İktidarın karşısında siyasi rotasını kaybeden bir muhalefet ittifakı var. Aslında sadece onlar değil, muhalefet cephesinde yer alan irili ufaklı bütün partilerin hepsinde bir rota sorunu var.
Ne Atatürkçü partide Atatürk, ne milli görüşçü partide millilik, ne milliyetçi partide milliyetçilik hassasiyeti kaldı, ne de liberalinde şiddet ve terör kaygısı...
Bu yüzden sevgi pıtırcıkları yollayan Yedili Koalisyon'un CHP'li cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu da bu zemine uygun davranarak seçime 10 gün kala aşırı milliyetçi bir söyleme sarıldı ve elini masaya vurmaya başladı. Buna da duyarlı birkaç aydın dışında kimse şaşırmadı. Hele yalan rüzgârları estiren gazeteciler hiç şaşırmadı.
Hatta onlar daha fazla "Saldırırsanbüyürsün" moduna girdiler.
Ama sokaktaki insan öyle değil; kimin ne yaptığını izliyor, not ediyor ve birilerini şaşırtsa da sandığa gittiğinde gereğini yapıyor.
Şimdi halk ikinci kez savrulanlar iledik duranları sağduyusuyla izlemeyebaşladı. Kimi seçeceğini 28 Mayıs akşamıgöreceğiz.
Bu sınavdan geçip geçemeyecekleri bilinmeyen iki siyasi aktör daha var: Sinan Oğan ve Ümit Özdağ... İlk turda, yüzde 5.17 oy alarak sürpriz yapan bu iki siyasi aktörün ne yapacağı ve nasıl bir sınav vereceği merak ediliyor. Aşırı milliyetçi kimlikleriyle bilinen bu iki siyasi aktörün öne çıkan iki temel özelliği var: Millimeselelerde hassasiyet ve sığınmacıkarşıtlığı...
İlkinde Cumhur İttifakı'na, ikincisinde ise 7'li Masa'ya daha yakınlar.
Hangisini önceleyecekler demeye kalmadan dün Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. Oğan yoktu. Bunun bir taktik olduğu söylendi ama kulislerde Özdağ'ın "Bu işin asıl sahibi benim" dediği ve ikili arasında bir gerilim yaşandığı ileri sürüldü.
Böyle olup olmadığını göreceğiz, ama ortada bir pazarlık olduğu ve bir cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ile bir bakanlık istedikleri biliniyor. İşi pazarlığa döktükleri çok açık.
Bu da iki siyasi aktörün kendi siyasi çizgileriyle çeliştiğini gösteriyor. 14 Mayıs seçiminden çok değil bir hafta önce ÜmitÖzdağ, "Kılıçdaroğlu kazanırsa neolur?" sorusuna çarpıcı bir cevap vermişti:
"Kılıçdaroğlu kazanırsa HDP desteğiylekazanır. 2024'te yerel seçimlerolur. HDP, Güneydoğu Anadolu'dabelediye başkanlıklarının büyük birbölümünü ele geçirir. Örgüt ile HDPbelediyeleri arasındaki etkileşim yoğunlaşır.HDP desteğiyle geldiği ve devam ettiğiiçin Kılıçdaroğlu bunlara dokunmaz.O zaman bu belediyeler birleşir ve çıkankarışıklığa karşı uluslararası destek ve PKKdesteği isterler. Ve Türkiye iç savaşıbaşlar."
Konuşmayı kısaltmadan verdim; çünkü Özdağ, iktidarında "iç savaş" çıkacağını söylediği kişiyle "koltukpazarlığı" yapıyor.
Bu gerçeği Özdağ veya Oğan etkileyecekleri seçmene nasıl anlatırlar bilemem, ama zaten söz konusu yüzde 5.17'lik oyun tamamı da onlar ait değil. İçinde önemli oranda Muharrem İnce oyu var. Memleket Partili bir yönetici, o oranı şöyle açıklıyor: "O oyun yarısı bizim partiye ait.Ben dâhil arkadaşlarımızın büyükçoğunluğu CHP'ye vermemek içinoraya verdik. Çünkü biz sokaktaen büyük baskıyı, ağır hakaretiCHP'lilerden gördük. Hiç havaya girmesinler;bu seçimde bizim partililerinküçük bir kısmı sandığa gitmeyebilirama önemli bir kısmı oyunuCumhurbaşkanı Erdoğan'a verir."
Son sözü de tecrübeli bir siyasetçiye bırakalım: "Eğer seçmenlerini serbest bırakmazlarsaüç günlük saltanatları bilebiter..."
Bu arada son dakikada BaşkanErdoğan'ın dün akşam saatlerindeSinan Oğan'la buluşması da sürprizoldu. Bu görüşmenin nasıl sonuçlanacağınıgöreceğiz ama Oğan'ın bu görüşmeyiyapması, Özdağ'la aralarında bir gerilimolduğu iddiasını da doğruluyor gibi.Gelişmeleri izlemeye devam...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.