Yedili koalisyon partileri öyle derin bir seçim yenilgisi yaşadı ki cumhurbaşkanı adayları KemalKılıçdaroğlu ne yapacağını şaşırdı.
Partisinde yaşanan iç savaşı örtmek için mi, yoksa ittifak partileri arasında yaşanacak olası tartışmaların önünü kesmek için mi bilemem ama önce alelacele ne anlama geldiği anlaşılmayan 9 saniyelik bir video yayınladı. Yemin billah ediyor ve elini masaya vurarak şöyle diyordu: "Buradayım ben buradayım...Siz de buradasınız. Vallahi de billahide sonuna kadar mücadeleedeceğim."
Herhalde öfkesi geçmedi ki, iki gün sonra bu kez gireceği ikinci tur seçime yönelik yol haritasını açıkladı. Bunun da alelacele ve telaşla hazırlandığı çok açık ki her satırı ve her tespiti kendi söylemleriyle bile çelişiyor. Sinan Oğan'a verilen milliyetçi oyları kapma telaşına düştüğü belli ki FETÖ'nün devreye soktuğu, CHP çevresinin de kullandığı bir rezaleti şöyle anlatabiliyor: "Ben karşımda daha mert, dahayürekli bir rakip görmek isterdim.Bu ülkenin vatandaşı da mitingmeydanlarında montajdan medetummayan adayları hak ediyordu."
Siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçen Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesi rezaletine böyle yaklaşmak akıl alır gibi değil.
Oysa İnce çekilirken, kendisine yönelik saldırıların, "Saray'a gidenCHP'li" iftirasıyla başladığını söyleyerek açık açık adres gösteriyordu.
Daha ayıbı, aynı kirli odağın, kendisinin genel başkanlığına giden yolu da bir kaset operasyonuyla açtığı gerçeğiydi. Kılıçdaroğlu, bununla da yetinmedi, Suriyeli sığınmacıları öne çıkardığı yeni yol haritasında FETÖ ve PKK terör örgütleriyle ilgili yine bildik, gerçekle ilgisi olmayan açıklamalar yaptı.
Terör örgütü PKK'nın adını vermediği gibi FETÖ'ye de açıktan karşı çıkmadı. Geçmişte yapılanlar üzerinden söyledikleri de gerçekle örtüşmüyordu.
Bu iki terör örgütünün bugün de faal olduğunu ve CHP'yi desteklediklerini Mısır'daki sağır sultan bile duydu.
Kılıçdaroğlu, aynı yolu Suriyeli sığınmacılar meselesinde de izledi, onları düşmanlaştıran bir siyaset izleyeceğini söyledi. Böylece açık biçimde Oğan'a oy veren seçmenleri avlayabileceği hesabı yaptı. Bunun kör kör parmağım gözüne, kaba bir siyaset olduğu çok açık. Büyük ihtimalle de önümüzdeki süreci, sığınmacılara vurarak götürecek. Konuşmasında şöyle diyordu: "Erdoğan açıkça söylüyorum.Sen ülkenin sınırlarına, namusunasahip çıkmadın. Bu ülkeye bilebile 10 milyondan fazla mültecigetirdin. İthal oy sağlamak içinTürkiye Cumhuriyeti vatandaşlığınıharaç mezat sattın."
Kılıçdaroğlu'nun verdiği rakam da, "mülteci" tespiti de, çıkardığı sonuç da doğru değildi. Bu üç konuda Oğan ne düşünüyor ve ne cevap verecek bilemem ama ona oy veren akademisyen Selva Tor'un söyledikleri dikkate değer: "Kılıçdaroğlu'nun 'Sığınmacı' yerine 'Mülteci' kavramlarını kullanması,yapılan konuşmanın geçicisığınmacı ve kaçak sorununayönelik politika dönüşüm vaadininsamimiyet testi gibiydi. Bukavramlar anlaşılmamış olduğunagöre, seçime kadar bu hassasiyetesahip seçmenin ağzına bir parmakbal çalınmış olduğu anlaşılıyor. FETÖ meselesinde yüksek tondansarf ettiği sözler samimi değil.'Yan yana durmadık' diyor ama'aynı masada yer aldık, listelerde yerverdik hata yaptık' diyemiyor. Ortak Mutabakat Metni'ndekiimzası ve Kurultay'daki 'vallahi debillahi' vurgusuyla yaptığı özerkliksözü masanın altında HDP'ninhâlâ Kılıçdaroğlu'nun paçasındantuttuğunu görmemizi engellemiyor.Sayın Kılıçdaroğlu samimiyet testindeher defasında sınıfta kalıyor."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.