Türkiye yeni bir yıla umut verici gelişmelerle giriyor. Biri son 13 yıldır ağır bedeller ödediği Suriye meselesinin "mutlu" sona ulaşması, diğeri de son 40 yıldır yine Suriye kaynaklı PKK terörünün sonlandırılma ihtimali...
İlki büyük oranda gerçekleşti sayılır. İkincisinde ise beklenen kritik adımı Öcalan attı. Yaptığı açıklamayı birileri eleştirse de Öcalan, son 20 yılda birkaç çözüm girişimini heba eden örgütüne işin bam telini anlatan tespitler iletti:
"Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır.
Sayın Bahçeli'nin ve Sayın Erdoğan'ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim."
Ortada acil ve ertelenmeyecek bir sorun olduğunun altını çiziyor ve kendisinden talep edilen "silahları bırakma ve örgütü feshetme" konusunda da "ehil ve kararlı" olduğunu söylüyordu.
Herhalde bir önceki süreçlerden ağzı yandığı için bu kez daha temkinli yaklaşıyor. Ama şunu söylemeyi de ihmal etmiyor: "Pozitif adımı atmaya ve çağrı yapmayı hazırım."
Bu açıklamalara içeriden marjinal muhalefet partileri dışında negatif yaklaşan yok. Özellikle MHP'den gelen ilk açıklamalar olumlu. Asıl merak edilen ise başta Kandil olmak üzere Öcalan'ın kurduğu örgütlerin vereceği cevap. Her ihtimalde Kandil'den birkaç çatlak ses gelebilir. Ama bu dönem, DEM Parti'den çatlak ses çıkıp çıkmayacağı daha önemli. Hatırlayın, 2013'teki çözüm sürecine başından itibaren karşı çıkan, hatta Suriye'deki kanton devrimi uğruna süreci heba eden Kandil ve HDP işbirliğiydi. Hatta bugün Öcalan'la görüşmeyi yapan Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ikilisi de bu işin içindeydi. Özellikle Önder'in katkısı ve Demirtaş'ın çabasıyla yaygınlaşan "Seni başkan yaptırmayacağız" kampanyası ve arkasından gelen hendek kalkışması ciddi bir kırılma noktasıydı ve unutulmadı. Şunu da hatırlatmakta yarar var: O dönemde Öcalan açık açık, KCK operasyonlarının, Paris'te PKK'lı 3 kadının öldürülmesinin, Uludere katliamının arkasında FETÖ ve küresel merkezler olduğunu söylediği halde HDP yönetimi bunları hiç dikkate almadı.
Şimdi aynı rolü bir kez daha oynarlar mı bilemem ama bu süreç DEM Parti açısından tarihi bir sınav niteliğinde. Bir kez daha bu sürecin sabote edilmesinde rol oynarlarsa tarih onları affetmez. Dikkatinizi çekmiştir, MHP Lideri Devlet Bahçeli de özellikle Öcalan ve DEM Parti'yi adres göstermişti. Bu siyasetin önünü açan, "Teröre son verin, gelin her şeyi konuşalım" yaklaşımıydı. Aslında Kürt meselesi açısından tarihi adımların atıldığı, ret ve inkâr politikalarının terk edildiği AK Parti döneminde PKK'nın "terör ve şiddet" yöntemini bir siyaset aracı olarak kullanmasının makul ve mantıklı hiçbir nedeni yoktu. Büyük oranda küresel ve bölgesel merkezlerin talebi vardı.
Herhalde artık DEM Parti yüzde 50'nin üstünde oy aldıkları, iki dilli belediyeciliğin yapıldığı şehirlerde hendek kazılarak "özyönetim" kurulamayacağını ve ABD emperyalizminin dolduruşuyla Suriye'de de bir "sosyalist devrim" yapılamayacağını görmüştür.
Bu yüzden bugünlerde başlayan yeni süreci yönetmede DEM Parti tarihi bir sınav verecek. Çünkü onların şiddetin devreden çıkmamasında ciddi rolleri var. Yakın geçmişte, "Sakın şiddetten vazgeçmeyin" diyen sivil siyasetçiler ve aydınlar vardı ve onlar tıpkı darbecilere davetiye çıkaran siviller gibi kötü bir rol oynadı. Bu gerçeği artık Kürtlerin de görmesi gerekiyor. Oy verip, "Sorunlarımızı Ankara'da çözün" dedikleri hâlde, onlar her defasında iradelerini Kandil'e teslim etti, bunun bedelini de ağırlıkla onlara oy veren Kürtler ödedi.
Umarız, "Eski süreçlerden çok daha umutluyum" diyen Sırrı Süreyya Önder ve arkadaşları bu kez tarihin doğru yerinde durarak şiddetin sona ermesinde ciddi rol oynarlar.
İlki büyük oranda gerçekleşti sayılır. İkincisinde ise beklenen kritik adımı Öcalan attı. Yaptığı açıklamayı birileri eleştirse de Öcalan, son 20 yılda birkaç çözüm girişimini heba eden örgütüne işin bam telini anlatan tespitler iletti:
"Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır.
Sayın Bahçeli'nin ve Sayın Erdoğan'ın güç verdiği yeni paradigmaya ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim."
Ortada acil ve ertelenmeyecek bir sorun olduğunun altını çiziyor ve kendisinden talep edilen "silahları bırakma ve örgütü feshetme" konusunda da "ehil ve kararlı" olduğunu söylüyordu.
