İnsanlık tarihi boyunca göçler hep oldu ve olmaya da devam ediyor. Bugün dünyada 250 milyonu aşkın göçmenden söz ediliyor. Bunun, bugün en önemli nedeni de küresel sistemin devletler ve bölgeler arasında yarattığı adaletsizlik ve bazı ülkelere dayattığı vekâlet savaşlarıdır. Sistem, böylece milyonlarca insanı ölüme sürüklerken, milyonlarcasına da derin acılar yaşatıyor. Bu gerçeği ne yazık ki bizzat göçmen sorununu yaratan ABD ve AB görmek istemediği gibi içerideki bazı siyasi partiler de görmüyor.
Görmedikleri gibi "kriz lobisi" oluşturarak son 10 yıldır göçmenlere el uzatan, onların sığınabileceği bir merhamet limanı olan Türkiye'ye karşı göçmenler üzerinden inanılmaz bir kara kampanya yürütüyorlar. Bu kampanyanın başını da CHP, İyi Parti ve Zafer Partisi çekiyor. Bugüne kadar maaş bağlanmasından hastanelerde bedava tedaviye, üniversitelere sınavsız girişten "seçmen yapılıyorlar" yalanına kadar onlarca şey söylendi.
Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yine bu konuyu açtı ve yeni bir tartışma başlattı. "1. Sığınmacıların eski kimlik bilgilerielinizde mevcut mu? 2. Kaçına vatandaşlık verdiniz vehangi güvenlik soruşturmalarındangeçirdiniz? 3. Sınırlarımızın delik deşik edilmesinineden izliyorsunuz? Amaç ne? Neyin hazırlığındasınız?"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da butweet'e kısa bir tweet'le cevap verdi: "Vatandaşlık sorusunun muhatabı,Nüfus ve Vatandaşlık İşleri GenelMüdürlüğü. Diğerlerinin muhataplarınıda 'yamakların' bulsun. Soruları düzelttirmekiçin aynı büyükelçiye gönderebilirsiniz."
Ama asıl meramını ise Soylu, Göçİdaresi Başkanlığı'nın kuruluşunun 9. yılıdolayısıyla düzenlenen iftarda anlattı. Ve öylebir konuşma yaptı ki yenilir yutulur değildi. Önce göç konusunda konuşan siyasetçileri, yazı yazan klavye kahramanlarını "yalancılıkla" suçladı: "Hayatında bir tane sınıra gitmemiş,bir sınır güvenlik sistemi incelememiş,bir tane geri gönderme merkeziziyaret etmemiş, bir tane göç mevzuatıokumamış insanlar, göçle ilgili tek bilgisi,sokakta gördüğü iki tane göçmendenibaret olan, onların da statüsünübilmeyen insanlar, hemen her gün kalemi,klavyeyi eline alıp yazılar döşeniyor. Ekranlara çıkıp ahkâm kesiyor, Mecliskürsüsüne çıkıp saçmalıyor. Hiçbirsorumlulukları yok, istedikleri yalanısöyleyip geçiyorlar."
Sonra da sözü CHP Genel Başkanı'nagetirdi ve Kılıçdaroğlu'na kendi hazırladıklarıbelgeyi hatırlattı:
"Göçle ilgili konuşuyorsun, dahakendi partinin hazırladığı belgedenhaberin yok. CHP'nin 2016 yılında hazırladığıGöç ve Göçmen Sorunlarını İncelemeKomisyonu Mülteci Raporu'nda ve bu raporailişkin bir milletvekilinin açıklamasında iki şeysöylüyorlar. Birincisi 'Göçmenlerin kalıcıolduğu kabul edilmeli', ikincisi 'Türkiye,Cenevre Sözleşmesi'ne koyulan coğrafiçekinceyi kaldırsın' diyorlar. Hatta ÖzgürÖzel, yine 2016'da 'Coğrafi çekinceninkaldırılması bir tercih değil, zorunluluktur'diyor. Şu anda yalnız Türkiye'nin sınırlarınınetrafında 8 milyon potansiyel göçmenvar. Coğrafi çekinceyi kaldıralım da dünyadakibütün göçmenleri buraya mı yığalım. Coğrafi çekince maddesi, 1951 Anlaşması'na Türkiye'nin koyduğu bir sigortadır. Coğrafiçekincenin kaldırılmasını önermek,CHP'nin göç meselesindeki cehaletininitirafıdır. Bu kadar açık ve nettir. Sayın Kılıçdaroğlu, kusura bakma. Ekibin de arkadaşlarında tembelsiniz, zahmet edip de şu işin kuralını kaidesini okumuyorsunuz."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.