CHP'nin ve doğal olarak Altılı Masa'nın payandası olan HDP, 14 Mayıs seçiminde bırakın beklentilerini gerçekleştirmeyi, alması gereken normal oyu bile alamayarak derin bir hayal kırıklığı yaşadı. Dahası ikinci turda Kılıçdaroğlu'nun Zafer Partisi'yle yaptığı protokole rağmen HDP'nin oy vermesi bugünkü eş genel başkan TuncerBakırhan'ın deyimiyle tarihe de "utançbelgesi" olarak geçti.
Ama hakkını teslim edelim; CHP ve İyi Parti'yle kıyaslanınca bu ağır utançtan en hızlı geri dönen de HDP oldu. Özeleştiri yaptı, eski yöneticilerini de görevden aldı. Bu arada yasal zorunluluk olarak partinin ismi de değiştirildi. Önce HEDEP yaptılar, sonra "DEM"de karar kıldılar. Tesadüf mü bilemem ama DEM ismi, ister istemez dikkat çekti. Demokrasinin "dem"i diyenler de oldu, Alevi kültüründeki "Dem"e işaret edenler de. Bilinenin aksine Alevi kültüründe "dem", "olgunlaşma, sakinve oturaklı olma" hâlidir.
Mevcut siyasete ne kadar yansır bilemem ama son dönemde HDP siyasetinde yaşanan savrulmalar ciddi bir "olgunlaşma" ihtiyacı olduğunu gösteriyor.
İşin bir başka yanı da CHP'yle ilgili. Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığı'nı kaybetmesiyle Alevilerde derin bir kırılma yaşandığı ve bunun CHP'den bir kaçışa yol açtığı biliniyor. DEM Parti "olgunlaşırken" bu kaçışın da adresi olmak istiyor. İlginç bir siyaset mühendisliği...
Zaten son dönemde DEM Parti oylarında da bir artıştan söz ediliyor. Tabii bunun isim değişikliğinden ziyade, tıpkı İyi Parti gibi "hür ve müstakil" seçimlere girme, 81 ilde kendi adayını çıkarma iradesinden kaynaklandığı söyleniyor. DEM ismi bunu daha da güçlendirmiştir.
Oylardaki artışa ilişkin eski bir HDP'li şöyle diyor: "Bugün parti içinde çok net birtartışma var; CHP'nin hatırı içinsiyaset yapmayacağız. Kendi adaylarımızlaseçime katılacağız ve oylarımızıbaşkalarına kurban etmeyeceğiz.Bu söylem tabanda müthişbir heyecan yarattı. Oylardaki artışınnedeni bu. Bu tabloya rağmenbüyükşehirlerde CHP ile bir ittifakkararı verilirse oylar DEM'e değilTİP'e gider."
Tabandaki bu beklentinin tavanda bir karşılık bulup bulmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bir başlangıç olarak dün gerçekleşen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın görüşmesinden hemen bir ittifak çıkmayacağı biliniyor. İki partinin ilk şeffaf görüşmesinden doğal olarak ittifakın çıkması beklenmiyordu ama enteresan bir siyasi malzeme çıktı. DEM Parti Eş Genel Başkanı TülayHatimoğlu, hiç beklenmeyen bir biçimde Özel'in yüzüne bakarak en hassas noktasına dokunan şöyle bir hatırlatma yaptı: "Size eş genel başkan diyesimgeldi..."
Espriyle de olsa DEM Partililerin, Özel'in CHP'yi tek başına yönetemediğini, esas aktörün arka planda Ekremİmamoğlu olduğunu kamuoyu önünde seslendirmeleri bir hayli manidardı. Bunun siyasi bir anlamı olduğu da çok açık. Kimbilir belki de esas görüşülmesi gereken aktörün kim olduğu böylece hatırlatılmış oldu. Tıpkı Muharrem İnce'nin Özel'den önce İmamoğlu ile görüşmesi gibi. Yakında yeni bir "protokol skandalı" patlak verirse hiç şaşırmam.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.