Kılıçdaroğlu-İmamoğlu yarışında sürpriz hamleler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hem partisinin hem de muhalefetin dikkatini 6'lı buluşmaya çekmek için her şeyi yapıyor, ama başarması kolay değil. Daha ilk adımda ikinci buluşma tarihini "28 Şubat" seçerek, birlikteliğin adını "28 Şubat İttifakı" yaptı ve hanesine eksi yazdırdı.
Tabii Millet İttifakı'nın tek sorunu bu değil. İttifak partilerinin birçok konuda anlaşamadıkları, HDP'yi öfkelendirdikleri ya da Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır'ın dediği gibi hâlâ millete "güven" veremedikleri gerçeği bir yana asıl sorun ittifakın kılavuz partisi CHP içinde yaşanan gerginlikler...
Kılıçdaroğlu 6 partiyi, hatta HDP'yi bir arada tutmaya çalışıyor ama kendi partisindeki bir siyasi aktörü dizginleyemiyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan söz ediyorum.
Kılıçdaroğlu ne yaparsa yapsın, İmamoğlu ve medyasını durduramıyor. Son dönemde bu operasyona küresel güç merkezleri de katılınca işi daha da dizginleyemez oldu.
Baksanıza İngilizler bırakıyor, ABD'liler geliyor, onlar gidiyor bu kez küreselciler veya Almanlar devreye giriyor. En son Münih'e davetiyle daha da havalandı. O kadar pervasız ki, Münih'te Türkiye karşıtlığı tescilli Batı'nın cici çocuğu Cem Özdemir ve Belarus'un Sorosçu turuncu lideri Sviatlana Tsikhanouskaya'yla görüşmekten bile imtina etmedi. Küreselcilere selam yolladı.
Yakında Kraliçe davet ederse hiç şaşırmamak gerekiyor.
İşin garip tarafı, arkasına aldığı küresel güçlere, içerideki yandaşları da ses çıkarmıyor. Tam aksine hepsi destek veriyor. Sanatçı Fazıl Say'dan Cumhuriyet yazarlarına, Tele 1'den Halk TV'ye artık hepsi açık açık Ekremci...

KILIÇDAROĞLU DURDURAMIYOR
Anadolu'yu dolaştığını söyleyen Cumhuriyet yazarlarından Işık Kansu'nun söyledikleri o camianın ortak görüşü gibi:
"Belediyede başarılı bulunuyor. Güveniliyor da. Trabzonlu. Karadeniz'i arkasına almayan seçimi kazanamaz Türkiye'de. Doğulular da İmamoğlu'na karşı çıkmıyor. Tutucuları dışarıda tutarsak, dindarlar da sorun etmiyor. İyi Parti ile de ittifaktaki diğer partilerle de arası iyi."
Yazar Kansu, eskiden solun dilinden düşürmediği emperyalizmi, küresel güçleri de es geçmiyor ve şöyle diyor:
"Buna son günlerde İmamoğlu'na gösterilen uluslararası ilgiyi de eklemek gerekiyor."
Gördüğünüz gibi CHP içinde ve dışarıda Kemalciler-Ekremciler kavgası bütün hızıyla sürüyor. Kılıçdaroğlu istediği kadar "Belediye başkanları görevlerini yapsın" demeye devam etsin, İmamoğlu'nu durduramıyor, durduramayacak da.
Bir ihtimal olarak şu teze sarılan Kemalci CHP'liler de var. Onlara göre; Kılıçdaroğlu değilse bile 6'lı ittifakta yer alan Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, kendilerini devre dışı bırakacağı için İmamoğlu'na destek vermeyecek ve onu engelleyecek.
"Çünkü" diyor bir CHP'li, "Kemal Bey, ittifak partileri için tehlike değil ama İmamoğlu tehlike. Bu yüzden hiçbiri İmamoğlu'nun adaylığını istemez. En kötüsü son anda cumhurbaşkanlığı sembolik olacağı için Abdullah Gül veya İlhan Kesici devreye sokulur ve İmamoğlu engellenir."
Doğrusu İmamoğlu'nu Fatih'e benzeten Akşener bu kervana katılır mı bilemem ama Kılıçdaroğlu, artık İmamoğlu'nu durduramıyor. Kılıçdaroğlu'nun son bir hamleyle, "Ben aday olayım, sen de gel CHP'nin başına geç" diyeceği söyleniyor. Bunu karşı İmamoğlu da boş durmuyor. O da öyle son bir oyuna hazırlanıyor ki Kılıçdaroğlu çaresiz kalabilir:
"Gel halka gidelim, halk kimi istiyorsa o aday olsun..."
İki taraf da kılıçları çekmiş bekliyor. Sizce kim kazanır?