68 kuşağı bir solcunun Akkuyu Nükleer Santral özlemi
28.04.2023, Cuma
Başkan Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı olarak yola çıktığında, parti programına koyduğu hedeflerini 21 yılda büyük oranda gerçekleştirdi. O hedeflerin başında da enerjide dışa bağımlılık geliyordu. Parti programında; güneş, rüzgâr ve termik enerji santralleri yanında Türkiye'nin 60 yıllık hayaline de yer verilmişti: "Çevreci nükleer enerji kaynaklarıdevreye sokulacak."
İşte bu hedefin ilk adımı 12 Mayıs 2010'da, yani 13 yıl önce Rusya'yla yapılan Akkuyu Nükleer Enerji Santrali anlaşmasıyla atıldı. Başkan Erdoğan, 2018'daki temel atma töreninde şöyle diyordu: "Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ninilk reaktörünün 2023 yılında devreyealınmasıyla Türkiye de nükleer enerjikullanan ülkeler ailesine dâhil olacaktır.Böylece Cumhuriyetimizinkuruluşunun 100'üncü yılını enerjialanında da tarihi bir eserle taçlandırmışolacağız..."
Bu konuda bugün BaşkanErdoğan'la yarışan Kılıçdaroğlu'nunnasıl bir vizyon ortaya koyduğunu anlamakiçin sadece yardımcısı GülizarBiçer Karaca'nın ne söylediğine bakmakyeterli: "Akkuyu ve Sinop nükleer enerjisantrallerini, uluslararası yükümlülüklerdâhilinde iptal edeceğiz."
Tabii sadece siyasiler değil "çevrehassasiyetini" bahane eden birçokaydın da Türkiye'nin kalıcı enerji üretiminekarşı çıkıyor.
Oysa nükleer enerji, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin vazgeçmediği, hatta Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra yeniden dönüş yaptıkları, çevreye en az zarar veren bir enerji kaynağı... Nihayet Türkiye, ayağına vurulan nükleer prangaları parçalayarak bu enerjiye Akkuyu Santrali'yle kavuşuyor.
Bu adımın Türkiye için ne anlama geldiğini anlamak için ODTÜ mezunu, solun simgesel isimlerinden Mahir Çayan ve Münir RamazanAktolga'nın yakın arkadaşı "NükleerMühendis" İrfan Uçar'dan dinleyelim. Uçar'ı bu köşede birkaç kez yazdım. 2019'da tanışmamızdan kısa bir süre sonra da onu kaybettim. Rahmetle anıyorum. Kısa sohbetimizden geriye içinde "nükleer ve termik enerji"yle ilgili çarpıcı bilgilerin olduğu bir mektup kaldı.
O mektupta Türkiye'nin nükleer santral kurma özlemiyle ilgili çok ayrıntılı ve ezber bozan bilgiler vardı. Ayrıntıya girmeden birkaç tespitiyle başlayalım: "Master tez konum itibarıylaTürkiye'nin ilk nükleer güvenlikmühendislerindenim. Keza meslekhayatıma da Akkuyu NükleerSantral projesiyle başladım vegözüm hep kurulacak nükleer santralprojelerinde olmuştur."
CHP'li Prof. Dr. Tolga Yarman'ın da öğrencisi olan Uçar, şöyle devam ediyor:
"Türkiye'nin birkaç nükleer santral girişimi oldu ama hepsi akim kaldı. Ta ki 2010 yılında Rusya ile Türkiye arasında nükleer santral yapım anlaşması imzalanıncaya kadar. Anlaşmaya göre ilk ünitesi 2017 yılında devreye girecekti. Yakın çevreme şunu söyledim: Bu santral 2017'de değil, 2027'de devreye girsin, öpüp başımızın üstüne koyalım. Halen de aynı düşüncedeyim. Neden?
Çünkü 45 yıllık meslek hayatım boyunca hep hissettim ki, Türkiye'de yerli kömüre dayalı termik santraller ile nükleer santrallere ve bunların teknolojisinin Türkiye'de geliştirilmesine karşı büyük bir direnç ve reaksiyon var."
Rahmetli Uçar, eski Sovyetler'de uygulanan nükleer teknolojinin çok değiştiğini, artık kuantum mekaniğinin ve bilişim teknolojisinin devrede olduğu belirterek şöyle yazıyordu: "Akkuyu'da kurulacak nükleersantral tipi, kendi sınıfının engelişmişi hatta ODTÜ MD EnerjiKomisyonu toplantısında memnuniyetleöğrendik ki, şimdiye kadardünyada meydana gelen bütünkazaların herhangi bir benzerininAkkuyu'da meydana gelme ihtimalitamamen sıfırlandığı gibi halendünyada hiçbir santralde uygulanmamışilave bir güvenlik tedbiridaha alınmaktadır."
Solda sadece şiddeti alkışlayanlar değil, kalkınmaya ve bağımsızlığa kafa yoranlar da vardı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.