Yerel seçimlerden birinci çıkan CHP, çok değil 7 ay sonra birbirini ekarte etmeye çalışan 4 aktörlü çok parçalı bir partiye dönüştü. Dışarıdan birilerinin siyasi operasyon çekmesine ya da CHP'lilerin deyimiyle içeriye yönelik "nifak" sokmasına gerek yok.
Aktörlerin birbirleriyle kavgaları yeter de artar bile... Bu tabloya MHP Lideri DevletBahçeli'nin ezber bozan siyasi çıkışı ile başta Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyeleri olmak üzere CHP'li belediyelerin israfa karşı çıkarken eğlence için milyon dolarlar harcaması da eklenince parti içi dengeler tam anlamıyla altüst oldu.
İBB Başkanı Ekremİmamoğlu gizli ilişkilerininaçığa çıktığı DEM Parti'yle elele vererek Mansur Yavaş'a,Mansur Yavaş da CHP'yi elindetutup sağ siyasi aktörlereselam göndererek İmamoğlu'na,eski Genel Başkan KemalKılıçdaroğlu da süreci yönetemiyordediği mevcut genel başkanÖzgür Özel'e karşı hamleüstüne hamle yapıyor.
KILIÇDAROĞLU EKİBİ KURULTAY İSTİYOR
Bu kaotik durum hepsine irtifa kaybettiriyor ama siyasi hayatı ciddi tehlikede olan iki isim var. İlk sırada CHP Genel Başkanı Özgür Özel geliyor. Daha önce de yazdım, Özel'e yönelik ciddi bir kampanya yürütülüyor ve genel başkanlıktan düşürülmesi için birkaç yönden harekete geçilmiş durumda.
Bu kampanyanın mimarı ise hiç kuşkusuz Kılıçdaroğlu... Kılıçdaroğlu'na yakın belediye başkanları ve partinin meclis grubu, Özel'i yüksek sesle eleştirdiği gibi o çevreden kurultay sesleri de yükseliyor.
İkinci sırada İmamoğlugeliyor. İmamoğlu, CHP içindesiyaseten çok sıkışmış durumda.Değişimi başlatmasına ve kurultaydanbaşarıyla çıkmasına rağmencumhurbaşkanlığı adaylığınınönü bir türlü açılmıyor veMansur Yavaş engelini aşamıyor.Bu da onu telaşlandırıyorve çileden çıkartıyor.
29 Ekim'de adaylığını resmen açıklaması da işe yaramadı. Şimdi buna bir de kent uzlaşısının hayata geçirildiği İstanbul Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanması olayı eklenince CHP içi gerilim daha da yükseldi.
İMAMOĞLU VE 'KÜRT SORUNU'
Gerilime yol açan bu sürecin siyasi sorumlusu da İmamoğlu'ydu ve o da bu sorumluluğu üstlenmek zorunda kaldı. Ancak hâlâ üstlendiği "sorunun" adını koyamadı. Yani Kürt meselesine nasıl baktığı bilinmiyor.
Bir "lider" gibi davrandığı söylense de sahici bir yaklaşım ortaya koymadığı sürece bu ilişkinin siyasette "yalnızlaşmak" veya "siyasi bedeli" ödemek gibi bir karşılığı var ve İmamoğlu'nun asıl bunu üstlenip üstlenemeyeceği meçhul...
İşte Mansur Yavaş'la rekabetindeki "tehlike" noktası tam da burası. DEM'in siyasi ilişkilerini sorgulamadan sahip çıkan İmamoğlu'nun evdeki bulgurdan olma ihtimali yüksek. Bu da Yavaş'ın işine yarar.
Bunu aşması için de önünde tek şansı var: CHP genel başkanlığına yürümek. Hiç kolay değil, artık karşısında hem "gemiyi terk etmek istemeyen" hem de o "gemiyi limanasağlam götürmek" için kurultay çağrısı yaptıran biri var...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.