri yok.

***

SURİYE KÜRTLERİ İÇİN UMUT DOĞDU
Esad döneminde kimlik verilmeyen, mülkiyet edinme hakkı olmayan Suriye Kürtleri denize düşenin yılana sarılması misali YPG'nin kucağına düştüler.
YPG'nin yıllardır elinde tuttuğu bölgelerde hayatlarının nasıl sefil olduğunu gördük.
Gettolarda polislik yapan Yahudiler gibi, Esad'ın bölgedeki gardiyanlığını yapan YPG petrol gelirini cebe indirmekten başka bir şey yapmadı. Kürtlerin yaşadığı gettolara çivi bile çakmadı. Baskıda Esad'ı aratmadı.
Nihayet Kürtlerin önünde bir umut var.
Suriye'yi ayağa kaldırmaya çalışan yeni hükümet güçlenip YPG geriledikçe hayatları yoluna girecek.
Golani'nin "PKK ile Kürt halkımızı bir tutamayız. Terör örgütü ile Kürt vatandaşlarımız arasında büyük fark var. Kürt halkı Suriye'nin bir parçasıdır. İnşallah geleceğin Suriye'sinde Kürtler temel bir rol oynayacaklar" sözleri umut verici.
Golani'nin çıkışını "Kürtler, Araplar ve Suriye'deki diğer tüm bileşenler bu fırsattan yararlanmalıdır" diyerek karşılan Barzani'nin desteği Suriye Kürtleri için altın değerinde.