Küçülen dünyanın en ücra köşesindeki bir olay bile artık ülkelerin iç siyaseti kadar yakından izleniyor. Çatışma ve savaşlar ise hayatları altüst ediyor. Alın en son yaşanan Ukrayna-Rusya Savaşı'nı... Bu savaş sadece yaşandığı coğrafyayı değil, ekonomik yaptırımlar ve buğday krizi örneğinde olduğu gibi dünyanın her yerini etkiliyor. Bu nedenle dış pol-i tika her zamankinden çok daha önemli hale geldi.
Türkiye son yıllarda dış politikada sessiz devrim denebilecek bir dönüşüm içinde. Geliştirdiği çok yönlü ve aktif politikalarla, Katar'dan Libya'ya, Suriye'den Karabağ'a, Balkanlar'dan Orta Afrika'ya dünya siyasetini etkileyen işlere imza atıyor. Bu süreç, BAE, Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail'le kurulan yeni ilişkilerle de devam ediyor. Ama en önemlisi, Batı Bloku'nun siyaset üretemediği bir dönemde patlayan Ukrayna-Rusya Savaşı'ndaki barışçıl duruşuyla ilgi odağı olması.
Bu duruşun ne anlama geldiğini Antalya'daki Diplomasi Forumu'nda gördük. O dönmede 45'i aşkın ülke lideri, Türkiye'ye geldi ve Başkan Erdoğan'la görüştü.
Nihayet İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle ilgili bugünlerde yürüttüğü siyasetle Türkiye, Madrid'deki NATO Zirvesi'nde zirveye oturdu. Artık Türkiye ürettiği siyaseti hayatageçiren bir ülke konumunda...
Peki, bütün bu olup bitenleri Türk halkı nasıl değerlendiriyor?
Bu sorunun cevabını siyaset bilimci EdaSerbest'in kurduğu EDAR araştırma şirketininson araştırması veriyor. Türkiye'nin 12 bölgesindeve 1940 kişiyle yüz yüze yapılan araştırmadason dönemin dış politika konuları soruluyor.
İlk sırada İsveç ve Finlandiya'ya karşı hükümetin izlediği politika var. Toplumun yüzde 59.36'sı izlenen siyaseti olumlu buluyor. Olumsuz bulanların oranı ise yüzde 20.62...
Son dönemde muhalefetin çok eleştirdiği Arap ülkeleriyle yakınlaşma siyasetine de toplumun yüzde 48.11'i olumlu bakıyor. Olumsuz bakanların oranı diğerine göre biraz yüksek: Yüzde 29.48...
Benzer bir yaklaşımı İsrail'le ilişkide de görüyoruz. Olumlu bakanlar yüzde 45.66, olumsuz yüzde 32.9...
Dış politika açısından iki önemli gösterge daha var. İlki, Başkan Erdoğan hükümetinin dış politikasıyla ilgili. Başarılı bulanların oranı yüzde 56.81, başarısız bulanları oranı ise 24.53.
İkincisi ise araştırmada ortaya çıkan Türkiye'nin dünya genelindeki itibar endeksi... Seçmenlere göre Türkiye'nin küresel itibar endeksi 100 üzerinden 78.71 puan...
Halkın gözünde böyle parlak bir dış politika algısı var.
Peki, sabah akşam Türkiye'nin dış politikasını eleştiren, onca ülke lideri daha Türkiye'deyken "Türkiye çok yalnız kaldı" diye açıklama yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve daha NATO toplantısı sürerken kürsüye çıkıp "Türkiye tavizverdi" diyen ittifak ortağı Meral Akşener'in durumu ne, halk nasıl bir not veriyor?
Tablo gerçekten çok vahim... Araştırmada halka sorulan soru şu: "Türk dış politikasınıen iyi şekilde hangi lider temsil edebilir?" Recep Tayyip Erdoğan yüzde 54.81, Mansur Yavaş yüzde 20.29, Ekremİmamoğlu yüzde 10.38.
Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 6.63, ÜmitOzdağ yüzde 5.38, Meral Akşener yüzde 2.51. Başkan Erdoğan'a duyulan güven, iki belediye başkanı da dahil muhalefetin toplamından daha fazla... Bu gerçeği görmeyen muhalefet liderleri açısından çok daha acı olan şey ise, birinin kendi belediye başkanlarından, diğerinin de partisinden istifa eden ve ırkçı çıkışlarıyla kaos peşinde koşan Özdağ'dan daha düşük oy almaları.
Dünyanın altüst olduğu bir zaman diliminde dış politikada güven vermeyen siyasi aktörlere halk ülkeyi teslim eder mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.