Beklemediğiniz birinin, beklemediğiniz bir çıkış karşısında halkımızın güzel bir sözü var: "Bayramdeğil seyran değil, eniştem beni niyeöptü?"
Önceki gün Kandil baronlarından Duran Kalkan tam da böyle bir çıkış yaptı. Ortada Avrupa ülkeleriyle ilgili bir şey yokken, kalkıp onların PKK'yı kışkırttığını söylemesi şaşırtıcıydı. Şöyle diyordu: "Ateşkes ilan etmeyecek, savaşısürdüreceksiniz diye bize defalarcadayatmalarda bulunuldu. Bu dayatmaaçık oldu, gizli oldu; sözle oldu,fiiliyatla oldu ama bize dayatılançatışmaydı, çözümsüzlüktü. Biz hiçbirdevletten bir çözüm dayatması,çözüm programı, çözüm projesi görmedik."
Gel de "günaydın" deme... Geç ve eksik de olsa bu gerçeği seslendirmek önemli, ama şu sorunun cevabı çok daha önemli: Peki, ne oldu da, PKK'nın 3 numaralı ismi birdenbire ABD dururken, Avrupa ülkelerini Türkiye'ye karşı PKK'yı kışkırtmak ve çatışmaya zorlamakla suçladı?
Bu garip çıkışı kimileri, Türkiye'nin Irak ve Suriye içlerine uzanan terörle kararlı mücadelesi sonrası PKK'nın sıkıştığına ve bir çıkış yolu aradığına yordu.
PKK'lı Kalkan da satır arasında kafaları karıştırmak için "yeni bir çözümihtimali"nden söz ediyor ama olmayacağını o da biliyor.
Acaba CHP ve Millet İttifakı karşısında HDP'nin pazarlık gücünü artırmak ve "Her an rota değiştirebiliriz" mesajı olabilir miydi? Bu da zayıf bir ihtimaldi
Geriye bir tek ihtimal kalıyor. PKK baronu Kalkan, hedefe Avrupa'yı koyarak PKK'ya binlerce TIR silah ve milyonlarca dolar para desteği veren ABD'yi saklamak. Bu gerçeği yazar Orhan Miroğlu şöyle yorumluyor: "Adam doğruyu söylemiyor, ABDile ilişkilerin üstünü örtüyor. Biranlamda ABD'yi PKK terörünü desteklemezannından kurtarmak istiyor.Çevremizde olan her şey aslında2023 seçimlerine endeksli veABD buna göre hareket ediyor. HemErdoğan'dan kurtulmak hem deSuriye'de bir statü oluşturmak istiyor.Bunun için PKK'ya destek veriyor."
İşin asıl püf noktası tam da burası. PKK, destekçisi emperyalist ABD'yi gizleyerek Avrupa ülkelerini öne sürüyor ve gerçeği saklıyor. Oysa İngiltere hariç Avrupa ülkeleri, PKK'ya lojistik ve moral destek verseler de Ortadoğu'ya ilişkin özel bir stratejileri yok. Ama ABD'nin var. Hem de başından itibaren. Sadece AK Parti'nin iktidara geldiği ve AB yolculuğuna büyük bir heyecanla başladığı 2004 yılında olanlara bakın. Öcalan yakalanıp terörün durdurulduğu o yıl, PKK kongre yapıp silahı bırakacağını açıklamaya hazırlanırken, birdenbire bir şeyler oluyor ve PKK, AB yolculuğuna çıkan Türkiye'de yeniden silaha sarılıyordu. O günleri yazar Orhan Miroğlu,"Yeni Yüzyıl, Kürtler ve Bağımsızlık" kitabında şöyle anlatıyor: "Nihayet bu tartışmalar 2004yılında Kandil'de yaşanan kongredeiyice su yüzüne çıkmış ve kongredenbarış kararı, yani bir daha savaşmamakararı çıkacakken, aslında kongreüyeleri bu konuda yüzde 90'laravaran bir mutabakat sağlamışken, bukongrede savaş kararı alındı."
Peki, 2004 yılında PKK yeniden terör kararını neden aldı? ABD ve Pentagon yetkililerinin etkisi oldu mu? Avukat MahmutŞakar'ı Kandil'e kimler gönderdi ve PKK kongresine hangi mesajı götürdü? Yarın devam edelim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.