‘Hayaleti bastırırsan daha beter hortlar’
Sözü seçilmiş ABD Başkanı Trump'ın siyasi dengeleri alt eden Kanada, Grönland ve Panama Kanalı'na ilişkin dünyanın kafasını karıştıran açıklamalarına getirmek istiyorum. Özellikle de Grönland'a... Grönland dünyanın birçok ülkesine giden bir gazeteci için bile görme ihtimali istisna olan bir yer. Sadece coğrafya derslerinden bilinebilir.
Trump gözünü oraya dikince Grönland bir anda dünyanın bir numaralı gündemi oldu. Trump'ın ağzını sulandıran stratejik önemi, yeraltı zenginlikleri, iklim değişikliği nedeniyle gelecekteki önemi tartışılmaya başlandı. Bir anda Grönland kıymete bindi.
Tekrar diziye dönersek, pandemi döneminde Borgen diye Danimarka yapımı siyasi bir dizi izledim. Siyasi diziler arasında House Of Cards'la yarışacak kadar iyi bir diziydi. Dizinin bir bölümünde Danimarka'nın 300 yıl önce sömürgeleştirdiği Grönland'da, ABD'nin tıpkı Guantanamo Kampı benzeri Afganistan'dan kaçırıp sorguladığı insanlar anlatılıyordu. Tam bir siyasi skandaldı. Orada ABD'nin askeri üssü vardı ve Danimarka derin devletinin de bilgisiyle ABD insanlık dışı sorgulamalar yapıyordu. Bundan da ne Danimarka başbakanının ne de siyasetçilerin haberi vardı.
Haberi medyaya sızdıran istihbarat subayı, ABD'yi kastederek şöyle diyordu: "Topraklarımızı keyiflerince kullandılar..."
İşin ilginç tarafı, Danimarka ile Grönlandlılar arasında da benzer eşitsiz bir ilişki vardı. Özerk bir yönetime sahip Grönland'ın başbakanının hiçbir yetkisi olmadığı gibi halkı da perişandı. Öyle ki Grönland'da intihar oranının yüzde 20 civarında olduğu, halkın da umudunu yitirdiği anlatılıyordu.
Dizinin o bölümü bir Grönland atasözüyle başlıyordu: "Hayaleti bastırırsan daha beter hortlar."
Herhalde bugünlerde Grönland'ın üzerinde Trump ve Elon Musk'ın hayaletleri boşuna dolaşmıyor. Danimarka dâhil AB ülkeleri yüzyıllardır güç kullanarak zenginliklerine zenginlik kattı ve sömürgelerindeki insanları iliklerine kadar sömürdü. Şimdi kendilerinden daha güçlü biri çıkınca elleri ayaklarına dolandı.
Oysa yüzyıllardır AB ülkeleri başka ülkelerin içişlerine karıştılar, ayaklanmaları körüklediler, Soros'un turuncu devrimlerine açık açık destek verdiler, terör örgütlerini özgürlük savaşçısı ilan ettiler ve bununla da yetinmeyip bütün insani değerleri yerle bir ederek İsrail'in soykırımına, Filistin'i, Lübnan'ı işgaline ses çıkarmadılar.
Şu hâle bakın, dünyanın en güçlü "Tekno Feodal" beyi Elon Musk'ın, İngiltere ve Almanya'da iktidarların değişmesini istemesi aslan sömürgeciler paniğe sürükledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, "Dış güçler demokrasimizi baltalıyor" derken Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier onu tamamlıyor: "Dış güçler Alman demokrasisine müdahale ediyor."
İngilizler de feryat figan aynı şeyi söylüyor. Çok üzüldük(!) Afrika ve Ortadoğu bir yana, Türkiye, Brezilya, Ukrayna ya da Gürcistan gibi ülkeler "dış güçler" dediğinde umurlarında değildi. İçerideki Batıcıların da pek sesi çıkmıyor. "Dıj güçler" diye dalga geçmeyecek misiniz?
Etme bulma dünyası işte... Trump'ın son çıkışları ve Avrupa'nın ırkçılarına açık destek verilmesi dünyayı nasıl bir çılgınlığa sürükleyecek bilinmez ama en azından Batı'nın ikiyüzlülüğünü açığa çıkarması, zalimler karşısında sokağa dökülen Avrupa halkları açısından fena olmayacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Ben Nobel’imi Devlet Bahçeli’den aldım’ (09.01.2025)
- AK Parti kongreleri ve yeni siyasi aktörler (07.01.2025)
- Ferdi Baba (05.01.2025)
- CHP’li bir aydının ‘çözüm’ çaresizliği (04.01.2025)
- Çözüm ‘dağ’da değil ‘ova’da... (03.01.2025)
- Bir ‘isyan’ örgütünün sonu (02.01.2025)
- DEM Parti’nin tarihi sınavı (31.12.2024)
- İmralı görüşmeleri DEM ile PKK için son fırsat (29.12.2024)
- ‘Karşında genel başkan var, böyle konuşamazsın...’ (28.12.2024)
- ‘Rejim kızlarımızın namusunu çiğnediğinde neredeydiniz?’ (27.12.2024)