6’lı masanın ‘tek adamı’ Kılıçdaroğlu’nu bekleyen sürpriz
Peki, ortaya ne çıkmış?
Hiçbir şey... Aylardır erken seçimle başlayıp, geçilip geçilmeyeceği belirsiz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'le devam eden bir tartışma dışında gerçekte ortaya, topluma umut veren, fark yaratan bir siyaset konmadı, konacağı da yok.
Saadet Partisi'ndeki son toplantıya bakın. Bırakın ekonomide yaşanan krizi, çok eleştirdikleri Suriye ve Mısır politikası değişirken onu bile konuşmamışlar. Bu işte bir gariplik yok mu?
Görünen o ki bu durum seçim tarihi resmen açıklanana kadar devam edecek.
İyi de yönetiliyor. Aylardır içi boş bir tartışma gündemden inmiyor ve hiçbir şey tesadüfi değil. 6'lı masanın aktörleri bile... Buna HDP ve Demirtaş da dahil. Hepsinin ortak özelliği, Erdoğan düşmanlığı... Masada yüzde 1'i bulmayan Davutoğlu, Karamollaoğlu, Uysal var ama aynı oranda oy alacağı varsayılan ve iktidara da muhalefet eden Muharrem İnce, Fatih Erbakan veya DSP yok.
İşin bamteli de, Başkan Erdoğan'ı düşmanlaştırmaya itiraz etmeyecek isimlerin bir araya getirilmesi. Tek amaç bu olduğu için de Suriye'de, Doğu Akdeniz'de veya Ukrayna-Rusya Savaşı'nda Türkiye'nin rolü konuşulmuyor, PKK ve FETÖ'ye karşı mücadele gibi çetrefilli konulara girilmiyor.
Bundan sonra da aylarca "Aday kim?" diye tartışırsak şaşırmayalım.
Bu stratejinin akıl hocası görünür olmasa da yürütücüsü belli: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu... Kılıçdaroğlu, son 10 yılda Baykalcıları, Atatürkçüleri partiden atarak ve CHP'yi "dikensiz gül bahçesi" yaparak bu noktaya geldi. O güçle "o makamın sahibi" diye havaya giren, Akşener'in "Fatih" ilan ettiği Ekrem İmamoğlu'na da ayar verdi. Gerçi İmamoğlu ayar yedi ama makam sevdasından da vazgeçmedi, pusuda bekliyor. Şimdi sıra Mansur Yavaş'ta... Onu da yine Akşener öne sürdü. Anlaşılan bir süre de Yavaş'ın adaylığı gündemde kalacak.
Bu tablo bize, HDP'yi de, İyi Parti'yi de baraj altında kalmaktan kurtaran ve iktidara karşı "tahrip siyaseti" izleyen Kılıçdaroğlu'nun gizli gücünü gösteriyor. Karşımızda kendi partisinin oyunu artıramayan ama siyaset mühendisliğiyle muhalefeti dizayn eden bir Kılıçdaroğlu var. Bir anlamda 6'lı masanın "tek adamı"...
İyi Parti'den gelen tek tük itirazlar da süreci renklendiriyor, o kadar. Zaten DEVA, Gelecek, Saadet ve DP'nin itiraz edecek durumu yok. Bu halleriyle Meclis'e bile giremeyecekleri için CHP'ye mecburlar.
Peki, bütün bunlar Kılıçdaroğlu'nun aday olmasına yeter mi?
Yetmez... Yetmez, çünkü arka planda Fox TV'ye yön değiştiren ve her yolu mübah gören bir güç var. Bu güç "Kim kazanabilir?" sorusunun cevabına bakıyor. Bir süre önce sevgili Zafer Şahin de yazdı; eski AK Partili, şimdi Kılıçdaroğlu'nun danışmanı olan bir araştırmacının yabancı büyükelçilere gönderilen bir araştırması var. O araştırmada Kılıçdaroğlu, Akşener, İmamoğlu ve Yavaş'ın Başkan Erdoğan karşısındaki performansları ölçülmüş. Çıkan sonuç, hiç şaşırtıcı değil; Yavaş ve İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'na göre daha başarılı.
Bu durumda veya farklı bir öneri dayatıldığında, Kılıçdaroğlu, o büyükelçilere itiraz mı eder yoksa çaktırmadan önüne konulacak adayın elini mi havaya kaldırır?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)