Birkaç gündür eski Özel Kuvvetler mensubu Levent Göktaş'la ilgili yazılanlara, söylenenlere bakınca, yaşanan şaşkınlığa doğrusu şaşırmıyorum.
Şaşırmıyorum, çünkü gerçekten insanları abandone eden "derin" bir olayla karşı karşıyayız. Ve bu derinlik öyle sıradan bir derinlik değil.
Şu tabloya bir bakın: Çok değil 10 yıl kadar önce Ergenekon'dan yargılanan ve 5 yıla yakın hapis yatan "milliyetçi-devletçi" eski asker Levent Göktaş, yine onun kadar "milliyetçi-devletçi" yazar NecipHablemitoğlu'nu öldürtmek iddiasıyla suçlanıyor.
Tanıyanlar da dahil herkes Hablemitoğlu'nu FETÖ'nün öldürttüğünü bildiği için de şaşkın. Kimse inanmak istemiyor ama o kadar çok karanlık nokta vardı ki, Göktaş'ı yakından tanıyanlar bile şüphe içinde.
Aslında o şüpheyi sonradan Göktaş'a ait değil denilen tweet'ler de doğruluyor. Tweet'lerdeki mafyatik kavga bir yana, Göktaş aslında birilerine açıkça mesaj veriyor: "K.... kursağında büyüyenler uyumayınlan uyumayın o tuğlayı yarınçekiyorum. Altta kalanın canı çıksın!"
Bu şüpheleri doğrulayan bir itiraf... Belli ki karanlık ilişkiler kurduğu birilerine sesleniyor. Asıl mesele de, o karanlık ilişkiler sürecinin nasıl başladığı ve ağın neresinde olduğu.
Bu konuda en açıklayıcı tespiti de arkadaşı olan yazar Nihat Genç yaptı:
"Hablemitoğlu iddianamesinde adı geçince arkadaşlarımız önce Levent Göktaş'ı aradı, 'İsminiz geçiyor, biraçıklamanız olacak mı?' dendi, 'Yaöyle mi, haberim yok, bir bakiyim' denildi ve bir daha haber alamadık."
Genç şüpheyi derinleştiren şu çarpıcı bilgiyi de veriyor: "Önce şunu hiç unutmayın, LeventGöktaş'ın Kara Harp Okulu'na girdiği1976 yılını, bu yıl, Türk SilahlıKuvvetler tarihinde hiç olmadık birşey oldu ve otuz öğrenci, 'dışardan'tabir edilen 'sözleşmeyle' okula alındıdiyor (bu uygulama peyderpey devametmiş) Levent Göktaş'ı çok yakındantanıyan bir devre arkadaşı."
Bu ayrıntıyı unutmadan bugüne dönelim: Göktaş'ı şüpheli yapan süreç, MİT'in Necip Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili Ukrayna'da yakalayıp getirdiği eski Özel Kuvvetler mensubu Yüzbaşı Gökhan NuriBozkır'ın itiraflarıyla başladı. Yani süreci devlet başlattı.
Bozkır'ın itiraflarının ardından yedisi eski Özel Kuvvetler mensubu asker, ikisi sivil olmak üzere dokuz kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
Eski Özel Kuvvetler'de önemli görev yapan Tarkan Mumcuoğlu, FikretEmek, Altan Bora, Bülent Kutsal,Kamil Metin, Tan Dervişoğlu gözaltına alındı, Levent Göktaş ise kaçtı.
Görünen o ki bu süreç, adı geçenlerle sınırlı kalmayacak, FETÖ ve PKK gibi terör yapılarını da aşan ve daha "derinleri" de hedef alan bir sürece dönüşecek. Çünkü Türkiye'de NATO süreciyle birlikte belki de dünyada örneği az bulunan birbiri içine geçmiş ve kimin kimi kullandığı belli olmayan derin yapılar oluşturuldu. Bunun en bilineni Gladyo'dur. Ama "vatanseverlik" adına devlet içinde kendi başına iş yapan başka yapılar da vardı. Geçmişte Gladyo o yapıları komünizme karşı kullandı. Çünkü Gladyo denilen şey ABD'den adam getirmiyor, buradaki insanları kullanıyordu. İşte onlar ortaya çıkıyor ve buzlar çözülüyor. Göktaş gibilerin "vatanseverlik"adına NATO'ya veya FETÖ'ye hizmetetmediğini kim söyleyebilir?
Darbelere giden kaotik süreçte işlenen onlarca karanlık olay tam da bu yüzden bugüne kadar aydınlatılamadı. Şimdi FETÖ ve PKK'ya karşı tavizsiz mücadeleye paralel, derin yapılara karşı da yeni bir süreç başlıyor.
Nasıl başlamasın ki, ortada ABD Başkanı Biden'ın "Türkiye'de muhalefetedestek olacağız" sözü ve yine ABD derin aklının "Gayri Nizami Harp" yöntemini yenileme açıklaması varken ve buülke onlarca kez aynı yerden ısırılmışken oturup onların saldırmasını mı bekleyecek?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.