Ortada ciddi bir problem var ki, Millet İttifakı'nın adayının kim olacağı ile HDP meselesi siyasetin gündeminden hiç inmiyor. İnmeyecek de...
Bu muhalefet cephesi için hem iyi hem de kötü... Önce muhalefet açısından olayın iyi yanına bakalım. Bu tartışmayla muhalefet partilerinin, eski Türkiye zihniyetiyle siyaset yaptıkları ve ortaya yeni bir vizyon koyamadıkları gerçeği bilinçli bir biçimde saklanıyor. Böylece içi boş bir "Kim aday olacak?"tartışmasıyla toplum oyalanıyor.
Onlar için işin kötü tarafı ise bu oyalama taktiğini halkın fark etmesi.
Dikkatinizi çekmiştir, hangi araştırmaya bakarsanız bakın, hiçbir muhalefet partisi topluma iktidar umudu vermiyor ve birbirlerine anlamlı fark atamıyor. Tablo ortada, eski partiler yerinde sayarken, yeniler de yerlerde sürünüyor. Bu yüzden de birbirlerine mahkûmlar. Öyle mahkûmlar ki, bu partiler hem birbirlerine demediklerini bırakmıyor hem de bir arada olmak istiyor.
Mesela İP Genel Başkanı MeralAkşener, "HDP'yi nasıl konumlandırıyorsunuz?"sorusuna şu cevabı veriyor: "HDP'yi PKK'nın yanını konumlandırıyorum..."Ona HDP'nin önemli isimlerinden SırrıSüreyya Önder cevap veriyor: "İktidar gidecek ama gelecek olanda kör bıçağıyla bekliyor."Biri ötekini "terörün" yanına oturtuyor,öteki de onları kendilerini kesecek "körbıçak" olarak görüyor.
Buradan bir ittifak çıkmayacağı çok açık...
Ama daha önemlisi, sabah akşam feryat figan "şeffaf" birliktelik isteyen HDP'nin durumu.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancarsık sık şu talebi seslendiriyor: "CHP'nin çekingenliğinden çıkmasıgerek. Cesarete ihtiyaç var. Bir dahakiseçimlerde daha açık, daha şeffaf birlikteliklereihtiyaç var." Pervin Buldan ise aynı talebi, muhalefetpartilerini kendilerini ciddiye almaları için tehditederek yapıyor: "Milyonlarca insanın oy verdiğibir parti, başkalarına gitmek yerinediğer partilere kapısını açarak şeffaf vedemokratik bir ittifakın kapısını açacak."
Her iki açıklamayla da HDP'nin ittifakta"şeffaflık" istediği çok net. İyi de bu yaklaşımyerel seçimlerdeki ittifakın şeffaf değil,gizli kapaklı olduğu anlamına gelmiyor mu?
Peki şeffaflık için ittifak yapmak yeterli mi? HDP'nin taleplerinde de "şeffaf" olunacak mı?
Ekranlara çıkıp, milyonların gözünün içine baka baka, HDP'yle ittifak yapılmadığını söyleyen CHP'li ve İP'li siyasi aktörlerin şu şeffaflık talebine bir açıklık getirmeleri gerekiyor. Geçmişe yönelik yalan söyleyen kim? HDP mi, siz mi?
Tartışmaya son noktayı muhalefeti yerin dibine sokup çıkartan Demirtaş koyuyor: "Kimse bizi iki kötü arasında tercihezorlamaya kalkmasın. Biz bunapayanda olmayız. Muhalefet, HDP ilediyalogdan kaçıyorsa ortada bir tuhaflıkvar demektir."
Evet, ortada bir değil birden fazla tuhaflıkvar ki, dün ilkesiz ve şeffaf olmayan birlikteliğegözü kapalı giren HDP'liler, bugün"kör bıçak" veya "kötü" diye nitelediklerimuhalefet partilerine yalvaran durumadüşmüş... Bu yüzden de ne CHP nede İP onları iplemiyor. Muhatap alıp cevapveren bile yok. Tıpkı dün çözüm süreciniKandil'in kanton hayallerine kurbaneden HDP aklı, şimdi de siyasi öngörüsüzlüğüylekoca bir sosyolojinin sivil siyasetbeklentisini CHP ve İP'in eski Türkiyeözlemlerinin kuyruğuna takarak hebaedecek görünüyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.