Başta CHP olmak üzere eski ve yeni bütün muhalefet partileri, uzun süredir Suriyeli mülteciler üzerinden akla hayale gelmeyen yalanlar ve ırkçılığa varacak yaklaşımlarla sert bir muhalefet yürütüyor. Halk, birkaç seçimde bu iftiraları ciddiye almadığını gösterdiği halde muhalefet bu ırkçı dilden vazgeçmedi.
Yalanlara da ırkçı yaklaşımlara da devam etti. Hâlâ Suriyelilerin devletten maaş aldığı, üniversitelere sınavsız girdiği, hastanelerde bedava muayene edildiği yalanını sürdüren siyasi aktörler var.
Onlar şimdi hedefe Afganistanlıları koymuşlar.
Nefretin altyapısını da muhalefetin besleme medyası, "İktidar göçü yönetemiyor, heryanı Afganistanlılar sardı" kara propagandasıyla yapıyor.
Oysa göç meselesi sadece bizim çevremizde, coğrafyamızda yaşanmıyor, dünyanın birçok bölgesinde yaşanıyor ve küresel adaletsizliğin bir ürünü. Ülkeler arasındaki mevcut gelir adaletsizliği sürdükçe de göç kaçınılmaz.
Ama daha vahim olanı ve başta Türkiye olmak üzere birçok ülkeyi asıl tehdit eden, ABD'nin işgali veya müdahalesi sonucu iç savaşların yarattığı göç dalgası.
Bugün Türkiye'nin önünde, ABD'nin Afganistan'la başlayan, Irak ve Suriye ile devam eden müdahaleleriyle yaşanan göç dalgası çok daha ciddi bir tehdit olarak duruyor.
Peki Türkiye bu tehdit karşısında ne yapıyor? Muhalefetin son günlerde yeniden diline doladığı gibi göçü yönetemiyor mu yoksa gereken önlemler alınıyor mu?
Bu soruların cevabını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sordum.
Bakan Soylu önce genel bir tespit yapıyor: "Defalarca söyledim, Türkiye göçüen iyi yöneten ülkelerin başında geliyor. Dünya da, bizdeki muhalefet deTürkiye'nin göç dalgasının altında ezileceğinibekledi. Oysa biz yepyeni modellergeliştirerek süreci doğru yönettik. Heminsani duruştan taviz vermedik hem desınırlarımızı kontrol altına aldık, almayada devam ediyoruz. Muhalefet, Suriyeüzerinden yapmaya çalıştığı karmaşıklığıacaba Afganistanlılar üzerinden yapabilirmiyim fitnesi içerisinde. Boşuna beklemesinler."
Sonra da sözü rakamlara getirerek yapılanönlemleri anlatıyor: "Doğu sınırlarımızda 141 gözetlemeve 109 haberleşme kulesi, 85 komutakontrol merkezi, 329 kablosuz sensörseti, 108 milyon euro bütçeli elektro-optik kule projesi kapsamında 560km'lik kesintisiz ve etkin gözetlemeimkânı sağlandı. İran ve Irak sınırındakibu çalışma yüzde 90 oranında da tamamlandı."
Gelelim en çok merak edilen soruya... ABD'nin önümüzdeki ay Afganistan'dan çekilmesi, Taliban'ın güç kazanması ve Türkiye'nin de Kâbil Havaalanı'nı işletmek istemesi nedeniyle yoğun bir Afgan göçü yaşanacağı ve bunun da bazı ülkelerin iç dengesini bozacağı beklentisi, eski bir soruyu tekrar gündeme getirdi: "Acaba ABD'nin Afganistan'dan çekilmesibir tuzak mı?"
İçişleri Bakanı Soylu bu soruya şu cevabıveriyor: "Birileri böyle düşünebilir ama bizABD'nin girdiği yerlerde bölgesel istikrarsızlıkoluşturduğu gerçeğini yıllardır biliyoruzve ona göre önlem alıyoruz. Biz hemküresel adaletsizlikten hem de iç savaşlardankaynaklanan göçe karşı hazırlıklıyız. Ama ne yazık ki bu gerçeği, göçün yaşanmasınayol açan gelişmiş ülkeler, gelişmekteolan ülkelerin dışa bağımlı muhalefetive göçü istismar eden küresel sistemgörmüyor. Görseler dünya böyle bir insanlıkdramı yaşamaz."
Bakan Soylu, son bir not ekliyor: "Son iki yılda 735 bin düzensiz göçmenyakalandı. Ülkelerine gönderilen170 bin göçmenin 105 bini Afganistan'agönderildi. Dünyada bunu başaran tekülke Türkiye..."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.