Gerçekten tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Mesele dünyadaki tuhaflıklar değil, Türkiye siyasetindeki tuhaflıklar...
Son dönemde en tuhafıma giden şeylerden biri, sokaktaki insanın güvenini kazanamadığı için sürekli savrulan Yedili Koalisyon'un CHP'li cumhurbaşkanı adayı KemalKılıçdaroğlu'na sol liberal aydınların övgüler düzmesi.
Onlardan biri de Prof. Dr. Nilüfer Göle... Göle, T24'teki "Masa, Meclisve Meydan: Toplum vesiyasetin değişen koordinatları" başlıklı uzun yazısında tam 13 yıldır girdiği hiçbir seçimi kazanamayan, "çözüm süreci" ve "yeni anayasa" yapımı dâhil hiçbir demokratikadıma destek vermeyenKılıçdaroğlu'nu "dünyayaörnek" gösteriyor: "Kılıçdaroğlu'nunsiyasal iletişim ve liderlikperformansının bugünsadece Türkiye'de değil,dünyanın birçok ülkesindepopülist lider hegemonyasınave temsilidemokrasinin girdiğikrize karşı yeni bir alternatifsunmakta olduğunusöyleyebiliriz."
Kendi sosyolojisinibile ikna edemeyenKılıçdaroğlu'nun yaptığı siyasetmühendisliğinin böyle birsonuca yol açması tuhaf değilmi?
YEDİLİ MASA'DAKİ TUHAFLIKLAR
İyi Parti'nin masayı dağıtıpsonra tıpış tıpış geri dönmesio partiyi nasıl sarstıysaşimdi de milletvekili listelerikavgası, masanın diğer partilerinisarsıyor.
SP ve DP'yi bir yana bırakırsak en büyük sarsıntı da AK Parti'yi tırtıklamak için kurulan DEVA ve Gelecek Partisi ile CHP arasında yaşanıyor.
Hiçbiri sokakta gerçek bir varlık gösteremediği için ne tek başlarına seçime girebiliyorlar ne de ittifak içinde bir ittifak yapabildiler. Oysa bir yıl önce Ali Babacan da Ahmet Davutoğlu da iddialı biçimde "Kendi logomuzlaseçimlere gireceğiz" diyorlardı.
Daha ilginci, henüz Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı ilan edilmediği günlerde piyasaya, DEVA ve Gelecek partilerine CHP listesinden grup kuracakları 20'şer kadro verileceğinin söylenmesiydi.
DAVUTOĞLU 8 KİŞİDE DİRETİYOR
CHP kulisleri ayağa kalkıncave adaylık da netleşinceişin rengi değişmeye başladı. Sanki o sözler hiç verilmemiş gibi 3-4 kişiden söz edildi.
Sonuç böyle mi olur yoksa Davutoğlu'nun "En az 8olmalı" dediği gibi biraz yükseltilir mi bilemem ama her ihtimalde DEVA ve Gelecek kadrolarının CHP listelerinde gösterilmeleri, CHP'lileri öfkelendirmese de küstürecek.
İstanbul'dan bir CHP milletvekili aday adayı şöyle diyor: "Kendi adaylığımınelimden gitmesi değil,istemediğim isimlere oyvermek zorunda kalmamağırıma gidiyor. Nâzım'ındediği gibi, kabahatinçoğu bizde."
CHP cenahında yaşananlarne kadar tuhafsa DEVA veGelecek partileri açısından dadurum bir o kadar tuhaf...
Tuhaf, çünkü dün AK Parti'de başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu ile bakanlık yapan Ali Babacan ve siyasi kadroları, beklenen oyları alamadıkları için bugün çaresizce CHP listelerinden aday gösteriliyorlar.
Doğrusu Yedili Masa'daki tuhaflıklar bu kadarla da sınırlı değil. Kılıçdaroğlu,"Genel başkanlar adayolmamalı, partili cumhurbaşkanıda olmamalı" dedi ama tam tersini yaptı. Meral Akşener, "Benbaşbakan olacağım" dedi,partisini çöküşün eşiğine getirdi. "HDP'yle aynı masadaolmam" dedi, HDP'nin vereceğioya mahkûm oldu.
Ama en vahimi, büyük beklentilerle yola çıkan DEVA ve Gelecek partilerinin CHP'ye "sığınmak" zorunda kalmalarıydı. Adları tarihe "sığınmacı partiler" olarak geçerse şaşırmam.
Türkiye'yi ve siyaseti doğru okumayan bu kadroları "zoraki" bir araya getiren siyaset mühendisi mi dünyaya örnek olacak?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.