‘Vahşi Kapitalizm’ unutuldu mu?
Nihayet CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD gezisinin asıl amacını açıkladı. Özetle şöyle diyordu:
"Bilim ve teknolojideki gelişmeleri görmek için gidiyorum."
Sonra biraz daha ayrıntı verdi:
"Herkesin elinde bir cep telefonu var. Bu cep telefonu katma değeri yüksek bir ürün ama bu ürünü Türkiye üretmiyor, üretemiyor. Dolayısıyla siz katma değeri yüksek ürünlerin pazarı mı olacaksınız, yani teknoloji geliştiren ülkelerin pazarı mı olacaksınız yoksa siz de teknolojiyi geliştirecek misiniz? Bu ikinci aşamayı artık Türkiye başlatmak zorunda. Biz buna bilgi ekonomisi diyoruz."
İktidara aday bir siyasi aktörün, kendi uydusunu, uçağını yapmaya çalışan, uçak gemisini, denizaltısını yapan, "Harp Tarihi"ni değiştiren İHA ve SİHA'lara imza atan, güneş panelleri ve rüzgar tribünleri üreten, denizin 12 bin metre derinliğinden doğal gazını çıkartan teknolojiye sahip bir Türkiye gerçeğini görmezden gelmesine şaşırdınız mı? Hiç şaşırmayın...
Büyük ihtimalle bor madeninden, uzay teknolojisinde kullanılan borkarbür üretme noktasına gelen Türkiye gerçeği de Kemal Bey'in ilgi alanında değil.
Bütün bunları es geçip MIT'deki öğrencilere ne anlatacak bilmiyorum ama işin gerçeği benim ilgimi geziyi ilk duyurduğunda söyledikleri çekti.
En azından vahşi kapitalizme meydan okuması insanın duygularını okşuyor. O yüzden şu sözlerin devamını bekledim:
"Vahşi kapitalizm ve neoliberalizm dünyaya çok zarar verdi. Küçük bir azınlık bu sayede dünyaya hükmetti. Ülkemiz de bu insafsız sistemden nasibini aldı. İşte ben bu vahşi düzene meydan okuyorum."
Çok mu siyasallaştık bilmiyorum ama bir muhalefet liderinin ABD'ye gidip de ABD-Türkiye ilişkilerinden hiç söz etmemesi, yaşanan sorunları dert etmemesi manidar değil mi?
Mesela ABD'nin Türkiye'ye Patriot vermemesi, Doğu Akdeniz'de Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ı kışkırtması, Suriye'de PKK'yı silahlandırması, darbeci FETÖ'cüleri sahiplenmesi CHP liderini hiç mi ilgilendirmiyor?
Tabi ki bilimle ilgilensin, "vahşi kapitalizme" de meydan okusun ama iki ülke arasında onca can yakıcı sorun varken hatta sıcak savaştan söz edilirken, bu kadar rahat olunmasında bir gariplik yok mu?
Sanıyorum Barnie Sanders bile bu kadarına itiraz eder, ne de olsa ABD'nin "milli solcusu" sayılır...
***
İNÖNÜ'DEN KILIÇDAROĞLU'NA CHP AKLI
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ortaya koyduğu "İktidarın yaptıklarını görmeme" ve "Her konuda tam tersi bir siyaset izleme" yaklaşımı bana sevgili Yavuz Donat ağabeyin birkaç gün önce yazdığı şu anekdotu hatırlattı:
"Meclis'teki, ikinci partinin Genel Başkanı Erdal İnönü'ye sormuştum:
- Başbakan Turgut Özal'ı eleştiriyorsunuz... Yarın siz iktidara gelirseniz, Başbakan olursanız ne yapacaksınız?
SHP lideri İnönü, 'Özal ne yaptıysa tersini yapacağım' demişti.
İnönü'nün bu sözü toplumda karşılık bulmadı.
Sonra... Erdal Bey aradı... Söyleminde bir değişiklik yaptı:
- Turgut Bey'in yaptığı, başlattığı doğru projeler aynen devam edecektir... Yanlış bulduklarımı ise düzelteceğim."
Rahmetli İnönü, fark etse de CHP'ye fark ettiremediği için sonuç değişmedi ve bugün çok daha uçlara savrulan bir CHP var. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu'nun ABD veya İngiltere'de farklı bir şey söyleme ihtimali yok.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)