Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP'den kesin ihraç talebiyle disipline sevk edilmiş.
Gerekçe olarak Özcan'ın meclis toplantısında el kaldıran AK Partili Hacer Çınar'a, "Bana niye el sallıyorsunuz, ben evli barklı adamım, ayıp oluyor" demesi ve Çınar'a söylediklerinden dolayı yapılan protestoya dans ederek karşılık vermesi gösterilmiş.
Özcan'ın daha önceki benzer cinsiyetçi çıkışları ya da kentteki yabancılara yönelik ırkçı, ayrımcı icraatları neyse de bu CHP Genel Merkezi'ne çok ağır gelmiş demek.
Ancak biliyoruz ki Özcan'ın Genel Merkez'in hışmına uğramasının asıl sebebi Kılıçdaroğlu ile ilgili eleştirileri...
"Önümden çekilin" diyen Genel Başkan'ını Twitter'da açıkça Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "aday ol" resti karşısında pasif kalmakla, "iddiasız" olmakla eleştirmesi.
Hatta daha ileri gidip "Beni aday gösterin, kazanıvereyim" demesi.
Dün sosyal medyada Sezgin Tanrıkulu gibi 'CHDP'lileri bağrına basan partinin Özcan'a tahammül edemediğini söyleyenler çoğunluktaydı.
Peki Özcan bundan sonra ne yapar?
İyi Parti'ye mi gider?
Evet, Özcan, Kılıçdaroğlu'nun Aleviliğini sosyolojik tespit ayağına hatırlatan, kameralar önünde millete ana bacı söven vekillerin ihraç edilmek şöyle dursun el üstünde tutulduğu İyi Parti ile bir kan uyuşmazlığı yaşamaz.
Ne var ki CHP'nin içindeki adaylık yarışına karışarak fazlasıyla "risk alan" Akşener, Kılıçdaroğlu'na karşı bu kadar açık hamle yapamaz.
Görüşlerini aldığım CHP kaynakları da, zaten Özcan'ın böyle hedefinin olmadığını, "Başkanın yükselen popülist dalgayı yakaladığına emin olduğunu" söylüyorlar.
Konuştuğum Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül ve pusuda bekleyen Kemal Bey küskünlerinin de kendisine hiçbir itirazı yok...
İyi Parti tabanı, Ümit Özdağ'ın sosyal medyadaki destekçileri de arkasında.
Özcan adaylıkta bir şansı olmasa da bu kitlenin birleştirici lideri olup Bolu Beyliğinden daha fazlasını kazanabilir.
***
STOLTENBERG BİR ŞANS
Dünya basını, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in İsveç Başbakanı Magdalena Andersson'ı Harpsundssjön Gölü'nde baş başa kayık gezisine çıkarmasını konuşuyor.
Norveçli Genel Sekreter Stoltenberg, centilmen olduğu kadar makul de bir adam.
Paktın Türkiye'yle ilişkileriyle ilgili önyargılı bir tutum sergilemiyor. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan'la sıcak ilişkisinden olsa gerek çoğu zaman yanımızda duruyor.
Geçen gün de Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyeliğine dair endişelerini ciddiye aldığına dair yaptığı açıklamada "Turkey" şeklindeki telaffuzunu "Türkiye" şeklinde düzelterek ciddiyetini yine gösterdi.
Ay sonunda Madrid'de toplanacak NATO Zirvesi'nde onun gibi bir ismin olması bence büyük şans.
***
ALLAH İÇİN KONUŞ PAPA!
Papa Frencesco, Rusya- Ukrayna Savaşı ile ilgili "Bu savaş belki de provoke edildi veya önlenmedi" demiş.
"Kırmızı Başlıklı Kız şablonundan uzaklaşmalıyız. Bu hikâyede Kırmızı Başlıklı Kız iyi, kurt ise kötüdür. Küresel bir şey ortaya çıkıyor ve her şey birbirine dolaşmış durumda" diyen Papa'ya kızan çok.
New York Times başta olmak üzere ABD merkez medyası, kendisini "Putinci" ilan ederken Papa'nın yanlış anlaşılmaktan çekinmeyerek hakkaniyetli davranması takdire şayan.
Putin yumuşayıp Papa'nın Moskova'ya gelme talebine cevap verir ve ona Nobellik bir pas atar mı bilmiyoruz ama küresel medyanın Vatikan'daki pedofili dosyalarını raftan indirmesi an meselesidir, demedi demeyin!