Dünya, müthiş bir altüst oluş yaşıyor. Siyasette, ideolojilerde hiç hesapta olmayan savrulmalara tanık oluyoruz. Dünyanın merkezi Doğu'ya kayıyor ve devletlerin içinde "milli ve küreselci" iki aks gelişiyor, ama henüz taşlar yerine oturmuş değil.
Bu nedenle bir ülkede olup bitenleri sadece görünen yüzüyle değerlendirmek yetmiyor.
Pakistan'da son hükümet düşürme operasyonu da tam böyle bir fotoğraf sunuyor. Bir yanda yakın geçmişte Batı'nın ve ordunun desteğini alıp iktidara gelen İmran Han, öte yanda ülkenin iki güçlü sivil siyasi çizgisi HalkPartisi ve Müslümanlar Birliği Partisi var.
Darbelerin ülkelere yıkım getirdiğini bilen ve siyaseti izleyen biri olarak Pakistan'da olup bitenleri dikkatle izliyorum. 2014 yılında üniversite eğitimini Pakistan'da tamamlayan AK Parti Milletvekili Burhan Kayatürk'le birlikte Pakistan'a gitmiştik. O gezide, son yıllarda tartışmaların odağındaki eski başbakanlardan Navaz Şerif'le de görüşmüştüm.
Dönüşte yazdığım yazı şu tespitle başlıyordu: "İlginçtir, 14 Ağustos'tan bu yanaPakistan'da tıpkı Gezi benzeri kaotik birsüreç yaşanıyor."
Tarih 2014... O olaylarla ilgili BaşkanErdoğan da şöyle diyordu: "Pakistan'daki olayların bizdeki Geziolaylarına benzer yanı olduğunu görüyoruz.Pakistan'da da paralel yapıya benzerbir yapı var. O da kendine siyasi bir yapıbuldu ve Pakistan'ı karıştırmaya çalışıyor."
Paralel yapı gerçekten FETÖ'ye çok benziyordu. Bizdeki gibi dini bir cemaate dayanıyor ve etkili bir lideri vardı: Muhammed TahirÜl-Kadiri. Kadiri, uzun yıllar Kanada'da yaşayan bir vaizdi.
Bu yapı ve "ona destek veren bir siyasiparti, günlerdir sokakları ateşe vererekBaşbakan Navaz Şerif hükümetini düşürmekistiyordu."
Tablo bugünkünden daha kötüydü.
Şimdi gelelim bugün Meclis'te hükümeti düşürülen Başbakan İmran Han'ın bu yapıyla ilişkisine... Şu notu düşmüştüm:
"Pakistan Adalet Hareketi'nin başkanlığınıyapan medyatik eski kriketçiİmran Han'la ittifak yaptı. Seçimi kazanamayıncada İmran Han'la birlikte ülkeyi kaosasürüklemek için orduyu bile göreve çağırmaktangeri durmadı. Devrim için gelip darbecioldu..."
Tabloya bakar mısınız? Aynı kaotik süreç 2017'de de yaşandı. Sonra 2018'de seçimler yapıldı ve İmran Han, ordu ve Batı'nın desteğini alarak seçimi kazandı ve başbakan oldu.
Ve durum bambaşka bir yere evirildi. İmran Han, açık açık ABD'nin kendisine darbe yaptığını söyledi, ABD'ye rağmen Rusya ve Çin'le yeni ilişkiler kurdu, Türkiye'yle de birçok alanda ortak siyaset izledi. Hatta ABD'yle ilişkili FETÖ okullarını kapattı.
Peki, böylesine milli ve bağımsız bir siyaset izleyen İmran Han'ı Meclis'te düşürenler kim? Öne çıkanlar, darbecilerin idam ettiği Zülfikar Ali Butto ve suikastla öldürülen kızı Benazir Butto'nun partisinin başındaki torun Bilavel Butto Zerdari ile Pakistan'ın kurucu babası Muhammed Ali Cinnah'ın kurduğu partinin devamı olan Müslümanlar BirliğiPartisi'nin lideri Şahbaz Şerif. Nitekim Şahbaz Şerif dün başbakan seçildi.
Acaba dünün darbe mağdurları "darbeci","darbecileri" milli ve bağımsızlıkçı mıoldu yoksa görünmeyen başka şeyler mi var?
Anlaşılan hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Herhalde durumu en iyi, bölgeyi yakından bilenlerden Turizm ve Kültür Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam'ın şu tespiti özetliyor: "Pek çok gerekçe öne sürülebilirancak, büyük devletler kendi çıkarlarınagöre geçiş güzergâhını siyasi/ticari kontroletmeye çalışıyor. Türkiye gibi yapısaldeğişim/dönüşüm yapmışların dışındakalanlar ise iç dinamikleriyle (derin),geçici çözümlerle 'oyuncu değişikliği!'yapıyor."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.