Yeni seçim yasası 6'lı 28 Şubat İttifakı'nın dengesini bozunca, çatlak sesler çıkmaya başladı. Aslında bu fotoğraf ve son tartışmalar, yeni yasa olmasa da içeriden birilerinin 6'lı ittifakı sabote etmek istediğini gösteriyor.
Öyle olmasa ne masanın en küçük partisi DP Genel Başkanı Gültekin Uysal o çıkışı yapardı, ne de söyledikleri bu kadar tartışılırdı. Uysal'ın cumhurbaşkanı adayını tarif ederken söylediği sözleri, iş olsun diye söylemediği o kadar açık ki: "20 yıllık AKP döneminde sorumluluğaortak olmamış olmak."
Kimden söz ediyor dersiniz? Masadayan yana oturduğu eski başbakan AhmetDavutoğlu veya AK Parti'nin 16 yılında bakan,başbakan yardımcılığı yapan Ali Babacan'danmı?
Onlardan söz etse, masada yan yana nasıl oturacak? Ayrıca onların cumhurbaşkanlığı adaylığı gibi bir beklentileri olmadığını en iyi Uysal biliyor.
Peki, o zaman bu söz kime ve neden söyledi? Arka planda hâlâ adı adaylık için geçen Abdullah Gül veya benzeri biri için olabilir mi? Kılıçdaroğlu'nun aklında hâlâ Gül olsa da sanmıyorum. Geriye bir tek masanın dağıtılması fikri kalıyor ki, Uysal'ın yaptığı tam da bu... Ben bu çıkışı, Mansur Yavaş'a bağlasam da İyi Parti çevresinde farklı şeyler konuşuluyor. Onlara göre masanın dağılmasını isteyen kilit isim, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener.
Son günlerde Akşener'in kendi partisinde yeni bir oyun kurduğu biliniyor. Şimdi de aynı şeyi masada yapıyor.
İyi Parti'yi içeriden bilen bir siyasetçi şöyle diyor: "Bu oyun yeni de değil. Akşener,başından beri Ekrem'i de tahrik ederekkendi oyununu kuruyor. Artık CHP'yeihtiyacı olmadığını gördü. Seçimlereayrı girmek istiyor. Çevresine de sık sık; 'HDP ve CHP yükünü neden taşıyayım'diyor. Ama masayı da bozan olmak istemediğiiçin devreye Uysal'ın girmesiniistedi ve masayı salladı."
"ÇANKAYA'NIN NOTERİ VETABUTA KONAN ADAY"
Doğrusu Kılıçdaroğlu da Akşener de kendimahallelerinden bir aktörün veya adayınöne çıkmasını, sonra da seçimi kazanmasınızaten istemiyor. Bu, ikisinin de siyasi hayatınınsonu demek. Zaten bu nedenle istedikleriadayı tarif ederken birbiriyle çelişen onlarcaşey söylendi. "Sembolik ve düşük profilli olacak", "Bize danışacak", "Yetkisini devredecek" gibi... Yüzde 50 artı bir oy alan bir siyasi aktörün bu rolleri üstlenmeyeceği açık. Üstlense bile yerine getirmeyeceği de...
Tecrübeli bir siyasetçi şöyle diyor: "Seçecekleri adamı şimdiden tabutakoydular... Rahmetli Demirel'in deyimiyle'Çankaya Noteri' bile bu kadarkimliksiz bir tarif değildi. Böyle bircumhurbaşkanı profilini kim kabuleder?"
AMERİKANCILAR KAYGILIBİR TELAŞ İÇİNDE
28 Şubat İttifakı'nın doğu yakasında bunlarolurken, batı yakasında da hareketlilik var. Ankara'da güçlü bir "ABD Lobisi"nden söz ediliyor. Klasik ABD yanlısı, emekli askerler, emekli milletvekilleri ve emekli büyükelçiler son günlerde "Bu son şansımız" diyerek sık sık bir araya gelip siyaset konuşuyor.
Kaygıları da "sağ oyların bölünmesi"... Bunun için siyasi aktörlere ciddi baskı yaptıkları söyleniyor.
Yakın tarihimizden ders almadıkları belli. İlginç olansa, bu lobinin, masadaki DEVA ve Gelecek partilerinin Saadet Partisi çatısı altında bir araya gelmesini ve bunun için de eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün devreye girmesini istemeleri. Lobi, bu ittifaka Hüda-Par'ın da katılmasını istiyor.
Acaba son günlerde Gül'ün adının yeniden piyasaya sürülmesi ve konuşulması bu lobiyle mi alakalı yoksa tesadüf mü?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.