Eğitim meselesi, halledilmeyen memleket meselelerinin başında geliyor. AK Parti 21 yılda eğitim altyapısı alanında ciddi adımlar atsa da ezberci eğitim modelini, çağın gereklerine uygun bir biçimde değiştiremedi. Bu alanda birkaç girişim yapılsa da sonuç etkili olmadı. Sadece küresel bir ölçüm sistemi olan PISA verileri bile -son yıllarda artsa da- parlak değildi ve Türkiye bu eğitim sistemiyle ne dünyayla yarışabilirdi ne de küresel kuşatmalara karşı ayakta kalabilirdi. Başkan Erdoğan da uzun iktidarı döneminde sık sık sanat, kültür ve eğitim alanlarındaki başarısızlığa dikkat çekiyor ve "köklü reform" ihtiyacını seslendiriyordu.
Nihayet Milli Eğitim Bakanı YusufTekin, bir süre önce 2014 yılındanberi bakanlık bünyesinde hazırlanan"köklü eğitim reformu"yla ilgiliilk adımı attı ve "Türkiye Yüzyılı,Maarif Modeli, KöklerdenGeleceğe" başlıkla reform çalışmasınıkamuoyuna duyurdu.
Türkiye'de siyasi kutuplaşma varken, bu kutuplaşmanın bam teli eğitim reformunun tartışılması da doğaldı. Ancak doğal olmayan bu tartışmanın bizzat kutuplaşma üzerinden yapılmasıydı.
İşte birkaç örnek:
Araştırmacı yazar Bekir Ağırdır:"Kim tarafından nasıl ve hangihedeflerle hazırlandığı belli olmayanson derece gerici bir eğitimstratejisi metniyle karşı karşıyayız." Prof. Dr. Emre Kongar:"Erdoğan/AKP iktidarı, siyasal gücünüve halk desteğini hızla kaybederkenbir yandan 'Yumuşama istiyorum'diyor ama öte yandan da toplumu gerigötürmeye yönelik baskı ve zorlamalarınısüratle artırıyor. 'Türkiye YüzyılıMaarif Modeli' de böyle bir zorlamaörneği."
Gördüğünüz gibi ortada metnin içeriğine ilişkin bir eleştiri yok. Büyük ihtimalle AK Parti'nin iktidar döneminde hazırlandığı için "gerici ve baskıcı" damgası vurmak, "tartışma" sayılıyor.
Aslında bu yaklaşım inanılır gibi değil. Çalışmayı hazırlayan bir bürokrat bu durumu şöyle özetledi: "Programa hiç bakmadan eleştiriyorlar..."
Dün de bugün de dünyanın en çağdaş, en ilerici yasasını da getirseniz fark etmiyor. Çünkü 1950'deki Menderes iktidarına "karşı devrim" diyen, darbelere gülücükler gönderen "çağdaş" aydın zihniyeti hâlâ etkin ve hiç değişmiyor. İflah olacakları da yok. Onların bu önyargılı, düşmanlaştırıcı tavırları gerçek eleştirileri de gölgede bıraktığı için hiçbir alanda köklü adım atılamıyor.
Buna rağmen Bakan Tekin, umutlu ve bir ihtiyaçtan yola çıktıklarını söylüyor: "Her şey bize 'Müfredatı yenidenyapılandırın' diyor. Her PISAsonucu açıklandığında bunukonuşuyoruz. OECD 'Müfredatyükünüz çok fazla ve beceri odaklıdeğil' diyor. Bunu öğrencilerimizyurtdışına çıktıklarında dagörüyoruz. Uzun yıllardır müfredatınağır olduğuna yönelik hemkamuoyunda hem de öğretmenlerimizve velilerimizde bu yöndebir beklenti vardı."
Eğitim uzmanı olmasam da reform metinlerini dikkatle okudum. Belki eğitim bilimi açısından eleştirilecek birçok nokta var ama tartışma bu minvalde yapılmadığı için onlar da güme gidiyor.
Matematikten teknolojiye, biyolojiden felsefeye her disiplin yeni yaklaşımlarla ele alınmış ve şu ortak paydayla sunulmuş: "Kökeninde bilgi, odağındabeceri, hedefinde gelecek!Yetkin ve erdemli insanı hedefleyen:yenilikçi... bütüncül... beceriörgüsüne dayalı..."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.