Kılıçdaroğlu- Akşener anlaştı mı?
6'lı Masa'nın belki de en başarılı olduğu alan, her toplantıdan "bir şey" çıkacak havası vermek. Geriye dönüp bakın, 36 kez bir araya gelmelerine rağmen, genel geçer tespitlerin ötesine geçilmedi. Ne toplumun "İşte bu..." dediği bir proje ortaya kondu ne de büyük beklentiye soktukları "aday" ismi belirlendi.
Tam aksine bu belirsizlik süreci, partiler arasındaki gerilimi arttırdı. Kılıçdaroğlu'nun adaylık dayatması, Akşener'in "kazanacak aday" diretmesi ve "noter değiliz" itirazı, neredeyse ipleri koparma noktasına getirdi.
İşte yeni dönemin ilk toplantısına bu gerilimli havayla gidildi. En çok da gerilimin iki aktörü Kılıçdaroğlu'yla Akşener'in o masada nasıl "hiçbir şey olmamış" gibi oturup konuştukları merak edildi.
Buna ilişkin elimizde bir ayrıntı yok ama hem ortaya konulan sonuç metni, hem de İyi Parti kulislerinde konuşulanlar bize, küçük de olsa bir ipucu veriyor.
Dikkatinizi çekmiştir, 6'lı Masa'nın son metnini Kılıçdaroğlu, bir twitle duyurdu. O twitinde özel olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem vurgusu vardı:
"Bizler, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni'ni hazırlayan altı siyasi parti olarak kararlıyız..."
Bu vurguya neden gerek duyulduğunun cevabını ise İyi Parti kulisleri veriyor. Onlara göre, Akşener, Kılıçdaroğlu'ndan Parlamenter Sistem'e geçiş için güvence istemiş ve almıştı. Bunun karşılığı olarak da "şimdilik" Kılıçdaroğlu'nun adaylığına onay vermişti.
Peki, bu durumda, Akşener'in itirazlarına ne oldu? İyi Partililere göre Akşener itiraz etti ama "masayı dağıtma" korkusu daha ağır basıyor. İyi Partili biri yaşadıkları çaresizliği şöyle açıklıyor:
"Masayı biz dağıtırsak biz de dağılırız."
Anlaşılan iki parti arasındaki savaşa "geçici bir ateşkesle" ara verildi. Tıpkı CHP içindeki "bilek güreşi"ne ara verildiği gibi... Nereye kadar? ABD gezisine kadar... Gerçi Kılıçdaroğlu "ABD'ye icazet almaya gitmiyorum" dedi ama gözler yine de o gezide olacak. Özellikle de Ekrem İmamoğlu'nun... Çünkü İmamoğlu hala "o makamı" bekliyor.
***
BALIKESİR'DE HABİTAT GÜNÜ
Türkiye'nin ev sahipliğini yaptığı Dünya Habitat Günü, Balıkesir'de kutlandı. "Kimseyi ve Hiçbir Yeri Geride Bırakma" temasıyla hem şehir yaşamı hem de küresel iklim gerçeği ele alındı ve çok sayıda etkinliğe imza atıldı. Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın destekleriyle düzenlenen etkinlikte konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye'yi dünyada farklı kılan iki özelliğine dikkat çekti.
İlki çevre konusundaki hassasiyetti:
"Bugünün insanı kendi eliyle yaptıklarının sonuçlarını küresel büyüklükte çevre kirliliği ve küresel ısınmayla yaşamaktadır. Bu manada Türkiye'nin tarihi sorumluluğu yok denilecek kadar azdır. Yüzde 1'in bile altında. Gelişmiş ülkeler dünyayı hoyratça kullanıp kirlettiler. Biz, dünyanın geleceğini tehdit eden çevre kirliliği ve israfla çok ciddi mücadele ediyoruz. Sadece sıfır atık projemizle tüm dünyaya çok önemli mesajlar veriyoruz."
İkincisi de insani yardımda yaptıklarıydı. Bakan Kurum "Türkiye'nin iyilik adası olduğunu" belirtiyor ve şöyle diyordu:
"Ukrayna'nın çocukları için tüm insanlık adına inisiyatif aldık, Afrika'nın her yerinde güvenli hayat için projeler gerçekleştirdik. Bizim medeniyetimiz geride kalanların ve sessiz yığınların sesi olmayı emreder. Bu emirle de dünyanın dört bir yanında mazlum ve mağdur kardeşlerimiz için tüm ülkelere örnek olacak gönül seferberliğini hayata geçiriyoruz"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)