Ülkesinin benzersiz konumuyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etki alanı kıtalar boyunca yayılıyor. Peki Afrika'daki amacı ne?
2005 yılı Türkiye-Afrika ilişkilerinde bir dönüm noktası oldu. O dönem Türkiye'nin Afrika'da 12 elçiliği vardı. Bugün 44 elçiliği ve kta üzerinde hizmet veren Türk Hava Yolları'nın 59 rotası var.
20 yıldan bu yana Ankara hızlı bir şekilde kıtadaki ticaret, insani yardım, eğitim ve diplomasi bağlantılarını genişletti...
Türkiye, Afrika ülkelerine küresel süper güçlerden farklı olarak çekici bir yumuşak güç alternatifi sunuyor. Kendini sömürgeci geçmişi olmayan bir ülke olarak konumlandırıp bölgede artan Fransız karşıtı duyarlılıktan faydalanıyor. Türkiye'nin coğrafi pozisyonu bu etkiye katkıda bulunuyor.
Türkiye; Cezayir, Mali, Çad, Sudan, Gine, Burkina Faso, Nijer ve Gabon'da askeri varlığını artırdı. Kıtadaki diplomatik ağını güçlendirdi.
Türkiye'nin Somali ile ilişkisi Türkiye-Afrika bağlarında tartışmasız en önemlisi. Erdoğan 2011'de kimsenin uğramadığı Mogadişu'yu ziyaret eden Afrikalı olmayan ilk lider oldu. O zamandan beri Ankara en geniş denizaşırı askeri üssünü orada açtı. Afrika ülkeleri, silahlı gruplarla savaşmak için Türk yapımı insansız hava araçlarını satın alıyor.
Erdoğan'ın Türkiye'yi ikinci yüzyıla götürürken karşısındaki zorluk, Batılı ortaklarını dengelemek ve Afrika'da istikrarlı güç olma durumunu devam ettirerek etkisini sürdürmek olacak.
Evet, ben de yıllardır benzer cümleler kuruyorum ama yukarıdaki analiz BBC'den Esther Kahumbi'den alıntı.
BBC'nin bu analize yer verme sebebi, elbette Türkiye'yi takdir etmek değil, "tehlikeye" dikkat çekmek. Zira pandemide, Ukrayna krizinde ve Gazze soykırımında kimin düdüğünü çaldığı iyot gibi açığa çıktı.
Aşağıdaki satırlar ise BBC'nin fotoğrafını çektiği Türkiye-Afrika ilişkilerine dair Türkiye'deki bir gazetecinin yorumu:
"Somali hükümeti paraları ödeyemez duruma düşünce, buradan Somali'ye yardım yapılıyor. Somali o paralarla Türk işadamlarının paralarını ödüyor."
Sığlık mı, Erdoğanafobia mı dersiniz bilmiyorum... Ama Çin'in imtiyazlar için karşılıksız krediler dağıttığı, ABD'nin, Rusya'nın tulumbaya can suyu misali para akıttığı Afrika'da Türkiye'nin önündeki engellerden biri de bu "sömürge aydını" kafası.
İngiliz kurumları Türk medyasına "güvenilirlik" karnesi dağıtırken neden bu örgütlü cehaletin ekranlarını, köşelerini tuttuğu yayın organlarına notta bonkör davranıyor sanıyorsunuz?
Bana güvenecek değiller ya.
***
HAK HUKUK, GAK GUGUK
Üzerinde pek durulmadı ama İtalya Başbakanı Meloni, G7 ülkelerinin dondurulmuş Rus varlıklarından elde edilecek gelirlerle Ukrayna'ya 50 milyar dolarlık kredi sağlanması konusunda anlaşmaya vardığını duyurmuştu.
Evet, gasbın fikir babası ABD Hazine Bakanı Janet Yellen. Bu hukuken açıkça hırsızlık sayılsa da hanımefendi durumu bir çelişki olarak görmüyor.
Çünkü bu "Putin ile bir irade savaşı"ymış.
Yalnızca Putin'in iradesiyle mi? Bence açtığınız savaş, tüm insanlıkla, tarihle, medeniyet dediğimiz, onca bedel ödeyip biriktirdiğimiz ne varsa onunla.
Bu saatten sonra, kimse ağzını hukuk mukuk diye açamaz.
***
KASIMA KADAR SAVAŞ ÇIKAR MI?
Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic de Macaristan Başbakanı Orban da kasıma işaret ediyorlar. "Zor günler geliyor, dayanmalıyız" diyorlar.
ABD seçimlerinden bahsettikleri açık.
Peki ne olacak?
Evet, Biden'ı iktidarda tutmak isteyenlerin seçime savaşla girmesinden korkuyorlar. Putin'in 20 yıl sonra Kuzey Kore'ye gitmesi, pamuk ipliğinin inceldiği yere doğru yürüdüğümüzün en ciddi göstergesi.
***
KAVİMLER GÖÇÜ
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, dünya genelinde mülteci sayısının nisan ayı sonunda 120 milyona ulaştığını açıkladı.
Yeni veriler, savaş ve şiddetin küresel ölçekte tırmanması ve doğal afetlerin artmasıyla birlikte, ülkelerinden kaçan ya da kaçmak zorunda kalan insanların 2023 yılı sonunda 117.3 milyonu bulduğunu gösteriyor.
Küçük faşist partilerin "nihai çözümlerine" cevap yetiştirmeyi bırakıp meseleyi esaslı şekilde tartışmaya başlamanın zamanı geldi.