Uzun yıllardır seçim yenilgisi yaşayan CHP'nin yerel seçimlerdeki sürpriz başarısı, hiç hesapta olmayan ciddi siyasi sonuçlara gebe... Bunun ipuçları daha seçimin üzerinden bir ay bile geçmeden ortaya çıktı. İlk sinyali de "değişimin mimarı" olduğunu hatırlatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibi verdi. Sabah akşam Saraçhane medyası boşuna "başarının esas aktörü İmamoğlu" hatırlatması yapmıyor. Siyasetin merkezinin Ankara'ya Özgür Özel'e dönmesi, "eşbaşkanlık" algısının unutulması onları deliye döndürüyor. Buradan çıkmak, İstanbul'u ve İmamoğlu'nu yeniden merkez yapmak için yoğun çaba harcanıyor. X'teki "EkremEdit" hesabı tam da bunun için oluşturulmuş bir hesap.
İkinci kuşatma hareketi ise eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşeceğini söylemesi, ardından 23 Nisan resepsiyonunda bir araya gelmesi Kılıçdaroğlu'nun öfkelenmesine yetti. Daha fazla dayanamadı ki zehir zemberek bir tweet attı:
"Sarayla müzakere değil mücadele edilir..."
Aslında Kılıçdaroğlu yeni bir şey söylemiyor, yön verdiği 13 yıllık dönemde izlediği siyasetin devam etmesini istiyor. Oysa 2011 seçimleri sonrası izlediği, yeni anayasa ve çözüm süreçlerini sabote eden, Erdoğan'ı düşmanlaştıran, seçim sonuçlarını meşru saymayan siyaseti hiç de başarı getirmedi, tam tersine hep yenilgi aldı ve seçmene hayal kırıklığı yaşattı.
Şimdi geriye dönüp baktığında bu negatif siyasetin, yüzde 1'lik muhafazakâr siyasetçileri yanına alarak kurduğu suni seçim ittifaklarının CHP'yi başarıya ulaştırdığını düşünüyor ve "Bu yolu ben açtım, nimetini onlar yiyor" diye hayıflanıyor.
Kızgınlığının nedeni bu...
Gördüğünüz gibi CHP'de bir değişim var ama o değişimin "siyasi" gereğinin yapılması istenmiyor. Biri açık açık iktidarla "müzakere"ye bile karşı çıkıyor, diğeri de "çok fazla öne çıkma"sından rahatsızlık duyuyor. Bu kavganın burada kalmayacağı çok açık, önümüzdeki günlerde parti içi ayak oyunlarına tanık olursak hiç şaşırmam.
Bu arada Özgür Özel, CHP'nin Meclis grubunda Burcu Köksal'dan boşalan grup başkanvekilliğine Murat Emir'i seçtirerek ilk parti içi hamlesini de yaptı. Böylece parti içi mücadeleye hazırlıklı olduğunu gösterdi. Arkası nasıl gelir göreceğiz ama bu adım bile Özel'in seçim keyfi yaşamasını iki koldan engellemeye çalışanlara bir işaret.
***
ALMANYA'DA İBRETLİK POLİS BASKINI
İsrail'in Gazze'deki soykırımı birçok devletin uyarısına, dünya halklarının isyanına rağmen devam ediyor. Çünkü arkasında ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletler var ve destek veriyor. Ama en korkuncu sol, sosyal demokratların iktidarda olduğu Almanya'nın bu soykırıma desteği. Unutulmasın diye bu ibretlik tavrı hatırlatmak istedim. Bizde olsa içerideki Batıcılar ile Batı basını ayağı kalkardı. Şu tabloya bakın. Berlin'de eski Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis'in kurucusu olduğu Avrupa'da Demokrasi Hareketi 2025 (DiEM25) bir "Filistin Kongresi" düzenledi. Düzenledi diyorum ama aslında düzenleyemedi; çünkü Alman polisi bastı ve engelledi.
Daha vahimi, eski Bakan Varoufakis'in Almanya'da zoom dâhil herhangi bir siyasi faaliyette bulunması da yasaklandı. O da tuttu kongrede izin verilmeyen konuşmasını video olarak çekip şu soruyla paylaştı:
"Bizi antisemitik nefretle suçluyorsunuz. Biz de sizi, her Alman'ın cevaplaması gereken o önemli soruyu asla cevaplamamakla suçluyoruz: Holokosta ilişkin haklı suçluluğunuzun ortadan kalkması için ne kadar Filistinlinin kanı akmalı?"