Pusuda bekleyenler ellerini ovuşturuyor, bir açık bulsak da saldırsak diye...
Gerekçeleri de ABD'de açılan Borajet davası. Peki, neydi o dava? Bütün bu olayla nasıl başladı ve bazı gazeteciler o davaya nasıl monte edildi?
Sanıyorum Borajet olayını "FETÖ hertaşın altında" başlığıyla medyada ilk yazanlardanbiriyim. Yazımın tarihi de 21 Ağustos2016. Bu yazıma vesile olan da Hürriyet'tenToygun Atilla'nın yazdığı gözaltındakiFerhat Bayındır'ın şu ifadesiydi: "FETÖ ile ilgili bağlantısını bildiğimağabeyimin kaset olayında ve HaydarMeriç'in öldürülmesinde rolü olduğunudüşünüyorum."
Er-Ah Uçuş Okulu Genel Koordinatörü Bayındır'ın bu sözleri inanılmazdı. Çünkü ağabeyi dediği Faruk Bayındır da sıradan biri değildi ve 2011 seçimleri öncesi MHP'ye kurulan kaset komplosunun mimarı olarak suçlanıyordu.
Bir gazeteci olarak bu izi sürdüm ve karşıma Borajet çıktı. O yazıdan okuyalım:
"Medya onu (Faruk Bayındır'ı) ilk kez Airex 2008 Havacılık Fuarı'nda keşfetti. Adı sanı duyulmayan Bayındır, şirketi Bora JetExclusive Charter A.Ş. adına ultra uzun menzilli 58 milyon dolar değerinde bir adet Global Express XRS jeti siparişi verince herkesi şaşırtmıştı.
Biraz araştırınca işin bir parçası aydınlandı. Arkasında sır gibi sakladığı Amerikalı ortağı Yalçın Ayaslı vardı."
Araya girip Ayaslı ile şu notu düşelim: Ayaslı, ODTÜ'yü bitirdikten sonra ABD'nin en ünlü okulu MIT'de doktora yapmaya giden ve oraya yerleşen bir Türk. Türkiye'de de Armaggan hediyelik eşya mağazaları, Nar firması ve Borajet gibi firmaları vardı.
Hatta yıllar önce Cağaloğlu'ndaki Armaggan firmasının açılışına beni de davet etmişlerdi.
Ayaslı aynı zamanda ABD'deki Turkish Culturel Found'un da kurucusu. Peki, böyle parlak geçmişi olan biri,Bayındır ve FETÖ'cüleri nasıl bulmuştu?
Tekrar o yazıya dönelim:
"Söylenenlere göre bu bağı kuran kişi 'Havacılık İmamı' olarak bilinen avukat Halil İbrahim Koca... Rıza Zarrab'ın da avukatlığını yapan Koca'nın THY eski yöneticileriyle yakın ilişkisi de dikkat çekici."
Bu ortaklığın ayrıntısını Borajet'le ilgili 23 Ağustos 2016'da çıkan ikinci yazımda anlatmıştım:
"İki ortağı, İbrahim Faruk Bayındırve avukat Halil İbrahim Koca da FETÖsoruşturmalarından aranıyor. Önceki günBayındır'ı biraz anlattık. Ama avukat Kocaonu da aşan derin ilişkilere sahip... FETÖyapılanması içinde etkili olduğu için neredeysekarışmadığı, adının geçmediği olay yok.17 Aralık darbesinden şike olayına kadar heryerde var."
İkinci yazım şu soruyla bitiyordu
"Peki, ABD'de Boeing ve NASA'ya teknoloji üreten Dr. Yalçın Ayaslı bu iki isimle nasıl bir araya geldi? Hangi güç odağı onları buluşturdu?"
Ayaslı bu sorulara cevap vereceğine, tuttu bu konuda yazı yazan gazetecileri hedefe koydu. O günlerde Sabah'tan sevgili dostum Ersin Ramoğlu da benzer yazılar yazdı. O tarihte Borajet'in iflasa sürüklendiği bilinmiyordu, satılması da gündemde değildi. Bu nedenle o günlerde Sezgin BaranKorkmaz adı da ortalarda yoktu. Hemşerim olmasına rağmen ben bile SBK'nın bu işlerle ilgilendiğini bilmiyordum. Ama Borajet üzerinden kurulan garip ilişkiler ve FETÖ iltisaklı isimler biliniyordu. Ayaslı bu iddialara cevap vermedi. Hatta ABD'ye gittiğimde asistanıyla karşılaşmış ve kendisiyle görüşmek istediğimi söylemiştim. Yine cevap vermedi. Sonra da kalktı, ABD mahkemelerine bu yazıların Borajet'i zora soktuğuna dair şikâyet dilekçesi verdi. Direkt bir suçlama da yok. Ama bir algı oluşturulmak isteniyor. Pusuda bekleyenler heveslenmesin, tutmaz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.