7'li koalisyon masasının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer'i ziyaret etmiş. 7 yılık cumhurbaşkanlığı süresince bir kez bile tebessüm ettiğini görmediğimiz Sezer, görüşme sonrasında gazetecilere gülücükler dağıtıyordu. Mutlu bir şekilde, "Kılıçdaroğlu'nu destekliyorum,kendisine başarılar diliyorum" dedi. Ben cumhurbaşkanı adayı olsaydım Sezer'in beni desteklemesini istemezdim. Hatta yan yana fotoğraf bile vermezdim. Nedenine gelince...
Bu ziyaret beni ister istemez 2000 yılına götürdü. BülentEcevit'in gördüğü bir rüya üzerine dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu. Halktan ve halkın değerlerinden kopuktu. İnsanlardan kaçar, hiç ortalarda görünmez, ses tonunu bile kimse bilmezdi.
Türkiye, Sezer döneminde en büyük siyasi ve ekonomik krizleri yaşadı. Başbakan Ecevit'e Anayasa kitapçığını fırlatarak cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinin fitilini ateşledi. Bu kriz sonrası Sezer'e "Nankör kedi" diyen Bülent Ecevit ve yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın sarf ettiği sözler, devletin tepesindeki depremin etkisini daha da derinleştirdi. Akıllarda kalan tek icraatı, PKK'lı ve DHKP-C'li teröristleri affetmesiydi.
GÜNDEMDEN KOPUKMUHALEFET
Şimdi 7'li koalisyon masasında 2001 yılındaki krizlere benzeyen siyasi tartışmalar yaşanıyor. Bütün liderler birbirini "Nankörkedi" diyerek suçluyor. Bunların başında, vekil transferiyle siyasette Meral Akşener'in önünü açan Kılıçdaroğlu geliyor. "Yapay zekâ" nasıl teknolojiyi ele geçirdiyse "yapay siyaset" de Türkiye siyasetini ele geçirmiş durumda. Ama bizim bazı siyasetçilerin mantıklarının, yapay zekânın da çok gerisinde olduğunu görüyoruz.
7'li koalisyon masasının gündeminin Türkiye'nin gerçek gündemiyle uzaktan yakından ilgisi yok. Türkiye tarihinin en bilgisiz siyasetçisi unvanını almaya çok yakın olan Kılıçdaroğlu, her gün pot üstüne pot kırıyor. Son olarak Konya'yı ülke ilan etmiş. Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nun gündemini yapay zekâ bilgisayar programları belirleseydi emin olun bundan daha kötü olamazdı.
HDP'DEN SKANDALBİLDİRİ
7'li koalisyon masasında ne yaptığını bilen, yapay zekâya ihtiyacı olmayan tek parti HDP. Bütün planlarını adım adım masaya dayatıyor. PKK'nın siyasi kanadı olduğunu saklamayan HDP, dün seçim bildirgesini açıkladı. PKK'lı teröristler için saygı duruşuyla başlayan toplantıda sürekli bölücü bir dil kullanıldı. Kandil ağzıyla hazırlanmış bu seçim bildirgesine CHP kanadından da olumlu sinyaller geldi. İyi Parti'den ses yok. Zaten itiraz edecek tek adam da çarşamba günü istifa etmişti. Diğer 4 partiyi ise artık ciddiye alan kalmadı. Peki neler var bu bildiride?
Türkiye'nin güneyinde Suriye ve Irak'ta operasyonlar duracak. Yani sınırımızda kurulacak ABD ve PKK destekli bir kukla devlete ses çıkaramayacağız.
Müebbet hapis cezası alan siyasi tutuklular salıverilecek. Yani başta Öcalan olmak üzere FETÖ, PKK, DHKP-C gibi müebbet hapis cezası alan terör örgütü yöneticileri serbest bırakılacak.
Türkiye'nin terörle mücadelesine "işgal" sıfatı kullanılırken, yerel yönetimlerde "özerklik" meselesi de unutulmamış. Bildirideki skandal maddeler böyle uzayıp gidiyor.
Asılda bu bildiri çok sürpriz olmadı. Zaten CHP ile HDP arasındaki pazarlıklar da bu bildiri üzerinden yapılmıştı. Aylardır 14 Mayıs seçimlerinin varlık ve yokluk meselesi olduğunu yazıyorduk. Nedenini şimdi anladınız mı?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.