Herhalde bir önceki süreçlerden ağzı yandığı için bu kez daha temkinli yaklaşıyor. Ama şunu söylemeyi de ihmal etmiyor: "Pozitif adımı atmaya ve çağrı yapmayı hazırım."
Bu açıklamalara içeriden marjinal muhalefet partileri dışında negatif yaklaşan yok. Özellikle MHP'den gelen ilk açıklamalar olumlu. Asıl merak edilen ise başta Kandil olmak üzere Öcalan'ın kurduğu örgütlerin vereceği cevap. Her ihtimalde Kandil'den birkaç çatlak ses gelebilir. Ama bu dönem, DEM Parti'den çatlak ses çıkıp çıkmayacağı daha önemli. Hatırlayın, 2013'teki çözüm sürecine başından itibaren karşı çıkan, hatta Suriye'deki kanton devrimi uğruna süreci heba eden Kandil ve HDP işbirliğiydi. Hatta bugün Öcalan'la görüşmeyi yapan Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ikilisi de bu işin içindeydi. Özellikle Önder'in katkısı ve Demirtaş'ın çabasıyla yaygınlaşan "Seni başkan yaptırmayacağız" kampanyası ve arkasından gelen hendek kalkışması ciddi bir kırılma noktasıydı ve unutulmadı. Şunu da hatırlatmakta yarar var: O dönemde Öcalan açık açık, KCK operasyonlarının, Paris'te PKK'lı 3 kadının öldürülmesinin, Uludere katliamının arkasında FETÖ ve küresel merkezler olduğunu söylediği halde HDP yönetimi bunları hiç dikkate almadı.
Şimdi aynı rolü bir kez daha oynarlar mı bilemem ama bu süreç DEM Parti açısından tarihi bir sınav niteliğinde. Bir kez daha bu sürecin sabote edilmesinde rol oynarlarsa tarih onları affetmez. Dikkatinizi çekmiştir, MHP Lideri Devlet Bahçeli de özellikle Öcalan ve DEM Parti'yi adres göstermişti. Bu siyasetin önünü açan, "Teröre son verin, gelin her şeyi konuşalım" yaklaşımıydı. Aslında Kürt meselesi açısından tarihi adımların atıldığı, ret ve inkâr politikalarının terk edildiği AK Parti döneminde PKK'nın "terör ve şiddet" yöntemini bir siyaset aracı olarak kullanmasının makul ve mantıklı hiçbir nedeni yoktu. Büyük oranda küresel ve bölgesel merkezlerin talebi vardı.
Herhalde artık DEM Parti yüzde 50'nin üstünde oy aldıkları, iki dilli belediyeciliğin yapıldığı şehirlerde hendek kazılarak "özyönetim" kurulamayacağını ve ABD emperyalizminin dolduruşuyla Suriye'de de bir "sosyalist devrim" yapılamayacağını görmüştür.
Bu yüzden bugünlerde başlayan yeni süreci yönetmede DEM Parti tarihi bir sınav verecek. Çünkü onların şiddetin devreden çıkmamasında ciddi rolleri var. Yakın geçmişte, "Sakın şiddetten vazgeçmeyin" diyen sivil siyasetçiler ve aydınlar vardı ve onlar tıpkı darbecilere davetiye çıkaran siviller gibi kötü bir rol oynadı. Bu gerçeği artık Kürtlerin de görmesi gerekiyor. Oy verip, "Sorunlarımızı Ankara'da çözün" dedikleri hâlde, onlar her defasında iradelerini Kandil'e teslim etti, bunun bedelini de ağırlıkla onlara oy veren Kürtler ödedi.
Umarız, "Eski süreçlerden çok daha umutluyum" diyen Sırrı Süreyya Önder ve arkadaşları bu kez tarihin doğru yerinde durarak şiddetin sona ermesinde ciddi rol oynarlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- BİLSEM sonuçları belli oldu mu? 2025 BİLSEM ön değerlendirme sonuç takvimi...
- Mevduat faiz oranları bankalarda güncellendi! 500 bin TL’nin yeni getirisi ne kadar?
- AÖF final sınavları ne zaman? 2024-2025 AÖF sınav giriş belgesi erişime açıldı mı?
- Göbek yağları, basen... Yağlı bölgeleriniz anında eriyecek! Uzmanından 3'lü beslenme reçetesi
- AUZEF sınav sonuçları ne zaman açıklanacak, hangi tarihte? AUZEF sınav sonuçları nereden öğrenilir?
- Akaryakıt fiyatları 6 Ocak 2025 | Gece yarısı tabela değişiyor! Benzine zam mı gelecek?
- HMPV nedir, belirtileri neler? HMPV virüsü Türkiye'de görüldü mü, COVID-19’a benzer mi?
- SSK, Bağ-Kur'lunun en düşük maaşına REFAH ZAMMI! 15.000 TL taban aylık yolda: SGK girişi 2008 öncesi ve sonrasına...
- Van'da okullar tatil mi? Bugün okul var mı, yok mu? 6 Ocak MEB-Valilik kar tatili olan iller...
- Meteoroloji hava durumu raporu 6 Ocak | Ülkeyi lodos vurdu, kar hemen ardından geliyor: 15-16 dereceye kadar…
- Kabine Toplantısı ne zaman, saat kaçta? 6 Ocak 2025 Kabine gündeminde hangi konular var?
- Fenerbahçe-Hatayspor maçı bugün saat kaçta? 5 Ocak Pazar Fenerbahçe maçı hangi kanalda, şifresiz mi?