Geçmişten günümüze devletleri içeriden ve dışarıdan çökertmek isteyen farklı kılıklara girmiş onlarca terör örgütü gelip geçti. Kanlı sonuçlara yol açan, ağır bedeller ödetenler de oldu, kısa sürede yükselip hızla kaybolanlar da. Ama hiçbiri Türkiye'nin başına bela edilen FETÖ kadar dini ve insani değerleri sinsice kullanıp aynı anda ihanete, vahşete, ikiyüzlülüğe imza atarak küresel çapta etkili olmadı.
Onu böylesine etkili küresel boyuta taşıyan da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı'nın patronu ABD emperyalizminin soğuk savaş dönemi stratejik hesaplarının bir aparatı olarak seçilmesiydi. Bir Gladyo yapısı olarak inşa edildi. İngiltere'den İsrail'e Batı cephesinin o yapıyı sahiplenmesi de tesadüf değil.
Türkiye merkezli olması, Türkiye'yi hedefe koyması ve örgütün dünyanın 170'i aşkın ülkesinde varlık göstermesi de bilinçli bir seçimdi. Pakistan ve Irak gibi birçok ülkede benzer örgütler devreye sokuldu ama hiçbiri Türkiye'den çıkan FETÖ kadar etkili olmadı. Bunda kuşkusuz Türkiye'nin tarihsel derinliği kadar İslam ve azgelişmiş ülkeler için rol model oluşunun etkisi büyük. FETÖ tam da bu nedenle küresel emperyalizmin özelbir projesiydi.
Ölümü elbette örgüt içinde bir sarsıntıya yol açacak, son dönemde çok gündeme gelen örgüt içi ayrılıklar da tartışılacak, hatta ayrılıp gidenler bile olacak. Ancak Batı emperyalizmi, CIA-MOSSADMI6 ve BND gibi istihbarat örgütlerine adam yetiştiren, dahası bulunduğu 178 ülkenin devlet kurumlarına sızan böylesine kullanışlı bir yapıdan asla vazgeçmez.
Şu anda FETÖ içinde birbirini yerden yere vuran, darbecilik ve hırsızlıkla suçlayan, derin bir iktidar kavgasına tutuşan 4-5 gruptan söz ediliyor. Avrupa kanadı, Şeffafçılar, Ankara grubu ve MustafaÖzcan grubu gibi...
En etkilisi ise örgütün kasasını ve mahrem imamlarını elinde tutan Mustafa Özcan ile Cevdet Türkyolu ikilisi... Bu güç nedeniyle Özcan'ın FETÖ elebaşı Gülen'in yerine geçmesi ihtimalinden söz edildiği gibi tam tersine, onun gaddar olduğu, parasal ilişkilere girdiği, darbeciliği ve tabanda sevilmediği nedeniyle olmayacağı da söyleniyor. Bu da daha dini yanı ağır basan, arka planda Mustafa Özcan'ın olduğu bir "kukla" ismi öne çıkartıyor.
FETÖ'cü Suat Yıldırım, AbdullahAymaz, kız kardeşinin damadı AdemKalaç bu isimlerden bazıları.
Başına kim gelirse gelsin, Türkiye'nin mücadelesiyle zaten kan kaybeden bu ihanet şebekesi, Gülen'in ölümüyle biraz daha sendeleyecek. Gülen kadar şeytani bir aklı bulmaları da zor. Yeni yapılanma da kısa sürede bitmeyecek. Hatta bitmemesi için hem CIA-MOSSAD gibi kirli yapılar hem de örgütten beslenen geride kalanlar farklı yönetmelerle kasetlerini, konuşmalarını çok daha "kutsal" hâle getirerek yeni bir çıkış planlayacaklar.
Gülen kadar etkili olmasalar da bu hamle hafife alınmamalı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın tespiti ve çağrısı gibi çok yönlü mücadeleye devam edilmeli: "Bu karanlık örgütün lideriölmüştür. Bu ölüm haberi bizi rehavete,gevşemeye itmeyecektir. Buörgüt, milletimizin tarihinde, türüneender rastlanan bir tehdit odağıolmuştur. Binlerce gencimizi, kutsaldeğerler adına kandırarak saflarınakatmış, bu gençlerimizi kendivatanlarına, milletlerine, kutsaldeğerlerine ihanet eden bir makineyedönüştürmüştür. Bu insanlarşimdi yurtdışında, istihbarat servislerininellerinde büyük bir zilletiçerisinde kendi ülkelerine, milletlerineve değerlerine karşı birsilah olarak kullanılmaktadır. Buölüm vesilesiyle, artık onların üzerindekibüyünün kalkmış olmasılazım... Kendilerini gittikleri ihanetdolu bu yanlış yoldan vazgeçmeye;devletleri, milletleri aleyhine karşıçalışmaktan vazgeçmeye davet ediyorum."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.