Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin ve Reisi gibi liderlerle sohbet ederken çekilen fotoğrafı konuşuluyor.
Fotoğraf altı açıklamaya ihtiyaç duymadan atmosferin ruhunu yakalamayı başaran bu kareyi kim çektiyse tebrik etmek lazım.
Erdoğan sanki ev sahibiymiş gibi masaya hâkim. Pürdikkat kesilmiş liderlerin gülen yüzüne bakılırsa ilgi çekici bir şeyler anlatıyor.
Nasıl diyorlar... "Çok rahat, çok profesyonel."
Erdoğan'ın imajının zirvesinde bıraktığı ŞİÖ temaslarının ardından ABD'ye gideceği düşünülürse fotoğrafın mesajı daha da güçleniyor... Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, "Türkiye'nin dünyada Rusya ile konuşan tek güç olmasını kim ister?" yakınmasının yersiz olmadığı da anlaşılıyor.
Dış politikada rüzgâr gibi esen, denge siyasetinin manifestosunu yazan Erdoğan'ın bugün rakiplerince bile takdir edilen pozisyonu rastlantı değil. 20 yıllık bir dış politika deneyiminin eseri. Erdoğan zaman zaman savaşın eşiğine geldiği rakiplerini yakından tanıyor. Samimiyeti ve güvenilirliği sayesinde muhataplarının kişisel saygısını kazanmayı biliyor. Önüne çıkan fırsatları uzun vadede değerlendirmeyi başarıyor.
Putin'in dün yaptığı, "Türkiye, Rusya'dan doğalgaz sevkiyatları için Avrupa da dahil en güvenilir rotalardan biri haline geldi. Türkakım sorunsuz bir şekilde çalışıyor" şeklindeki açıklama da Erdoğan'ın son hamlesinin başarıya ulaştığının göstergelerinden.
Bir anlığına o masada Türkiye Cumhuriyeti'ni temsilen Mansur Yavaş'ın falan oturduğunu düşünsenize? Kemal Bey kızmasın, ne yapayım, muhalefetin Erdoğan karşısında en şanslı gördüğü adayı o.
Sizce tanınmaması için tartışmalardan, TV röportajlarından, uzun konuşmalardan özenle uzak tutulan Yavaş nasıl bir performans sergilerdi? Erdoğan'ın yerini doldurabilir miydi?
Bu hayali rasyonel siyasi bir proje olarak gerçekleştirmek için yan yana gelmiş muhaliflerin kendilerine verdikleri cevabı merak ediyorum.
Bunun Türkiye için daha iyi olacağına mı inanıyorsunuz gerçekten?
***
Şİ CİNPİNG NEYİN KAFASINI YAŞIYOR?
Şanghay Zirvesi'nde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ortalarda görünmemesi dikkat çekiciydi.
Sadece Erdoğan ve Putin gibi liderlerle bire bir görüşen Cinping, Özbekistan Cumhurbaşkanı'nın liderlere bizzat mihmandarlık ettiği şehir gezisine katılmamış. Geleneksel akşam yemeğine de inmemiş, odasında yemiş. Hatta toplu fotoğraf çekiminde kareye bile girmemiş.
Sebebi ise Çin'in sıfır Kovid politikasıymış. Çin devleti adeta "Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan" diyor... DSÖ bile "Gribe çevirdi, pandemi bitti" falan diyerek kıvırırken, pandeminin olağanüstü halinin konforunu terk etmek istemiyor.
Bulmuşlar milyonları zapturapt altına almanın, gir deyince eve sokmanın, çık deyince uygun adım yürütmenin yolunu, bırakırlar mı?
Trump "Çin virüsü" derken de ironi yapmıyormuş değil mi?Bu arada Cinping'in kafasını birkaç ay önce muhtemelen siz de yaşıyordunuz, şimdi ne hissediyorsunuz?
Özlemiyorsunuzdur umarım.