14 Mayıs’tan korkanlar
Başkan Erdoğan önceki gün heyecanla beklenen seçim tarihini açıkladı: 14 Mayıs 2023...
Nereden bakarsanız bakın anlamlı bir tarih. Cumhuriyetin 100'üncü yılı ile demokrasiye geçişin 73'üncü yılının kesiştiği bu tarih yeni bir milat olacak.
Çünkü bu ülke, 73 yıl önce demokrasiye geçti ama başı da bir türlü beladan kurtulmadı. Sandığa dökülüp "Beyaz İhtilal" yaptı ama her 10 yılda bir de darbelerle, muhtıralarla, ekonomik kuşatmalarla önü kesildi.
Seçtiği siyasi liderler ya asıldı, ya zehirlendi ya da ekonomik kuşatmalarla iktidardan indirildi. Toplum derin acılar yaşadı ama iradesini sandığa yansıtmaktan hiç vazgeçmedi. O iradesiyle 3 Kasım 2002'de yeniden sandığa döküldü ve "Anadolu İhtilali"yle ikinci demokrasi yolculuğunu başlattı.
Adım adım darbecileri, vesayet odaklarını geriletti, tabuları yıktı, iç ve dış bütün kuşatmalara meydan okudu ve şimdi sıra üçüncü hamleyle son noktayı koymaya geldi.
Bu nedenle 14 Mayıs 2023'te Türkiye, siyaset dışı güçlerin tam anlamıyla devreden çıktığı yeni bir yolculuğa çıkıyor.
Önceki gün Başkan Erdoğan o yolculuğun menzilini gösterdi:
"Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha aynı gün, 6'lı Masa diyerek karşımıza çıkan darbe şakşakçılarına, kifayetsizlere 'yeter' diyecektir. Sözü de kararı da geleceğini de millete bırakmak istemeyenlere rağmen Türkiye Yüzyılı'nı başlatacağız."
Sandıkta karşı karşıya gelecek siyasi partilerin dizilişlerine bakın.
Bir tarafta darbelere meydan okuyan, Menderes ve Özal'ın sivil çizgisini sürdüren AK Parti ve Cumhur İttifakı, karşısında başını 14 Mayıs 1950'deki "Beyaz İhtilal"e öfkelenen, aşağılayan, "Karşı devrim" diyen CHP ve ikizleri İP, SP, DEVA, Gelecek ve adı dışında o tarihle hiçbir bağı kalmayan binde 4'lük DP var.
Bu normal demokrasilerde yaşanan sıradan bir iktidar-muhalefet karşılaşması değil, muhalefette oldukları halde eski Türkiye özlemcileriyle, "darbe şakşakçıları"yla, yeni müstemleke aktörleriyle, küresel güç merkezleri ile "yerli ve milli" cesur sivil siyasetçilerin sandıkta "son" hesaplaşmasıdır. Bu yüzden Bloomberg yazarı Bobby Ghosh şu başlığı attı: "2023'te dünyanın en önemli seçimi Türkiye'de olacak."
Bu yüzden aynı yazar şu notu düştü: "Batılı liderler, Türkler oylarını kullanana kadar diken üstünde oturmaya devam edecek."
Bu yüzden 14 Mayıs 2023 seçimi, Türkiye'nin dünya arenasında etkin olacağı "Küresel İhtilal"e imza atacağı gündür.
***
BABACAN'I BU RAKAMLAR MI RAHATSIZ ETTİ?
Bir dönem moda olan "Ağzı olan konuşuyor" misali muhalefet partileriyle kendilerine "muhalif" diye paye veren birileri, sürekli liyakate önem verilmediğinden ve katma değeri yüksek ürün üretilmediğinden söz edip duruyor. İkisi de doğru değil. Milli savunmadan güneş ve nükleer enerjiye, yazılımdan devasa köprülere kadar her alanda dünya çapında iş yapan binlerce kadın-erkek mühendisimiz var ve katma değeri yüksek ürün üretiliyor. Geç kaldığımız doğru ama hızlanmadığımızı da kimse söyleyemez.
Alın Ali Babacan'ın rezil olmayı göze alarak saldırdığı Baykar örneğini. Nesine "dokunacak" bilmiyorum ama herhalde SİHA'ların bu başarısı onu rahatsız etti.
2000-2017 yılları arasında küresel SİHA ihracatı yapan ülkeler sıralaması şöyle:
İsrail: 548 adet, Amerika: 402 adet, Çin: 217 adet SİHA satışı yapmış.
Gelelim 2018-2021 yılları arasında küresel SİHA ihracatı yapan ülkelere:
İlk sırada Türkiye (TB2) var; 190 adet. Çin: 173 adet, Amerika: 143 adet, İsrail ise 142 adet.
Bu tabloya bile saldıranların geçmişte neler yaptığını bir düşünün.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)