Esenyurt Belediye Başkanı'nın terör örgütü üyeliği suçlamasıyla gözaltına alınmasına ilk tepkiyi TTB verdi.
Hayır, Türk Teröristler Birliği'nden falan bahsetmiyorum; TTB, Türk Tabipler Birliği'nin açılımı.
Peki, henüz hakkındaki iddialar bile açıklanmamışken, TTB'nin kefil olduğu Prof. Ahmet Özer hekim mi?
Bizde profesör titrine "doktor"u da ekledikleri için kafanız karışmış olabilir ama cevap hayır. Ne var ki Özer, ortaya hiçbir delil koymadan Türkiye'yi kimyasal silah kullanmakla itham etmek gibi girişimleriyle tanıdığımız TBB'nin ilgi alanına girecek bir profil.
Ayrıca bildiğiniz üzere, hekim olmak TTB tarafından önemsenmeniz için yeterli de değil. Siz hiç teröristlere uygulanan tedavi protokolünü yakından takip eden TTB'nin, PKK'nın öldürdüğü hekimlerden, hemşirelerden, sağlık personelinden, kundaklanan hastanelerden, yakılan ambulanslardan falan söz ettiğine şahit oldunuz mu?
Gelelim diğer bir soruya... Meslek odaları, STK'lar ülkedeki siyasi meselelerle ilgili görüş belirtmezler mi, tavır alamazlar mı?
Belirtirler, alırlar elbette. Ama eğer dertleri demokrasiye katkı yapmaksa, hep aynı pencereden haykırmazlar değil mi? Aranızda TTB'nin bugüne kadar sağ-muhafazakar kesimin hassasiyetlerini gözeterek bir bildiri yayınladığını gören, duyan var mı?
Ayrıca siyasi tavır bir meslek örgütü için olsa olsa istisna olabilir. Türk tabiplerini temsil etmek gibi iddialı bir hedefi olan, ancak DEM'in, CHP'nin ideolojik aygıtına dönüşmüş bu sözde meslek örgütünün şu an yenidoğan çetesiyle meşgul olması gerekmiyor mu mesela?
İşinde gücünde tabiplerimiz adlarının, mesleklerinin istismar edilmesine, daha ne kadar sessiz kalacaklar?
Bu bir acayip meslek örgütünün, toplumda kendilerine yönelik tepkileri körüklediğini göremiyorlar mı?
***
TÜRKİYE'DEKİ KÂR MARJI HİÇBİR YERDE YOK
Mersin'de bir fırıncı 10 TL olan ekmeği 7 TL'ye satınca, aynı sokaktaki iki market de indirim yaparak ekmeğin fiyatını 4 TL'ye düşürmüşler. Ekmeği 7 TL'den satmaya devam edeceğini söyleyen fırıncı da İHA'ya yaptığı açıklamada "Vatandaş sayemde 4 TL'den ekmek alıyor" demiş.
Evet, sonuç 4 TL'ye satılsa bile kâr bırakan ekmeği 10 TL'ye yiyoruz.
Kimse yüzde 10, yüzde 20 kârın dönüp de yüzüne bile bakmıyor. Yüzde 100, yüzde 200 kâr etmeyen kazandım demiyor. Dahası "zarardayım" diye ağlıyor.
***
TRUMP'IN DA CUMHURİYETÇİLERİN DE SON SEÇİMİ
ABD seçimleri geldi çattı. Şimdiden 75 milyon "erken oy" kullanılmış durumda. Seçimlere katılım oranının, seçmenin yüzde 66'sının katıldığı 2020'yi geçmesi bekleniyor.
Hollywood'uyla, medyasıyla, kurumlarıyla tüm devlet aygıtı demokratların arkasında. 2016'da bu kuşatmayı yararak gelen Trump 2020'de pandemi darbesiyle koltuğu kaptırmıştı.
Şimdi şansı daha geniş kesimlere kendini, derdini anlatabilmiş olması. Dezaavantajıysa görev süresinde radikal dönüşümlere imza atamamış olması.
Ben Trump'ın Cumhuriyetçilerin alabileceği maksimum desteğe ulaşacağını düşünüyorum. Trump'ın kaybetmesi halinde de Cumhuriyetçilerin ABD'de uzunca bir süre iktidar yüzü görmeleri zor görünüyor.
***
GEZİ'NİN AĞAÇLARINA BİLE BAKAMADINIZ
Gezi Parkı'nda 13 ağaç yerinden sökülüp başka yere taşınacağı için aylarca ortalığı yakıp yıktılar.
Şimdi bu tayfanın desteklediği CHP, İstanbul'u yönetiyor.
6 yıldır İstanbul'un yeşilinin artırılması için ne yaptılar falan diye sormayacağım. Çünkü "mesele ağaç değil sen hâlâ anlamadın mı?" diyenlerin böyle bir beklentisinin olmadığını, ne kadar numaracı olduklarını biliyorum.
Ama bari eldekini koruyun arkadaş.
Dün Sabah'ta İBB'nin Gülhane Parkı'nda ve Gezi Parkı'nda onlarca ağacı kökünden kestiğine dair bir haber vardı.
Gerekçe, kısa bir süre önce Beşiktaş Ortaköy arasındaki o harika yoldan onlarca asırlık çınarı kestiklerinde söyledikleriyle aynı:
"Ağaçlar hastalanmışlar."
İyi de arkadaş, onlarca yıldır sapasağlam ayakta durup İstanbulluya gölge olan çınarlar birkaç yılda neden kanser oldu?
Cevap belli değil mi?
Bakamadınız. İlgilenmediniz.
Çünkü şehrin kaynaklarını, seçmene değil ittifak yaptığınız siyasi partilere verdiğiniz kadro-ihale vaatlerine harcamayı seçtiniz.