Hiçbir değişim işaretinin olmadığı, tam tersine teröre desteğin sürdüğü HDP Kongresi geride kalırken, devreye yargılaması süren ve terörü övmekten 4 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edilen Selahattin Demirtaş'ın, "siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağı" gibi içi boş bir açıklama yapması muhalefet cephesini "sevince" boğdu.
Meğer ne çok Demirtaş hayranı varmış, öve öve bitiremiyorlar. Oysa Demirtaş'ın söylediklerinin siyaseten hiçbir anlamı yok. Bir kere bu ülkede "şiddeti" bir siyaset aracı olarak kullanan kim? Adını neden koymuyor, neden PKK terörü demiyor ya da diyemiyor? Aslında bal gibi biliyor ama hem korkuyor hem de o yöntemin doğruluğuna inandığı için söyleyemiyor.
Bu gerçeği 6'lı masa ve fondaş medya görmek istemese de terörün nasıl bir melanet olduğunu bizzat yaşayan Kürt aydınları görüyor ve biliyor.
Yazar Orhan Miroğlu şöyle diyor: "Demirtaş, 'siyasetin silahla bir arada olamayacağını' keşfetti birden ve'Türkiye açılımı' yapmaya davet ettiHDP'yi! Türkiye açılımı değil İP'edoğru bir açılım bu!"
Yazar Aytekin Yılmaz ise, "Demirtaş, katilin adını söyleyemez" diyor ve ekliyor: "Selahattin Demirtaş son yazısında'Siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağını'yazmış, ama şiddeti kiminuyguladığını yazmamış. Yazamaz da,yazdığı gün siyaseten bittiği gündür.O da bunu biliyor ve katilin adınısöylemiyor!"
Demirtaş'ın PKK'ya ilişkisi bundan daha iyi anlatılamaz. Korkar ve tek kelime edemez. Bunu eşbaşkanı olduğu HDP'nin 2015 seçimlerinde yüzde 13 oy alıp 80 milletvekili çıkardığında gördük. Kendisi "beyaz kefen giyip" PKK vesayetine meydan okuyamadı. Şimdi kalkıp, hiç sıkılmadan 6'lı masaya cesaret öneriyor: "Siyasette değişim yürek ister,cesaret ister. İstediğiniz kadar bilgiyeve deneyime sahip olun, cesaretinizyoksa değişimi başlatamazsınız."
İyi de bu önerdiğini zamanında Kandil'e teslim olmayarak sen yapsaydın. O zaman ne ülke derin acılar yaşardı ne de sen dört duvar arasında, SırrıSüreyya Önder'in deyimiyle Kürtler için "kör bıçak" olacak 6'lı masaya muhtaç olurdun.
Okuyanların aklıyla alay eden ve gerçeği çarpıtan Demirtaş şu tespiti de yapıyor: "Bugünkü koşullarda altılı masaile HDP merkezli muhalefet arasındakurumsal bir işbirliği pek olasıgörünmüyor. Bunun en temel nedeni,AKP'nin ürettiği algılar."
İnanılar gibi değil ama adam ders çıkartılması gereken cezaevinden bile yalan siyaset üretiyor: Cevabı yazar Orhan Miroğlu veriyor: "HDP ve PKK arasında 'ölümcül'bir ilişki meğer hiç yokmuş! AKParti'nin yarattığı algıymış yaşananlar!Bu ülkede insanların yüzde 84'üvatanı için ölmeye hazır, yüzde 84'üvatanıyla gurur duyuyor ve siz buvatana kırk yıldır ateş eden bir örgütümeşrulaştırmayı hâlâ siyaset sanıyorsunuz!"
Peki, hem açık açık terörü destekleyen, hem barış havarisi kesilen, hem emperyalist dediği ABD'nin PKK'ya desteği karşısında susan, hem de CHP ve İP'e yanaşarak "celladına âşık" pozisyonuna düşen bu tür bir siyasetçiyi nasıl değerlendireceğiz?
Kendi adıma bir tarif bulamadım. En iyisi sözü PKK'dan korkan, devlet karşısında aslan kesilen Demirtaş'a bırakalım: "Bu siyaseti sevmiyorum. Yinede içindeyim siyasetin. Neyse kisiyaset benim içimde değil. Mademiçindeyim, size içeriden kesin bilgivereyim. Tanıdığınız siyasetçilerintamamına yakını sürekli fırıldaklıkyapar. Belki ben de öyle davranmışımdırbazen."
Ne diyelim, hangi çıkışıyla "fırıldaklık"yaptığını da 6'lı masa çözsün.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.