Dünyanın hızla değiştiği konusunda kimsenin şüphesi yok. "Nesnelerin interneti" dediğimiz bir zaman diliminde, siyasetten ticarete her şey yeniden değişip şekilleniyor. Tabii her değişimin de olumlu olduğu söylenemez. Mesela bu dönemde öne çıkan "post truth" siyaset tarzı "yalanı" sıradanlaştıran bir süreç başlattı ki o tür siyasetçilerle baş etmek hiç kolay değil. Bir de CHP gibi değiştiğini söyleyen ama değişim yönünü tarif edemeyen partiler var. Evet değişmiş ama nasıl bir değişim olduğunu kendileri de izah edemiyor. Solcu, sağcı veya Atatürkçü mü belli değil, dindar veya muhafazakâr oldukları da söylenemez.
Geriye bir tek "küreselcilik" diye tarif edilen bir hat kalıyor. Yani büyük şirketlerin dünyayı yönetmek için devreye soktukları yeni siyasi dalga. O dalganın karşısında da "milli-yerli" bir siyasi hat duruyor.
İşte cumhuriyeti kuran parti CHP, tam da bu noktada netleşmiş görünüyor. İkinci Yüzyıla Çağrı vizyon toplantısına katılan başta Jeremy Rifkin olmak üzere ağırlık küreselci ekipteydi. Ama bu siyasi tavrın hayata geçirilmiş halini bir süre önce Meclis'ten geçen e-ticaret kanununda gördük. "Ne alakası var?" diyenlere biraz sabır diyor ve devam ediyorum.
O kanun, e-ticareti düzenleyen bir kanundu ve Meclis'ten geçişiyle de tarihe geçti. Çünkü son dönemde ilk kez Meclis'te bir kanun taslağı, bütün partiler desteğiyle geçti. Ama daha ilginci, CHP'nin tavrıydı. Bu tavrı da yasa onaylandıktan sonra Grup Başkanvekili EnginAltay açıklamıştı: "Ticaret Bakanı Sayın MehmetMuş'un getirdiği e-ticaret kanununuAK Parti yöneticileri olmasaydıkırk dakikada geçirecektik. AK Partiyöneticilerinin kararsızlığı nedeniylebiraz rötar oldu. Niye kırk dakikadageçirecektik biliyor musunuz?Namuslu, yerli, kaliteli, emperyalizmeve tekellere savaş açan milli birkonu da onun için. (CHP sıralarındanalkışlar...) Helal olsun TicaretBakanı'na, helal olsun! Böyle kanunlarkarşısındaki duruşumuzu da vicdanlarınızabırakın..."
Herkesi şaşırtan bir çıkıştı bu... Daha geçen yıl, "İktidar iyi şey de yapsaövecek halimiz yok diyen" Altay'ın bu noktaya gelmesi AK Parti'den de, kamuoyundan da çok olumlu tepki aldı. Belli ölçüde de siyasette pozitif rüzgâr estirdi.
Ama ne yazık ki uzun sürmedi. Çünkü CHP kendisinin de firesiz oy verdiği, emperyalizme karşı olduğunu söylediği, yerli ve milli dediği bir yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştü. Değişmesini istiyordu.
Peki neden?
Cevabını o kanuna oy veren CHP'liler de bilmiyor ki, günlerdir suskunlar. Belki şu ipucu onları da rahatlatır.
Bu kanun, e-ticareti düzenlerken yerli ve milli bir yaklaşım ortaya koydu. Bunun da Türkiye'de çok etkin olan iki büyük küresel e-ticaret şirketini, Amazon ve Tredyol'u rahatsız ettiği söyleniyor. Oysa büyük oranda yerli olan Turkcell, Çiçek Sepeti, Getir, Hepsiburada, n11 ve sahibinden. com gibi çok sayıda e-ticaret şirketi çok çok memnundular. Çünkü iki büyük küresel şirket, bırakın KOBİ'leri, Anadolu esnafını ele geçirip reklam alanlarını bile kapatmış durumdalar. Yerlilerin Google gibi sosyal medya alanlarında yer bulmaları mucize. Yeni kanun, yerli firmaları öncelediği için küreselci firmalar rahatsız.
Peki, CHP de mi rahatsız ki, kanunu Anayasa Mahkemesi'ne götürüyor? Üstelik son vizyon toplantısında konuşan danışmanlardan Ufuk Akçiğit, e-ticaretle ilgili konuşmuşken: "Son 4 sene içerisindeen büyük 4 firmanın pazarlamapayı elektronik ticaret sektöründeiki katına çıkmış. Şimdi burada nasılrekabet sağlayabilirsiniz? Yeni girecekbir firma nasıl kendisini ispatlayacak,nasıl müşterilere tanıtacak?"
E-ticaret kanununu Anayasa Mahkemesi'ne CHP neden götürdü? Endüstri devriminden, Ar-Ge'den, dijitalleşmeden söz et, sonra da git küreselci şirketlere "avukat" ol! Sahi o küreselci şirketler, CHP'de kimi devreye soktu, kimin onlarla ilişkisi var?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.