‘O Adam’ neden hep kazanıyor, ötekiler kaybediyor?
Kısa süreli de olsa siyasetçisi, işadamı, gazetecisi, ekonomi profesörü "Nihayet bu kez oldu" diye sevinç çığlıkları atsalar da işe yaramadı.
Çünkü 19 yıldır alt edemedikleri "O Adam" yine sahneye çıktı ve bir hamleyle o kirli hesabı bozdu.
İnanılmazdı, "Dolar almanın tam zamanı" diye kışkırtan "beyni sulanmış" siyasetçisinin de, paçoz gazetecisinin de dili tutuldu. Adam yine kazanmıştı
Peki, bu işin sırrı neydi ki "O Adam" hep kazanıyor, ötekiler hep kaybediyordu?
Son iki gün üst üste, süreci merak edenler gibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İP Genel Başkanı Meral Akşener ve Başkan Erdoğan'ın konuşmalarını dikkatle dinledim.
İşin sırrı o konuşmalarda saklıydı.
Siyaset-toplum ilişkisinde birinci önemli şey liderin samimiyetiyse, ikincisi de o liderin ortaya koyduğu siyasi vizyondu. Şimdi geriye dönüp sadece kur krizi veya kur saldırısı sonrasında kimin ne dediğine bakın, farkı göreceksiniz.
MUHALEFET NEDEN ÇARESİZ?
Rahmetli Demirel'e haksızlık yapmak istemem Akşener, onun kötü bir taklitçisi bile olamıyor. Pahalılık ve yoksulluk üzerinden siyaset yapmak istiyor ama hiç inandırıcı değil. Bu yüzden onu geçiyorum.
Kılıçdaroğlu'na gelince... Bugünlerde herhalde cumhurbaşkanlığı adaylığına çok hevesli olduğu için açık açık Erdoğan'ı taklit ediyor ve onun kavramlarını kullanmaya çalışıyor. Ama beceremiyor ve samimi bulunmuyor. Hadi bunu beceremediğini kabul edelim ama ortaya bir siyasi vizyon da koyamıyor.
Konuşmalarında ne Türkiye ve çevresiyle ilgili ne de dünyadaki altüst oluşla ilgili bir analiz var.
Şu tabloya bakın; yaklaşık 11 yıldır muhalefette ve 100 yıllık bir partinin başkanlığını yapan Kılıçdaroğlu, ülkenin sorunlarını nasıl çözeceğini şöyle anlatıyor:
"İlk yapacağımız iş, siyasetle sorun yaşayanlar arasında güveni tesis etmenin yolu bunları bir araya getirmektir. İlk bir hafta içinde yapacağız. Derdini anlat kardeşim, çözeceğiz. Takvim yapılacak, hangi sorun nasıl çözülecekse bu açıklanacak. O zaman ziraatçi, çiftçi, tüccar diyecek ki 'bunlar samimiler'."
Gördüğünüz gibi Kılıçdaroğlu, şu anda sorunların nasıl çözüleceğini bilmiyor. İktidar olduktan sonra öğrenecek. Böylece "samimi" oldukları da anlaşılacak. Akıl alır gibi değil.
'TÜRKİYE BU TRENİ KAÇIRMAYACAK!'
Peki, Başkan Erdoğan ne diyor?
"Ülkenin felaketinden medet uman kifayetsiz siyasetçilere, manşetlerle hükümet devirip hükümet kurmaya alışmış akademisyen ve gazeteci kılıklı muhterislere, darbe heveslilerine, terörle, şiddetle, ambargoyla Türk siyasetini dizayn etmeye çalışan emperyalistlere sesleniyorum. Başaramayacaksınız" demesini bir yana bırakıyorum, muhalefet, şu tespitinin yanına bile yaklaşmış değil:
"Ekonominin temeli değişirken çatısının aynı kalması mümkün değildir. Dünyada bu uyumsuzluktan kaynaklanan büyük bir kavga yaşanıyor. Kartların yeniden karıldığı bu dönemde gelişmiş ülkeler ligine yükselen devletler önümüzdeki bir asra damgasını vuracaklardır. Ülkemizin geçmişte defalarca bu treni kaçırmasına yol açanlar bugün de aynı niyetle hareket ediyor. Türkiye bu treni kaçırmayacak."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Genç teğmenler ve organize işler (24.11.2024)
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)